İlk Matrix filminin akılda kalan sahnelerinden biri olan dejavu sahnesinin arka planı gün yüzüne çıktı. Neo koridorda aynı silkinmeyi üst üste iki kez tıpa tıp aynı şekilde yapan bir kara kedi görüp, "Vay, déjà vu,” tepkisini veriyordu. Filmdeki bu özel bağlantı noktası hikayeyi özgün şekilde ivmelendirip izleyenlerin "Matrixte kısa devre" kavramına kısa süreliğine bakmasına olanak tanıyordu.
Serinin, 2003 tarihli Revolutions'ın kaldığı yerden devam edecek yeni filmi Matrix 4 büyük merakla beklenirken Lana Wachowski'nin bu insanları olduğu kadar makinaları da etkileyen deneysel gerçeklik anlatısını nasıl sürdüreceğini görmek ilginç olacak.
Bu kurgu Platon'un, ancak "Seçilmiş'in" gelişiyle ortadan kaldırılabilecek bir sanrı halini anlatan Mağara Alegorisi'ni anıştırıyor. Edindiği bu yeni malumatla Neo ve Nebuchadnezzar gemisindeki birkaç isyancı, sağgörü yetisine sahip sürgün edilmiş bir bilgisayar programı olan Kahin'i ziyaret etmek için Matrix'e giriyor. Görüşme gerçekleştikten sonra Neo, aynı kara kediyi koridordan iki kere geçerken fark ettiğinde déjà vu yaşıyor.
Screen Rant'in haberine göre bu görüngü veya Trinity'nin açıklamasıyla déjà vu, Matrix’te bir kısa devre: Programlanmış gerçekliğe dahil bir şeyin değiştirilmiş olduğunun göstergesi, aynı zamanda hiper-gerçek alanın sanrısal yapısının da kanıtı. Bunun açığa çıkması Matrix'in bağlamı içinde önemli, zira Nebuchadnezzar'daki mürettebata Lafayette Hotel'in kodunun değiştirildiğinin ve tüm çıkışların kapatıldığının sinyalini veriyor.
Ekip ajanların ve özel kuvvetlerin pususuna uğruyor, ekibin geri kalanı kaçmayı başarırken saldıranlar Morpheus'u yakalıyor. Ayrıca pusuyu kuranın, Morpheus'un eski ekibinden bir dönek olan Cypher olduğu ortaya çıkıyor. Karakter gerçek dünyanın güvenilmez tehlikelerinden kaçmak için Ajan Smith'le bir anlaşma yapıyor.
Hiper-gerçek dünyadan bağlantısı kesilmiş olmasına ve gerçeklikle simülasyon arasındaki farkları ayırt edebilme yetisi olmasına rağmen Cypher Matrix’in çekimini gerçek dünyanın zorluklarına tercih ediyor. Karakterlerin buna benzer şekilde simüle edilmiş gerçekliklerde yaşamaktan (ya seçerek ya da seçimleri olmadığından) memnun oldukları durumların timsali Philip K. Dick'in işleridir: Yüksek Şatodaki Adam'da II. Dünya Savaşı'nın sanrısal alternatif tarihinden Ölüm Labirenti'nde Dünya dışı kolonilerde psikolojik savunma mekanizması olarak kullanılan döngüsel, yapay gerçekliğe...
Cypher gibi karakterler ayakları gerçekliğe basan, kıyamet sonrası bir varoluşta özgürlük için savaşmaktansa yapay bir dünyada despotik bir sisteme hizmet etmeyi tercih eder.
Yine de Matrix’in cazibesini kabul etmemek o kadar da kolay değil ne de olsa gerçek dünya fantastik ve akrobatik hareketler yapmaya ve maceralar yaşamaya izin vermiyor.
Matrix üçlemesi boyunca gerçek dünya ve Matrix arasındaki ayrım nettir ve kara kedi dejavu anı Matrix’in tuzaklarının bir hatırlatıcısı konumundadır. (Independent Türkiye)