Balıkların tadının nasıl olduğunu muhtemelen biliyorsunuzdur, peki onların nasıl tat aldıklarını biliyor musunuz? Tüm omurgalılar gibi balıkların da beş duyusu var ve bunlardan biri de tat alma duyusu. Ve bu duyuları büyük olasılıkla sizinkinden çok daha güçlü.
Balıklarda tat alma, sadece dil ile sınırlı değil. Balıkların tat alma reseptörleri sadece dillerinde değil, dudaklarında ve vücutlarında da bulunuyor. Tat alma reseptörlerinin çalışması için nem gerekiyor (kuru bir ağızla yemek yemeyi deneyin) ve balıkların etrafı her zaman suyla çevrili olduğu için, tat alma reseptörleri, kanatlarının ve yüzgeçlerinin dış kısmındaki derilerinde de bulunabiliyor.
Vücutlarıyla tat alabiliyor olmak, balıkların yiyeceği bulmasına yardımcı oluyor. Yakınlarında bulunan yemek, ağızlarına girmeden önce, onu koklamak yerine tadına bakabiliyorlar. Özellikle yayın balığı gibi bazı balıklar keskin tat alma duyusuna sahip, bu da onların çamurlu ve karanlık sularda da yenebilir lokmaları bulmalarına yardımcı oluyor. Yayın balığının tüm vücudunda (sakala benzeyen bıyıkları da dahil), yaklaşık 680.000 adet tat reseptörü bulunuyor. Bu özellikle de diğer hayvan türlerinin çoğuyla karşılaştırıldığında oldukça yüksek bir sayı (insanların ağzında 5.000 adet tat alma reseptörü var).
Vücudun dış yüzeyinde tat alma reseptörü bulunması, balıkların koku alamadıkları zamanlarda da yiyeceklerini bulmalarına yardımcı oluyor (balıkların da bizim koku almamıza benzer şekilde çalışan burun delikleri var). Açık denizlerde yaşayan fare kuyruklu balıklar üzerinde yapılan bir araştırmada, balığın koku almasının yakın mesafelerde işe yaramadığı ve balığın bu durumlarda bıyıklarıyla yiyecek bulmaya çalıştığı bulundu.
Adeta parmak uçlarınızda tat reseptörü olması gibi bir şey.
