Chp'li Akın'dan, Kurtulmuş'a Terör Tepkisi: Bu Güne Kadar Terörü Önlemenize Ne Engel Oldu?

Hilmi DUYAR / BALIKESİR, CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın, partisinin Balıkesir İl Başkanlığı'nda basın açıklaması yapıp, referanduma ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP'nin anayasa oylaması sırasında nasıl mücadele ettiyse referandumda da 'hayır' oyu çıkması için mücadele edeceğini belirten Milletvekili Akın, "Günlerce yeni anayasanın sakıncalarını anlattık. Bir kişinin dizginlenemez iktidar hırsı yüzünden anayasa değiştirilmek isteniyor. Savaş meydanlarında kurulan Türkiye Cumhuriyeti rejimini maalesef değiştirmek isteyen bir grup var. Bu cumhuriyeti hiç kimse bize altın tepsi içinde sunmadı. Cumhuriyeti kurmak için başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere silah arkadaşları ve kahraman halkımız, çok büyük bedeller ödedi. Ülkeyi padişahlıktan kurtarıp Cumhuriyeti kurarak gelecek nesillere emanet etti. Sizler ne bedel ödediniz ki Atamızın bize emanet ettiği Cumhuriyeti alıp, tekrar tek adama devretmek için böyle bir anayasa istiyorsunuz. Bu ülkeyi sahipsiz mi sanıyorsunuz? Bu ülke asla sahipsiz değildir ve asla da Cumhuriyetini teslim etmeye niyeti yoktur. Ne bedel ödenmesi gerekiyorsa o bedeli ödemeye hazırız" diye konuştu.
"AMAÇLARI TEK ADAM"
AK Parti'nin, MHP'nin desteği ile tek adam rejimi getirmek istediğini öne süren Milletvekili Akın, "AKP'lilerin bir kişiyi resmen diktatör yapmak için mecliste canhıraş uğraşmasına, gizli oy yerine göstererek oy kullanmalarına tanık olduk. AKP'nin Devlet Bahçeli'nin de desteğiyle beraber getirdiği anayasa değişiklik teklifi net ve açık olarak tek adamlık rejimidir. Demokrasinin olmazsa olmaz koşulu kabul edilen kuvvetler ayrılığını tamamen ortadan kaldıran, bütün kuvvetleri bir kişide bulunduran bir rejim değişikliğidir. Yargı bir siyasi partinin genel başkanı olacak kişiye teslim edilmek isteniyor. Tarafsızlığı ve bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü anlamında olmazsa olmaz koşullardan olan yargı, tümüyle bir partiye ve onun genel başkanına verilmek isteniyor. Meclis bir siyasi partinin genel başkanı olan ve başkanın iki dudağı arasından çıkacak buyruğuyla fesih edilebilecek hale getiriliyor. 'Güçlü Türkiye' diyorlar, tamamen çok zayıf bir Türkiye, fakat çok güçlü bir başkan getirmek istiyorlar. Yakın bir zamanda ABD'de başkan bir karar verdi ve orada yargı kararı iptal etti. İşte kuvvetler ayrılığının ne kadar önemli olduğunu burada gördük. Bunların derdi, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak. Cumhuriyet düşmanlığı üzerine kurulu siyasi çizgileri maalesef bizi bu noktaya getirdi. Modern cumhuriyeti de bir türlü içlerine sindiremediler. Cumhuriyet tarihimizle maalesef hep savaş içerisinde oldular. Cumhuriyete kin ve nefret kustular. Tarihten ve tarihi kişilikler üzerinden yalan ve iftiralarla düşmanlıklar yarattılar. Bu iftiraların dozunu da arttırarak sürdürüyorlar. Kurucu önderlerimiz Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü ile hep sorunlu oldular. Akla hayale gelmeyecek yalanlar ürettiler. Meclis Başkanı 'laikliği çöp sepetine atacağız' dedi. Bir kendini bilmez milletvekili, 'cumhuriyet reklam arası' dedi" diye konuştu.
"BU GÜNE KADAR TERÖRÜ ÖNLEMENİZE NE ENGEL OLDU?"
Başdanışman Ahmet Akın, parlamenter sistemi referandumla ortadan kaldırmak isteyenlere sandıkta ders verilmesi gerektiğini kaydedip, şunları söyledi:
"15 Temmuz'da da ülkemiz maalesef alçakça bir darbe girişimine sahne oldu. Kimdi bunları yapanlar bir düşünün? AKP hükümetinin fikri işbirlikçisi ve hükümet ortağı Fethullah Gülen Terör Örgütü. 15 yıl bu ülkeyi beraber yönettiler, beraber büyüdüler. Hatırlayın, 'Mezardakiler gelip oy kullansınlar' diyorlardı. 'Şimdi bu oylar nereden geldi?' diye tüm halkımızın kendisini yoklamasını istiyorum. Haksız, hukuksuz bütün uygulamaların altına sırf iktidar hırsı ile aynı menzile yolculuk ettikleri için beraber imza attılar. Yalan, iftira ve düzmece iddianamelerle insanları zindana gönderdiler. Yargıyı FETÖ'ye teslim etmek için 2010 yılındaki referandumda aynı gerekçeleri öne sürmüşlerdi. Kurmaya çalıştıkları düzen maalesef 15 Temmuz'da karşımıza darbe olarak çıktı. Şimdi de gerçek suçlular dışarıda. Bank Asya'yı açanlar orada otururken, oraya elektrik parasını yatıranlar içeride. Ülkede beka sorunu olduğu gibi ayakları yere basmayan, saçma-sapan, soyut argümanlar ileri sürüyorlar. Bu ülkenin beka sorunu varsa bu sorunun tek sebebi AKP'dir. Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terörden çok çekmiş halkımıza karşı terör kozunu ortaya koyuyor. 'Tek adam rejimine evet dediğinizde terör susacak' diyor. Normal demokraside bu resmen skandaldır. Terörü önlemekle görevli bir siyasi çıkıp pişkince, kendini bilmezce bunu söyleyebiliyor. Şimdi ben, Numan Kurtulmuş ve AKP'nin sözcülerine soruyorum: 'Bu güne kadar terörü önlemenize ne engel oldu? Başkanlık gelince farklı ne yapacaksınız ki terör engellenecek? Oslo'daki gibi terör örgütüyle tekrar başka bir yerde masaya mı oturacaksınız? Terör örgütü lideriyle İmralı'da neyin pazarlığını yapıyorsunuz şu anda? Habur skandalının tekrarı için hazırlık içerisinde misiniz? Bir federasyon sözü mü verdiniz PKK'ya, onun için mi terör susacak? Yeniden çözüm süreci benzeri bir pazarlık mı başlatacaksınız? Öfkeli gençler olarak tanımladığınız ve verdiğiniz destekle ülkemizin başına bela ettiğiniz IŞİD denilen katiller sürüsüyle neyin pazarlığını yaptınız ki IŞİD'in susacağından ve terör işleri yapmayacağından eminsiniz? Bu yüzden mi terör örgütleriyle etkili mücadele etmiyorsunuz? Terör örgütleriyle referandum sonrası yeniden müzakere sürecine mi hazırlanıyorsunuz? Bir zamanlar yol arkadaşlığı yaptığınız, aynı menzile, aynı hedefe yürüdüğünüz, hükümet ortağınız, devleti teslim ettiğiniz FETÖ ile mücadeleniz göstermelik midir? FETÖ'cülere bir af getirilmesi ve tekrar aynı yolun yolcusu olma konusunda bir anlaşma mı yaptınız?' Eğer terörle bir partinin adı yan yana anılacaksa bu partinin adı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir" dedi.