Anadolu’da kaybolan meslekler sadece teknolojik değişimlerin değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümlerin de bir yansımasıdır. Geçmişte bir kasaba ya da köyde mutlaka görülen meslek grupları, günümüzde modern teknolojilerin ve tüketim alışkanlıklarının değişmesiyle birlikte nostaljik bir öğeye dönüşmektedir. Günümüzde hala varlığını sürdüren geleneksel ustalar mesleklerini yaşatmaya çalışsa da miraslarının geleceği belirsizdir.
Anadolu, tarif boyunca el işçiliğine dayalı mesleklerin geliştiği bir coğrafya olsa da, sanayileşme, teknoloji ve değişen tüketim alışkanlıklarıyla birlikte birçok geleneksel meslek ya tamamen kayboldu ya da sadece küçük bir zanaatkar grubu tarafından yaşatılmaktadır.
Anadolu’nun zaman içinde unutulmaya yüz tutmuş 10 geleneksel mesleğine en iyi örnekler şunlardır:
Geçmişte at, eşek ve katır gibi yük hayvanlarının taşımacılıkta temel araç olduğu dönemlerde semercilik oldukça önemli bir meslekti. Semerciler, hayvanların sırtına tam oturacak şekilde semer üretir, dayanıklı ve konforlu olmaları için deri, keçe ve ahşap kullanırlardı. Ancak motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla birlikte semer ihtiyacı azaldı ve semercilik neredeyse tamamen ortadan kalktı.
Eski mutfak eşyalarının çoğu bakırdan yapıldığından, zamanla oksitlenip karardığı için düzenli olarak kalaylanması gerekirdi. Kalaycılar, kapları yüksek ısıda eritilmiş kalay ile kaplayarak parlak ve hijyenik hâle getirirdi. Paslanmaz çelik, alüminyum ve teflon kapların yaygınlaşmasıyla birlikte kalaycılığa olan ihtiyaç azaldı. Bugün sadece nostaljik amaçlarla ya da geleneksel mutfak eşyalarına ilgi duyanlar için sınırlı bir ölçüde devam etmektedir.
Ustalar, yorganların yüzeyine geleneksel motifler işleyerek her birini adeta bir sanat eseri haline getirirdi. Ancak fabrikasyon üretimle birlikte seri olarak üretilen yorganlar piyasayı ele geçirdi ve yorgancılık neredeyse tamamen unutuldu. Günümüzde ise birkaç yorgancı ustası el yapımı yorganlara ilgi duyanlar için üretim yapmaya devam etmektedir.
Keçecilik, koyun yününün dövülerek keçeye dönüştürülmesiyle yapılan bir zanaat türüdür. Keçe, çobanların ve göçebe toplulukların çadırlarından giysilere, çuvallardan başlıklara kadar pek çok alanda kullanılmaktadır. Günümüzde ise keçe sanatı sadece birkaç geleneksel ustanın elinde yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Saraçlık, deri işçiliği kullanılarak eyer, kemer ve çanta gibi ürünlerin yapıldığı bir meslektir. Atlı ulaşımın yaygın olduğu dönemlerde hem işlevsel hem de estetik açıdan kaliteli ürünler üretilirdi. Ancak motorlu taşıtların yaygınlaşmasıyla birlikte saraçlara olan ihtiyaç azalmıştır.
Nalbantlar, atların ayaklarını korumak için nal yapımı ve çakımıyla uğraşırdı. Bir atın rahat hareket edebilmesi için nalların ölçüsüne ve çakılma biçimine büyük özen gösterilirdi. Ulaşımın modernleşmesi ve motorlu araçların yaygınlaşmasıyla nalbantlık da giderek azaldı. Bugün bu meslek, yalnızca atlı sporlar ve binicilik merkezlerinde sınırlı bir şekilde varlığını sürdürüyor.
Sepetler, Anadolu’da yiyecek taşımadan depolamaya kadar pek çok alanda kullanılırdı. Ancak plastik, metal ve kumaş çantaların yaygınlaşmasıyla birlikte el yapımı sepetlere olan talep azaldı. Günümüzde bazı köylerde ve turistik bölgelerde hediyelik eşya olarak üretilmektedir.
Anadolu’da geçmişte her evde bulunan önemli bir zanaat aracıdır. El tezgahlarında dokunan halılar, bölgeye özgü desenler ve renklerle kültürel mirasın bir parçasıydı. Ancak seri üretim halıların piyasaya hakim olmasıyla birlikte el dokuması ürünlere olan ilgi azaldı ve geleneksel halı dokuma mesleği büyük ölçüde kayboldu.
Günümüzde paslanmaz çelik, alüminyum ve plastik ürünlerin yaygınlaşmasıyla birlikte geleneksel bakırcılığa olan talep azaldı. Bakırcılık, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Diyarbakır gibi bazı şehirlerde turistik amaçlı olarak yaşatılmaya çalışılmaktadır.
Ahşap oymacılığı, kapı, pencere, mobilya ve süs eşyalarının geleneksel yöntemlerle oyularak süslenmesiyle yapılan bir zanaat türüdür. Ancak fabrikasyon mobilyaların yaygınlaşması ve el işçiliğinin maliyetli olması nedeniyle bu sanat büyük ölçüde kayboldu.