Türkiye’de İhtiyar Delikanlı adı ile gösterime giren Oldboy 2013’te yönetmenliğini Park Chan-Wook’un yaptığı, Japon Manga Oldboy’dan sinemaya uyarlanan Güney Kore filmidir. Film Oh Dae-Su (Ana Karakter)’nun yağmurlu bir gecede kaçırılmasını ve 15 yıl boyunca bir odada esir kalmasını anlatarak başlar. Odada bir televizyon ve ihtiyaçlarını karşılayacak banyo, yatak vb. eşyalar bulunmaktadır. Esir kaldığı sürede Oh Dae-Su’ya ne kadar esir edileceği söylenmez. “15 yıl süreceğini söyleselerdi, dayanmak daha kolay olabilir miydi? Yoksa dayanamaz mıydım?” diye kendini sorgulayan Oh Dae-Su’nun aklını kaçırmaması için yemeğine şizofren hastalarında kullanılan ilaçlar karıştırılmaktadır. İlerleyen zamanlarda odasındaki televizyondan karısının öldürüldüğü haberini duyar. Kendisini esir alanlar suçu Oh Dae-Su’nun üstüne atmışlardır. Oh Dae-Su bunu kendine yapanı bulmak için, yaptığı tüm kötü şeylerin listesini çıkarır. Asla pes etmez ve duvarı kazmaya başlar. 15 yıl sonunda duvarda, gerçek dünyaya ulaşabilen bir delik açmayı başarır. Ertesi sabah hipnotize edilerek 15 sene önce kaçırıldığı yerin yakınındaki bir binanın çatısına bırakılır. Eline para, cep telefonu ve pahalı kıyafetler verilir. Bu adam başına gelen bu durumun nasıl ve neden olduğunu anlamak ve gereken intikamı almak konusunda kararlıdır. Bu sırada Oh Dear-Soo aslında kendisini kaçıranların daha da büyük bir planının olduğunu keşfeder. Ancak bu planın özü acı dolu bir yoldan geçmektedir. Gerçeği bulmak ise, bu yolun ta kendisidir. Film, 2004 yılında Cannes Film Festivali’nde Büyük Ödül’ü almıştır.
1986 yılında Güney Kore, askeri bir diktatörlük altındadır. Ülkede yasaklar ve baskılar tüm sıkılığı ile devam ederken, bir gün, tecavüze uğrayarak vahşice bir cinayete kurban giden bir kadın bulunur. Hemen başlayan soruşturmanın başına, yerel polis dedektifi Park Doo-Man getirilir. Fakat olayı çözmek için kullandığı yöntemler, her şeyi berbat etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Başarısızlıkla sonuçlanan soruşturma yöntemleri nedeni ile birçok tanığın zarar görmesi sonucu, Seul’dan yeni bir dedektif bulması istenir ve Seo göreve atanır. Zeki, kurnaz ve işini bilir tavırlarına rağmen Seo’nun da soruşturmada son derece başarısız olması, olayları iyice sarpa sardıracaktır.
Lee Su-Jin çalıştığı televizyon kanalında yaptığı hatalar yüzünden işi tehlikeye girmiştir. Bu sırada da öğretmenliği bırakmış olan ünlü bir profesörle röportaj yapılmak istenmektedir. Şansa Lee Su-Jin onun eski öğrencisi çıkar ve işini kaybetmemek için hocasını ikna etmesi gerekmektedir. Lee hocası olan profesör Yook Suk Young’un yanına röportaja ikna etmek için gider ama sert bir kayaya toslar, onun için istediği herhangi birini bulabileceğini söyler, Suk Young bununla ilgilenmez. En sonunda Lee, “Ölmeden önce görmek istediğiniz kimse yok mu?” diye sorar ve Suk Young’un gençliğine içinde yıllar boyu taşıdığı aşkını bulmaya giderler.
Üniversite öğrencisi bir kızın kendisine araba çarpması sonrasında ortadan kaybolduğu keşfedilir. Onu kaçıran kişinin kendisine çarpan arabanın sürücüsü olduğu sanılır. Polisin başlattığı soruşturma sonucu olay yerinde bulunan iki tanığa ulaşılır. Soo-Ah görme engelli bir kadındır ve bir zamanlar polis akademisinin gelecek vaat eden öğrencisidir, Gi-Seob ise 19 yaşında genç bir adamdır. İki tanığın kaza ile ilgili farklı hikayeler anlatması, durumu daha da karmaşık hale getirecektir.
Ji-Hwan üniversitede okuyabilmek için taksi şoförü ve bir kafede garson olarak calışmak zorundadır. Bir gün kafeye iki güzel genç kız gelir. Ji-Hwan Keonng-Hi’ye ilk görüşte aşık olmuştur ve tüm cesaretini toplayıp kızla konuşmaya karar verir. Kızdan tam olarak istediği gibi bir karşılık göremez. Ancak bu üçlü arasında çok güzel bir arkadaşlık ilişkisi başlayacaktır.
Won Ryu-Hwan Kuzey Kore Özel Kuvvetleri’nde eğitim almış, 5 dil konuşabilen ve aynı zamanda ölümcül bir ölüm makinesi olabilecek kapasitededir. İki yıl önce casus olarak Güney Kore’ye gitmesi için emir almıştır. Güney Kore’nin bir kasabasında aptal biri rolünü oynar. Kasaba halkını gözlemler ve görevi için sabırla bekler. Kasabanın aptalı rolünü oynamasından 2 yıl sonra bir gün, elit casuslar sıradan öğrenci kılığındaki Hae-Rang ve rock yıldızı kılığındaki Jae-Jin Ryu-Hwan’nın bulunduğu kasabaya gönderilir. Ryu-Hwan diğer iki casusun yerleşmesine ve Güney’de işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmesine yardımcı olur. Bu sırada Kuzey’de aniden iktidar değişikliği olur ve üç casusa da acil bir görev verilir.
Güneşli bir günde Jo Kang adında genç bir çocuk parlak sarı bir yağmurluk giymiş bir meraklı genç bir kızla tanışır. Kız ona bir uzaylı olduğunu söyler. Kıza aşık olan Jo-kang anlattığı her şeye inanır. Yine yağmurlu bir günde kız aniden ortadan kaybolur. On yıl sonra, Jo-Kang üniversiteye giderken tekrar bir araya gelirler. Kızın hikayeleri devam etmektedir. Hikayeye göre, kızın gezegeni terk etmesi gerekiyordur. Giderek hastalanıp hastaneye düşer. Bu arada Jo-Kang gezegeni terk edebilmesi için bir arazide olması gereken UFO işaretini oluşturur. Jo’nun yardımıyla gezegenden ayrılan kız arkasında derin bir sevgi bırakmıştır. Jo, onun başka bir gezegende yaşadığına ve bir gün mutlaka buluşacaklarına inanmaktadır.
30′lu yıllarda Mançurya-Kore civarlarında bilinen üç tane tehlikeli adam vardır. Bu üç adamdan biri adaletin yanında, diğeri suçun ve paranın yanında, bir diğeri ise rüzgar hangi yönden eserse onun yanındadır. Japonya için çok önemli bir harita, trenle ilgili kişiye teslim edilmek üzere yola çıkar. Bu istihbaratı alan Koreliler haritayı ele geçirmek için bölgenin en iyi silahşörlerinden Won Park Do’yu tutar. O esnada başka bir yerde de haritayı çalmak için bölgenin en azılı haydutu Yi Park Chang çok zengin biri tarafından kiralanır. Ama çapulcu ve saf görünümüyle Goo Yoon Tae sırf nakit sıkıntısından dolayı haritanın olduğu treni soyar. Haritanın varlığından habersiz içinde değerli mücevheratların ve haritanın olduğu çantayla beraber kaçmaya başladığında peşine nasıl bir bela taktığının farkında değildir.
71: Ateş Altında, Kore tarihinde yaşanmış gerçek bir olayı anlatır. Haziran 1950′de Kuzey ve Güney Kore arasında savaş başlar. İçlerinde cinayetten hüküm giymiş Gap Su’nun (Kwone Sang-Woo) da bulunduğu, hiçbir askerlik deneyimi olmayan bir grup genç Güney Koreli öğrenci cepheye gönderilir. 71 kişiden oluşan bu genç grubun görevi, Kuzey Koreliler’i Nakdong Nehri civarında durdurmaktır.
Adsız Kılıç, Chosun Hanedanı’nın son hükümdarı kraliçe Myeongseong (Soo Ae) ile onun koruması (Cho Seung Woo) arasındaki aşkı anlatır.
Moo-Myoung, Joseon Hanedanı’nın, kaçakları bulan ve onların ödüllerinden kazanan bir lider avcıdır. Görevi sırasında, Güzel Leydi, Ja-Young ile karşılaşır ve ona aşık olur. Birkaç yıl aradan sonra, Ja-Young bir sonraki kraliçe olarak Joseon kraliyet sarayına girer. Sevdalı Moo-Myoung kraliçeye daha yakın olabilmek için onun koruması olur. Kraliçe Ja-Young ünvanına ulaştıktan sonra, dış ülkelerle ittifak kurarak hanedanı modernleştirmek ister fakat bu, siyasi güç mücadelesi içinde karışıklıklara neden olur. Moo-Myoung’un ise kraliçeyi bu kötülüklerden korumak için yabancı ordudan yıkıcı tehditleri savuşturması gerekecektir.
İçinizi Sımsıcak Yapan En İyi Romantik Filmler içeriğine, buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
