Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Can Babayı Hatırlamak

    Türkiye’nin en güzel küfür eden adamı…

    Biz hiç bi bok olamadık!

    Yıllar önce ODTÜ’de yaptığı bir konuşma…Üç bin kişilik mimarlık amfisi tıka basa dolu, hatta onu dinlemek için ayakta kalan onlarca kişi var…Can Yücel konuşmaya şöyle başlar:

    – Biz hiç bi bok olamadık!
    Salondakiler bir anda neye uğradıklarını şaşırırlar. Derin bir sessizlik kaplar ortalığı…
    Salona gelmeden önce üç bira ve yarım votka içmesine rağmen muhteşem bir konuşma yapar. Hiç şüphesiz bol küfürlü bir konuşma…
    Söyleşinin soru-cevap kısmında ön sıralarda oturan hanım hanımcık bir kız öğrenci parmak kaldırıp Can Yücel’e şöyle sorar:

    – Can bey, bizler şiirlerinizi ve düşüncelerinizi çok beğeniyoruz, size büyük bir saygı duyuyoruz ama konuşmalarınızda çok fazla küfüre ve argoya yer veriyorsunuz, küfürlü konuşmasanız olmaz mı?
    Can Yücel önce susar, sonra yavaşça doğrulur, o kocaman ellerini kürsünün üzerine koyup:
    – Küfür, burjuvazinin ağzında bir lağım çukurudur… küfür, işçi sınıfının ağzında bir çiçektir!.. deyince salonda müthiş bir alkış kopar.
    Sonra tamamen ayağa kalkıp şöyle bitirir konuşmasını:
    – Arkadaşlar bugün de çok kafa s.kt.m!
    …………………………………………………………………………………………………………………………

    Can Yücel, vakt-i zamanda bir yazısında adamın birisine ‘göt’ dediği için dava açılmış.
    Mahkemede Can Yücel şunu anlatmış:

    Bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora getirir hastayı köylüler.
    Koca devletin koca doktoruna. Doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler köylülere. Köylüler tabi ‘tamam dohtor bey’ diyip köye giderler.

    Köydeki herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez. Bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. Hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir. Bunun üzerine köylü, doktora telefon etmeye karar verir ama kimse buna yanaşmaz. Neyse durumun vahameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. Bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, ‘biz ne yapacaamızı bilemedik dohtor bey’ der. Karşıdan doktor bir şeyler söyler.

    Muhtar döner, ama arkasına: ‘makattan verin dedi dohtor’ der. Yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar, ama makat ne bilen yoktur yine.
    hasta ise gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyor.İhtiyar meclisi toplanır. Son çare, doktorun bir kez daha aranmasına karar verilir. Yine kimse aramaz istemez doktoru. Nihayetinde yine biri kandırılır, telefonun başına geçer, ama bir yandan söylenmektedir: ‘çok kızacak dohtor çok!’ diye.

    Sonunda telefonu açar, durum anlatır, doktor bir şeyler söyler yine. Telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
    ‘Çok kızacak demiştim; götüne sokun dedi’
    Yani işin aslı hakim bey ‘bizim orada göte göt derler’
    ………………………………………………………………………………………………………………..

    Kendine has üslubu ile adını hem edebiyat hem sol tarihimize yazdırmış bir büyük ustaydı Can Yücel, 1999’un 12 Ağustosunda kaybettik onu.

    Can Yücel öfkeliydi, en çok da bu düzenin kendisine öfkeliydi. Şiiri de buram buram bu öfke ile doluydu, sertti, dobraydı ve elbet bunun içindi küfürleri, hak edenlerin suratına atılan tokattı.

    Yazının devamı için tıklayın.

    Mynet Youtube


    En Çok Aranan Haberler