Moda tarihine "Travolta Elbisesi" olarak geçen o kadife elbiseyi duymayan kalmamıştır.
Tasarımcı Victor Edelstein’ın ellerinden çıkan bu eser, ilk olarak bordo renginde Prenses Diana’nın karşısına çıkıyor. O ise başka bir şey hayal ediyor. Daha derin bir renk olmalı: Gece mavisi. Elbise yeniden tasarlanıyor, provaları Kensington Sarayı’nda, Diana’nın özel dairesinde yapılıyor. Her dikiş, onun zarafetine, içtenliğine ve belki de biraz yalnızlığına dokunuyor.
Ve sonra o gece… Takvimler 9 Kasım 1985’i gösteriyor. Beyaz Saray’ın gösterişli salonlarında düzenlenen gala yemeği daveti… Diana ve Prens Charles, Amerika ziyareti kapsamında oradalar. Diana’nın üzerinde o büyüleyici elbise… Rivayete göre, Diana'nın içinden geçen dilek Nancy Reagan’a fısıldanıyor: “John Travolta ile dans etmek istiyorum.” Ve o dilek gerçek oluyor.
Saturday Night Fever’ın tanıdık ritmiyle dans etmeye başlıyorlar. Işıklar altında, kameralar önünde, ama sanki ikisi dışında kimse yokmuş gibi… Yaklaşık yirmi dakika süren bu dans, Diana’nın hayatındaki en büyüleyici anlardan biri olarak kayıtlara geçiyor. İşte o andan sonra elbise, artık sadece bir elbise olmaktan çıkıyor. Bir simgeye dönüşüyor. Ve ismi de öylece kalıyor: Travolta Elbisesi.
Yıllar sonra, Diana bu elbiseyi bir hayır müzayedesinde satışa sunuyor. Gidiyor ama geri dönüyor. Sahipleri değişiyor, hikâyeler birikiyor. Ve en sonunda, 2019 yılında Historic Royal Palaces tarafından satın alınıyor. Artık o elbise ait olduğu yerde, Kraliyet Tören Elbiseleri Koleksiyonu’nda. 2020’de Kensington Sarayı’nda sergileniyor; o geçmişten gelen masal, yeniden gün yüzüne çıkıyor.
Travolta elbisesi… Bu elbise bana göre Diana’nın hem ışığını hem kırılganlığını üzerinde taşıyan, bir dans gecesinin kalbimize kazınmış sembolü.
Diana, yalnızca kraliyetin değil… Moda tarihinin, kalplerimizin ve tüm o "keşke"lerin prensesiydi.
markasıdır.
Haber Gönder
