YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Vakıflar Meclisi'nin onayını alan Museviler, ibadethanelerinin tapusunu istiyor

Vakıflar Yasası’ndaki değişiklikle tüzel kişiliğe kavuşan İzmir Musevi Cemaati, 'İzmir Musevi Cemaati Vakfı' adını tescilledi....

Vakıflar Meclisi'nin onayını alan Museviler, ibadethanelerinin tapusunu istiyor

Vakıflar Yasası’ndaki değişiklikle tüzel kişiliğe kavuşan İzmir Musevi Cemaati, 'İzmir Musevi Cemaati Vakfı' adını tescilledi. Cemaat üyelerinin ilk kez geçen günlerde sandık başına giderek yönetim kurulunu belirlediği İzmir Musevi Cemaati Vakfı, şimdi gayrimenkullerinin tapularının peşine düştü. Vakıf yönetimi, aralarında Havra Sokağı’nda bulunan Şalom, Giveret, Elgazi, Bikurholim, Beth İsrael ve Roşarr sinagoglarının yanısıra kullanılmayan 12 sinagog, iki mezarlık ve 4 dükkânın bulunduğu taşınmazların tapularının, adlarına tescil edilmesini talep ediyor. Vakıf Başkanı Jak Kaya, "Biz han hamam değil, ibadethanelerimizi ve mezarlıklarımızı istiyoruz." dedi.

Cihan Haber Ajansı Muhabiri'nin sorularını cevaplandıran Kaya, azınlık vakıflarının mallarının iadesinin önünü açan düzenlemenin 2011 Kasım ayında çıktığını söyledi. Kararın, bütün azınlıkları memnun ettiğini kaydetti. Musevilerin İzmir’e 15. yüzyılda göç ettiğini belirten Kaya, bugün sayıları bin 500 civarında olan üyelerinin şimdiye kadar kendi aralarında çalışma yaptıklarını, bundan sonra Vakıflar Yasası’na göre hareket edeceklerini ifade etti. Kaya, tüzel kişilik almak için uzun zamandır uğraş verdiklerini anlattı: “Bir vakıf gibi çalışıyorduk ama vakıf değildik. Cemaat, kendi arasında toplanarak bir yönetim seçiyordu. Resmî olmayan bu seçimle belirlenen yönetim sinagogların bakımı, din adamları ve muhtaçlara yardım gibi faaliyetlerde bulunuyordu.” açıklamasında bulundu.

"ÇOĞU İBADETHANE OLAN MÜLKLERİMİZİN İADESİ İÇİN 2004 YILINDA DAVA AÇTIK"

Vakıflar Meclisi’nin aldığı kararın tarihî olduğunu vurgulayan Kaya, bu kararla Musevi cemaatinin hukuki kimliğinin kabul edildiğine ve taşınmazların tescilinin yolunun açıldığına dikkat çekti. Bugüne kadar mülkleri ve ibadethanelerinin ya hahambaşılığa ya da cemaat adına kayıtlı olduğunu ifade eden Kaya, cemaate ait taşınmazların iade edilerek vakıf üzerine kaydedilmesinin kendileri için önemli olduğunu belirtti.

Çoğunluğunu ibadethanelerin (sinagog) oluşturduğu taşınmazlar için dosya hazırladıklarını kaydeden Kaya, iade konusunda geçmişten gelen sıkıntının hükümetin iyi niyetiyle aşılacağını söyledi. Devletin, azınlık vakıflarının ellerindeki mevcut malların beyan edilmesini istediği 1936 yılında İzmir’den beyanda bulunulmadığını anlatan Jak Kaya, “Çoğu ibadethane olan mülklerimizin iadesi için 2004 yılında dava açtık. Yargı, geçmişte beyanda bulunulmadığı gerekçesiyle reddetti. Türkiye’de iç hukuk yolları tükenince konuyu AİHM’ye taşıdık. İadenin önü açılınca davayı geri çekeriz. Sinagoglarımızın çoğu, Havra Sokağı civarında bulunuyor. İkisinin tapusu cemaat adına. Diğer ikisinin malik hanesi boş. Gürçeşme ve Bornova’da birer mezarlığımız var." diye konuştu.

"TÜRKİYE’DE DİN ÖZĞÜRLÜĞÜ VAR"

Türkiye’de din özgürlüğü bulunduğunu belirten Kaya, ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu (USCIRF)’nun 2012 raporunda Türkiye'yi "Kaygı verici ülkeler" statüsüne göstermesinin haksızlık olduğunu söyledi. Türkiye’de inancı yaşayamama gibi bir sıkıntı olmadığına dikkat çeken Kaya, "Raporu doğru bulmuyorum. Türkiye, inancı yaşama özgürlüğüne sahip. Bizim bir sorunumuz, dün olduğu gibi bugün de yok. İbadet özgürlüğümüzü engelleyen bir durum yok." açıklamasında bulundu.

Mynet Youtube


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler