Uçağınız kalkarken ya da alçalırken dışarıdaki hava basıncı kulağınızdaki basıncın hemen uyum sağlayamayacağı kadar hızlı değişir. Daha önce uçağa binmiş olsanız bile, geçici olarak da olsa bu basınç oldukça rahatsız edicidir. Basıncı dengelemek için sakız çiğneyebilir, derin nefes alıp kulağınız ve ağzınız kapalıyken yavaşça nefesinizi bırakabilir, şeker emebilir, esneyebilirsiniz. Yani uyanık olmalısınız. Basınç değişimi esnasında uyuyor olmak basınçtan daha çok etkilenmenize ve baş dönmesi, kulak iltihabı, kısmi işitme kaybı, kulak zarı hasarı ya da burun kanaması ve en kötü ihtimalle de ciddi işitme kaybı yaşamanıza sebep olabilir.
Kabindeki alçak basınç kan dolaşımınızı yavaşlatabilir ve kanın özellikle bacaklarınıza kan pıhtısı atılmasına neden olabilir. Lütfen uçuş esnasında öylece oturmayın. Özellikle doğum kontrol hapı kullanıyorsanız pıhtı oluşma ihtimali sizde daha yüksek (uçmasanız bile yüksek).
Ciğerlerinizde, beyninizde ya da kalbinizde ciddi problemlere sebep olabilme ihtimali olan pıhtı riskini azaltmak için olabildiğince çok kalkıp hareket etmelisiniz. Tabi cam kenarında ya da ortada oturan yolculara bunu söylemesi kolay, o yüzden mümkün olduğunda koridor kenarındaki koltukları tercih etmelisiniz. Aslında şu küçük hareketleri yaparsanız nerede oturduğunuzun pek önemi yok (ne kadar sık ya da yoğun yapmanız gerektiği konusunda kesin bir bilgi mevcut değil). Ayak parmaklarınız yerdeyken topuklarınızı kaldırın, topuklarınız yerdeyken ayak parmaklarınızı kaldırın ve bacak kaslarınızı sıkıp, bırakın. Her hareketi bir kaç defa tekrarlayın ve uçuşunuz süresinde belirli aralıklarla bu hareketleri tekrar yapın. Peki ya yorulursanız ve uykunuz gelirse? Mümkün olduğunca sık bir şekilde oturma şeklinizi değiştirin ve aklınıza geldikçe de bacaklarınızı hareket ettirin. (Bazı uzmanlar daha da sabit kalmayın diye uyku hapı almanızı tavsiye etmeyebilir.)
Geldiğiniz yer ile gittiğiniz yer arasında saat farklı olsa bile, bu zaman farkına rahatça alışabilmek için uçaktan iner inmez uyumayın. Saatinizi hemen gittiğiniz yerin zaman dilimine göre ayarlayın ki vücudunuz gerekli sinyalleri alsın. Daha sonra aktivitelerinizi normal saatine göre devam ettirin ve uyku zamanı geldiğinde yatın. Bunu yapmazsanız herkes uyurken siz misler gibi enerjik olur, karanlıkta tek başınıza kalırsınız ¯\_(ツ)_/¯.
Kabinin içindeki hava bildiğiniz gibi oldukça kurudur. Her nefes alıp verdiğinizde vücudunuzun nem kaybettiğini düşünecek olursak yüksek rakımda olmak sizi oldukça susuz bırakacaktır. Kabin görevlisi yanınıza geldiğinizde içeceğinizi söyleyin ve düzenli olarak içmeye devam edin.
Şimdi kısa bir an için uçakta servis edilen kahvelerin tüm kahvelere bir hakaret olduğunu unutalım. 2012 Çevre Koruma Örgütü raporuna göre, ticari uçakların %12’sinde uçaktaki sudan yapılan çay ve kahvenin içinde koliform mevcut. Bağışıklık sisteminiz güçlü ise bu bakterinin size bir zararı olmaz. Fakat koliform dışkı yoluyla gelir, yani geldiği yerde E.koli gibi sisteminizi gerçekten mahvedecek bir bakteri de mevcut olabilir. O yüzden riske girmeyin, şişe su isteyin ve buzların şişe sudan mı yapılmış olduğu bilgisini güzel bir şekilde öğrenin.
Hava basıncındaki değişim vücudunuzdaki gazın %25 oranında genişlemesini sağlayabilir. Gazlı içecekler de aynı etkiyi yaratır. Eğer uçaktan indiğinizde şişkinlik yaşamak istemiyorsanız, gazlı içeceklerden uzak durun.
Her ne kadar alkol tüketimi uçakta uyumanıza yardımcı olsa da, eninde sonunda uyku kalitenizi etkiler, sizi susuz bırakır ve sizi rahatsız ve mayışık hale getirecek olan içki sersemliğini yanında getirir. Ayaklarınız karaya basana kadar ışıl ışıl görünmek istiyorsanız uçarken içmeyin.
Uçakta ya da başka bir yerde olmanız önemli değil, açsanız tabii ki yemek yiyeceksiniz. Fakat sadece sıkıldığınız için uçakta yemek yemeyin. Almanların yaptığı bir araştırmaya göre kuru kabin havası ve alçak basınç tatlı ve tuzlu yiyeceklerin tadını almanızı %15 ile %30 oranında engeller, o yüzden uçakta yediğiniz her şeyin tadı daha kötü gelecektir. Cornell Üniversitesi'nin yaptığı bir araştırmaya göre de dışarıdan gelen sesler de yemenize yardımcı olmayacaktır. Çevresel engeller tat alma duyunuzu engeller. Bazı havayolları tat kaybını kapatmak için yiyeceklerini normalden daha fazla tuzlu servis ederler. Tuzun sağlığınıza zararını düşünün ve uçakta yemek yemekten kaçının.
Uçaklarda bakteri ve mikrop araştırması yapıldığında bilin bakalım en kirli yerler neresi olmuş? Tabii ki önünüzde duran tepsiler. Uçuş görevlileri bu konuda tepsilerde bebeklerinin bezlerini değiştiren aileleri suçlasalar da, böyle bir yerde yemek yediğinizi hayal edebilir misiniz?
Her ne kadar havayolu görevlileri uçağınız havalanmadan önce tepsileri temizlemek zorunda olsa da, o tepsilerin ne kadar temiz olduğunu asla bilemezsiniz. İlla ki tepsileri kullanmak zorunda kalırsanız öncelikle anti bakteriyel bir mendille ya da el dezenfektanı ile silmenizi öneririz. Bu aşamayı atlarsanız tepsinize düşen ufak lokmayı ağzınıza atmayı sakın ama sakın aklınızdan bile geçirmeyin.
Tepsilerden sonra en kirli yerlerin emniyet kemeri olduğu keşfedilmiş. Emniyet kemerini kesinlikle takmak zorundasınız bu konuda itirazımız yok, ama fazla dokunmadan işinizi halledin ve sonrasında mutlaka bir el dezenfektanı ile ellerinizi temizleyin.
Uçaktayken kendinizi rahat hissetmeniz tabi ki çok önemli, özellikle de uzun saatler uçacaksanız ya da geceyi de uçakta geçirecekseniz rahatlamak en doğal hakkınız. Fakat uçuş görevlileri yerlerin pek temiz olmadığını itiraf ediyor ve açıkçası gözlerinde problem olmayan herkes bunu görebilir. Yere düşen yemek artıkları ve ayakkabılardan gelen kirleri düşünecek olursak ayakkabınızı ayağınızdan çıkartmasanız iyi edersiniz.
Tuvalet ihtiyacınızı bir ormanda gidermiyorsanız, uçak tuvaletleri de sizin için pek parlak bir seçim olmayabilir. Fakat uçaktayken tuvaletiniz gelirse sakın tutmayın ve gidin yapın. Yoksa basıncın da etkisi ile idrarınız idrar torbanızda kalabilir ve kesinlikle ağrılı bir enfeksiyona sebep olabilir.
