Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "Üç aylar, geçmişin muhasebesini yaparak, geleceğe azim ve heyecanla hazırlanmak için iyi bir imkandır." dedi.
Regaip Kandili dolayısıyla Sabancı Merkez Camisi'nde program düzenlendi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın kıldırdığı yatsı namazına vatandaşlar yoğun katılım gösterdi.
Sabancı Merkez Camisi uzman imam hatibi Ömer Altundağ'ın Kuran-ı Kerim tilavetiyle başlayan program, Diyanet İşleri Başkanlığı Tasavvuf Musiki Korosu'nun okuduğu Mevlid-i Şerif ve ilahilerle devam etti.
Erbaş, Regaip Kandili Özel Programı'nda yaptığı konuşmada, İslam alemi olarak üç aylar olarak bilinen, rahmet, bereket ve mağfiret iklimine girmiş bulundukların belirtti.
Recep, Şaban ve Ramazan aylarından oluşan üç ayların Allah'ın ikram ettiği faziletli ve feyizli bir zaman dilimi olduğunu ifade eden Erbaş, "Şu anda bu manevi mevsime girişimizin habercisi ve Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaip Kandili'ni idrak ediyoruz. Regaip, kelime olarak, 'herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek' demektir. Yüce Allah'ın, rahmetinin, mağfiretinin ve nimetlerinin diğer zamanlardan daha çok tecelli etmesi, samimi kalple Allah’a yönelenlerin affedilmelerinin ümit edilmesi ve müminlerce gönülden arzulanması sebebiyle bu geceye Regaip gecesi denilmiştir." diye konuştu.
Müminler için elbette bütün zamanların kıymetli olduğunu ve Allah'ın rızasını kazanmak gayesiyle yaşanması gerektiğini ifade eden Erbaş, "Bununla beraber mübarek gün ve geceler, yaratılış gayemizi idrak ederek yaratan ve yaratılanlarla münasebetlerimizi ve yaşadığımız hayatı muhasebe etmemiz için oldukça değerli fırsatlardır. Bu mübarek gün ve geceler, tefekkür, dua, tevbe ve ibadetlerle geçirilmesi, zamanın iyi değerlendirilmesi ve kulluk bilincimizin güçlenmesi adına son derece önemlidir." dedi.
Ömür sermayesini en güzel şekilde değerlendirmek için geçmişi gözden geçirmek, günü planlamak ve gelecekle ilgili kati kararlar almak mecburiyetinde olduklarını dile getiren Erbaş, şunları kaydetti:
"Üç aylar, geçmişin muhasebesini yaparak, geleceğe azim ve heyecanla hazırlanmak için iyi bir imkandır. Bu aylar, hayatımız için bir murakabe sistemi kurmak, bizi bir girdap gibi içine çeken dünyevileşme sarmalından sıyrılıp yaratılış gayemizi düşünmek, yaratan ve yaratılanlarla olan münasebetlerimizi gözden geçirmek için son derece kıymetli zamanlardır. Bu mübarek günlerin ruhumuza akseden manevi atmosferiyle geçmişin ve şimdiki zamanın muhasebesini yaparak kendimizle yüzleşmeliyiz.
Mübarek üç aylar, yaratıcımıza, ailemize, çocuklarımıza, milletimize ve bütün insanlığa karşı görev ve sorumluluklarımızı hatırlatmaktadır. Bu günler vesilesiyle yaratılış gayemize uygun davranarak yaratılmışlarla münasebetlerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz. Özellikle her zamankinden daha çok muhtaç olduğumuz bu günlerde barış, kardeşlik, birlik ve dayanışmaya önem vermeliyiz. Beraberliğimizin daha da güçlenmesi, insani ve ahlaki meziyetlerin bireysel ve toplumsal boyutta yeniden yeşermesi için var gücümüzle çalışmalıyız."
- Zaman bilinci
Erbaş, mübarek gün ve gecelerden alınacak temel mesaj zaman bilinci olduğunu belirtti.
İslam’ın emrettiği temel ibadetlerin en bariz ortak özelliğinin insana zaman bilinci kazandırmak olduğuna dikkati çeken Erbaş, "Gün içinde 5 vakit namaz, haftalık cuma namazı, senelik Ramazan orucu, ömürlük hac ibadeti ve adeta yıl içerisine serpiştirilmiş mübarek gün ve geceler; bizlere ömür sermayemizin farkındalık kazandırmasının yanı sıra zamanın tanzimini öğretmekte ve kıymetini idrak etme fırsatı sunmaktadır." dedi.
Zamanın geçmiş, şimdiki ve gelecek olmak üzere üç boyutu olduğunu ifade eden Erbaş, şöyle konuştu:
"Geçmiş zaman artık elden gitmiştir, tekrar ele geçirmek imkansızdır. Ondan ders ve ibret almak gerekir. Gelecek zaman ise bir hayal, bir ihtimaldir. Bütün sermayemiz, içinde bulunduğumuz andan ibarettir. O da elimizden kayıp gitmeden onun değerini bilmeli ve iyilik namına yapmamız gerekenleri şimdi yapmalıyız. Bizim için takdir edilen ömür, dünyadaki en büyük sermayemizdir. Her anının kıymeti bilinmeli ve Allah’ın rızası doğrultusunda değerlendirilmelidir. Hiçbir anı zayi edilmemelidir. Görmez miyiz ki ömür, yarınlara bağlanan ümitlerle geçip gitmekte, gafilce kavgalarla, gürültülerle, didinmelerle tükenip durmaktadır. Ömrümüzü içinde bulunduğumuz günden ibaret sayarak şöyle bir kendimize dönüp bakalım. Günümüzü hangi emellerle harcıyoruz?"
- Dua
Erbaş, mübarek gün ve gecelerin bir beşer olarak işlenen günahların samimi pişmanlıklarla ilahi affa sunma fırsatı olduğunu dile getirdi.
Duanın önemine değinen Erbaş, şunları söyledi:
"Hiç şüphesiz her zaman dua etmek gerekir. Bununla birlikte dua ve istiğfarların çokça kabul edildiği zamanlar ve mekanlar vardır. İşte idrak ettiğimiz Regaip Gecesi böyle bir zaman dilimidir. Böyle gün ve geceleri vesile kılarak hayatın çeşitli sıkıntıları ile nefsin şiddetli baskıları karşısında mücadelede yorgun düşen ruhlarımıza dua ve niyazla yeniden heyecan ve coşku kazandırmalıyız. Sadece kendimiz için değil, ümmet şuuruyla bütün Müslümanlar için de dualar edebilmeliyiz. O halde geliniz bu gece başta Rabbimiz olmak üzere, kendimiz, çevremiz ve tüm varlıklara karşı tutumumuzun muhasebesini yapalım. Davranışlarımızı ve alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirelim. Geçmişin kirlerinden arınarak gelecek için yeni ve tertemiz sayfalar açmak için gayret sarf edelim. Allah’a kulluğumuzun ve kullarla hukukumuzun temeline ihlas ve samimiyeti yerleştirelim."
Erbaş, yarın sabah ülkedeki bütün camilerde sabah namazında üç ayların başlaması vesilesiyle Kur’an’ı Kerim okunacağını, dualar edileceğini belirterek, tüm vatandaşları en yakın camiye giderek bu güzel ibadetleri yapmaya davet etti.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz