Bağışıklık sisteminin hava koşulları, stres ve beslenme durumuna göre şekillendiğini belirten Bahçeşehir Üniversite Hastanesi Medical Park Göztepe’den Beslenme ve Diyet Uzmanı Duygu Yıldırım, “Hava sıcaklıkları düşmeye başladıkça su tüketimine yeterli özeni göstermiyoruz. Oysaki vücudumuzu toksinlerden arındıran en önemli şey sudur, aynı zamanda vücudunuzun ısı dengesini sağlamaktadır. Kadınların 8-10 bardak, erkeklerin ise günde 12-14 bardak su içmesi gerekir. Su içtikçe vücut ısımız dengelenir, böylece daha az üşürüz” diye konuştu.
Duygu Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Günde 4-5 porsiyon sebze ve meyve yemeye özen göstermelisiniz. Meyvenin suyu yerine kendisini tüketerek, sebzeyi de vitamin ve mineral kaybını minimuma düşürecek şekilde pişirerek tüketmelisiniz. Bağışıklık sistemimiz için en önemli kuruyemişler ceviz, fındık ve bademdir. Örneğin gün içerisinde yiyeceğiniz 10 adet çiğ fındık, içerdiği E vitamini sayesinde bağışıklığınızı güçlendirir. Yoğurt ve kefir bağırsak florası üzerindeki iyileştirici etkisiyle bağışıklık sistemi üzerinde önemli rol oynamaktadır. Glisemik indeksi düşük, lif oranı yüksek yani sizi daha uzun süre tok tutacak, sağlıklı ekmekleri tercih etmelisiniz. Tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği, ekşi mayalı ekmek bunlara en güzel örnektir. İhtiyacınız kadar ekmek tüketmekten korkmayın.”
Beslenme ve depresyon arasında güçlü bir bağ bulunduğunun altını çizen Beslenme ve Diyet Uzmanı Duygu Yıldırım, “Mutluluk hormonu olarak da bilinen serotonin sentezi triptofan varlığına bağlıdır. Yüksek protein içerikli bir beslenme beyne triptofan girişini azaltır. Bu nedenle beslenmede karbonhidrat, protein dengesi önemlidir. Peynir, ceviz, fıstık, kuru fasulye, nohut, patlıcan, ıspanak triptofan içeren besinler arasındadır. Yapılan araştırmalara göre düzenli balık tüketimi veya her gün 1 gram balık yağı tüketimi depresyon riskini düşürmektedir. Günde 1-2 fincan yeşil çay ise stres seviyesini azaltmaktadır. B vitamini ve fosfor içeren elma, depresyon tedavisinde etkili olmaktadır. Muz içerdiği potasyum sayesinde, anksiyete ile başa çıkmada etkili olduğu gösterilmiştir.
“Kendimizi ve metabolizmamızı uyandırmanın en iyi yolu kahvaltı yapmak” diyen Yıldırım şu tavsiyelerde bulundu: “İyi bir kahvaltı sizi zinde tutar. Bu nedenle sütlü kahveyle bu öğünü geçiştirmemelisiniz. İçerisinde kuruyemiş, mevsim yeşilliklerinin, protein kaynakları olan peynir ve yumurtanın, ekmeğinizin olduğu bir tabakla kahvaltınızı yapmanız güne hem sağlıklı hem de kaliteli başlamanızı sağlayacaktır. Yoğun çalışma döneminiz olduğunda ve kahvaltı yapmaya vakit bulamadığınızda, yağı fazla olan poğaça ya da açma çeşitleri yerine simit tercih edebilirsiniz. Yarım simitle birlikte peynir, süt ve yoğurt tüketmeniz tokluk sürenizi uzatacak ve kahvaltınızın daha sağlıklı olmasını sağlayacaktır. Kahvaltınız günlük kalori ihtiyacınızın yüzde 25-30’unu karşılamalıdır.”
