Çocukluk zamanlarımızda dünyayı kendi gözümüzden olduğu kadar kardeşlerimizin gözümüzden de gördüğümüzden, bu bize açık görüşlülük ve empati kurma özelliği kazandırdı.
Ortanca çocuklar kardeşlerinin gölgesinde kaldığından, fark edilmemeye genellikle alışıktır. Bu spot ışıkları altında bulunmanın umurumuzda olmadığı ve diğer insanların başarılarına odaklanmaktan keyif aldığımız anlamına gelir.
Kardeşlerimiz hangi oyunu oynayacağımız konusunda kavgaya tutuşsa da, ortanca çocuk olarak biz her ne kadar oyun oynamak istemesek bile karar vermek zorunda bırakılırız. Bu gerilimler bize rahatlamayı ve kendimizi akıntıya bırakmamızı öğretti.
Uyum sağlamayı istemektense, diğer kardeşlerimiz gibi duruşumuzu sergilemeyi isteriz. Kardeşlerimiz bize duruş sergilememizin bizi daha farklı kıldığını öğrettiğinden, biz de bütün garipliklerimizi ve kişiliğimizin ilginç özelliklerini benimsedik.
En büyük kardeşimizin sokağa çıkma yasağı gibi küçük bir konudan ceza aldığını ve en küçük kardeşimizin neredeyse hemen hemen her şeyinin yanına kár kaldığını gördük. Bu da bize güçlü bir adalet duygusu ve genellike ortanca çocuk olarak en adil ve mantıklı kardeş olma özelliği kazandırdı.
Her zaman çıtayı yukarıya kaldıran büyük bir kardeşe ve neredeyse yaptığı her şeyde övgüler alan küçük kardeşimiz vardı. Ortanca çocuk övgüleri güç ve sergilediği yetenekle hak ettiğinden, bize sıkı çalışmanın yararlarını öğretti.
Ortanca çocuk, ebeveynlerinin dikkatini kazanmak için çalıştığından, bunu yapmanın en kolay yolunun harika bir kişiliğe sahip olmakta yattığını öğrendi. Her zaman anlatacak ilginç anektodlarımız ve komik hikayelerimiz olduğundan, yetişkin olduğumuzda sosyal ortamlara daha kolay uyum sağladık.
Bir gün havalı büyük kardeşimizle parkta takılırken, diğer gün küçük kardeşimizle Barbie bebeğin saçını tarıyorduk.
Ortanca çocuk ailenin bebeği veya erişkin çocuğu olmadığından, bazı şeyler elde etmek için tatlılığımıza ve ya erişkinliğimize güvenmeyiz. Onun yerine arabuluculukta ustalaştık. Şimdi iyi münakaşa etsek de ne zaman sabretmemiz ve ne zaman geri adım atmamız gerektiğini biliriz.
Ortanca çocuğa hiçbir şey kolaylıkla verilmedi. TV kumandasını almak için kavga etmemiz ve tartışmamız gerektiğinden, yetişkinler olarak istediğimiz şey için nasıl savaşmamız gerektiğini biliriz.
Ortanca çocuk kardeşler arası kavgaların ortasında kalır ve kardeşleri tarafından taraf seçmeye zorlanır. Bu bize sağlam duruşumuzu sergilerken dramalardan da uzak durmayı öğretti.
Ne zaman diğer kardeşler kavga etse, ortanca sorunu çözmek için her zaman oradadadır. Şimdiki uzlaştırıcılığımızdaki ustalığımızı kardeşlerimize borçluyuz.
Ne zaman ortanca çocuk yeni bir oyuncak alsa oynamak için gürültü çıkaran başka bir kardeş bulunur. "Ben de oynayacağım" lara alışık olduğumuzdan paylaşmayı sevmeyi öğrendik – ne de olsa en önemli şeyler gereçler değil.
Büyük kardeşimizle yetişkinlerin izleyebildiği filmleri ve küçük kardeşimizle Disney filmleri izlediğimizden şimdi o kuşağın popüler kültürü hakkında pek çok şey biliyoruz.