Doğa sporları genel anlamda uygulama alanının coğrafi olarak şekillendiği spor branşlarını ifade etmektedir. Zemin koşulları özel olarak hazırlanmaz. Zemin koşullarına göre özel olarak hazırlanılır. Doğa sporunun türüne göre gerekli ekipman, zemin etütü, parkur özellikleri ve mevcutsa rekabet yöntemi belirlenir. Zorlayıcılığı arttıran birçok etken mevcuttur. Ancak en ilgi çekici kısmı iklim ve coğrafi koşullardaki değişkenlerdir.
Sportif aktivite sırasında değişen koşullara uyum sağlamak ve sorunlara karşı hızlı çözüm üretebilmek hem fiziksel hem de zihinsel yeterlilik gerektirmektedir. Rüzgar sörfü de değişkenlerin çoğu zaman kontrol dışı olduğu bir doğa sporudur.
Rüzgar sörfü, özel olarak tasarlanmış bir tahtanın üzerine takılan yelken direği ve yelken aracılığıyla yapılan bir spordur. Temelde sörfe benzer şekilde denizin üzerinde durma prensibine dayalıdır. Sörften farklı olarak kullanılan yelken sayesinde deniz üzerinde uzun süreli durma hedeflenir. Ayrıca rüzgar sörfünde sporcuların önceliği dalgadan ziyade rüzgarın yönüdür.
Sporcular sörfün üzerinde yer alan yelkenin açısını rüzgara göre tayin ederek hareket ederler. Rüzgar sörfünde denge esastır. Sporcuların aynı anda kendilerinin, tahtanın ve yelkenin dengesini koordineli bir şekilde sağlaması gereklidir. Rüzgarın tam olarak öngörülmesinin oldukça zor olması ve rüzgarın denizdeki dalga hareketlerini de doğrudan etkilemesi rüzgar sörfünün ayırt edici özelliğidir.
Rüzgar sörfü (windsurfing) suda yapılan bir spor olmasına karşın ana faktörü rüzgardır. Deniz, göl veya büyük baraj göllerinde yapılabilir. Sporcular tarafından daha sığ sular tercih edilebilmektedir. Derin akıntının güçlü olduğu bölgeler riskli olarak nitelendirilir. Rüzgarın ise 10-20 knot arası olması idealdir. Ayrıca "ani rüzgarların" olmadığı bir zaman aralığı uygundur.
Rüzgar sörfünde amaç rüzgara karşı koymak değildir. Rüzgara uyum sağlamaktır. Sporcular rüzgar sörfünü yaparken öncelikle rüzgarın ters istikametinde konumlanır. Yelkeni sudan çekerek (uphaul hareketi) dengede durulur. Yelken açısı önemlidir. Yelkenin çok açıldığı durumlarda rüzgar ıskalanır ve çok kapatıldığı durumlarda tahta alabora olur.
Yelken rüzgarla şişmeye başladığında sporcu ayaklarını tahtanın ortasına dengeli yerleştirir ve vücudunu hafifçe geriye yaslayarak rüzgarın gücünü tahtaya aktarır. Bu noktada sporcu rüzgarla yelken arasında enerji yönlendirici görevi görür. Tahtanın yönü yelken açısı ve vücut ağırlığının verilmesi ile belirlenir.
Rüzgar sörfünde yön, hareket etme, durma ve dengede kalma aşamalarının her birinde yelken hareketleri kullanılmaktadır. Ayrıca sporcuların suya düşme konusunda her zaman hazırlıklı olmaları ve soğukkanlı davranmaları gerekir. Rüzgar sörfünde suya düşmek olağan bir durumdur. Önemli olan tekneye geri çıkabilmektir.
Rüzgar sörfü teknikleri alt türlere ayrılmaktadır. Türler arasında hız, zorluk, yön ve hedefsel farklılıklar bulunmaktadır. Rüzgar sörfleri arasında slalom (sığ sularda hıza dayalı yarış türü), dalga (dalga üzerinde yapılan tür), serbest stil (akrobatik manevraları içeren tür), hız turları ve serbest sürüş (rekabetsiz sürüşler) yer almaktadır.