Vltava Nehri civarına kurulu olan Prag, Viyana’nın 250 km/150 mil kuzeybatısında ve Berlin’in ise, 280 km / 175 mil güneydoğusunda bulunuyor. Yaklaşık 1.3 milyon kişilik nüfusuyla Orta Avrupa’nın en büyük şehirlerinden biri. Aynı zamanda Prag, Avrupa Kıtası’nda bulunan Roma ve Paris gibi turistik olarak önemli bir konumda. Tarihsel olarak Prag, başlangıçta Kutsal Roma İmparatorluğu’nda özerk bir ülkeydi. İlerleyen dönemlerde Bohemya Krallığı’nın başkenti olan Prag, daha sonra ise Habsburg kontrolü altına girmiş. 20. yüzyılda Prag, Sovyetler Birliği’nin boyunduruğu altına girmiş ve sonradan 1989 yılındaki Kadife Devrimi'ne kadar Nazi işgaline maruz kalmıştır. Bir şehir için çok fazla tarihi kalıntılar bulunduran Prag, bozulmamış bir tarihi dokuya sahip ve bu sayede, Orta Çağ'a ait olan bu şehir, tüm ihtişamı ile hala aynı tarihi dokusunu koruyor. Çok farklı isimler ile tanımlanan Prag, en çok da "peri masalı gibi" tanımlaması ile biliniyor. Fakat biraz daha ileri giderek, Prag’ın gerçekten dünyanın en güzel şehirlerinden biri olduğunu söyleyebiliriz! Başta, Staré Město (Old Town) alanı olmak üzere, Barok, Romaneks, Gothik ve Rönesans dönemi mimarisini Prag'da bir arada görmek mümkün. Gezmeye başlarken, Old Town Meydanı’nda bulunan Old Town Hall’den başlayabilirsiniz. Burada, Astronomik Saat Kulesi ve Jan Hus anıtı büyük ilgi çekiyor. Biraz daha Vltava tarafına ilerledikçe karşınıza, 13. yüzyılın başlarında kurulan eski St Agnes Manastırı çıkacak. Ardından, Vltava Nehri üzerine kurulu olan tarihi Charles Köprüsü (Karl Köprüsü) ile ünlü aziz heykelleri ve Prag Kalesi’ne ulaşabileceğiniz gibi burada şehrin üzerindeki kuleler de görülmeye değecektir.
