Kopenhag, 2025'e kadar dünyada karbon salınımını sıfırlayan ilk başkent olmak istiyor. 1995'ten bu yana karbon salınımını yarıya indirdi. Kent sürdürülebilir mobilite, geniş araçsız bölgeler, yüksek kaliteli toplu taşıma ve etkileyici bisiklet imkanlarıyla öne çıkıyor. Soğuk deniz sularının kullanımı da dahil, bölgesel ısınma ve soğutma sistemleri de emisyonları azaltmak için uğraş veriyor.
İzlanda başkentinin halihazırda hidroelektrik ve jeotermal olarak yenilenebilir bir ısı ve elektrik kaynağı bulunuyor. Konutların yüzde 95'i bölge ısıtma ağına bağlanmış durumda. Şehir ayrıca 2040'a kadar tüm toplu taşıma araçlarını fosil yakıttan arındırmayı amaçlıyor ve halkı otomobilsiz bir ulaşıma teşvik ediyor.
Brezilya'nın sekizinci büyük kentinde, nüfusun yaklaşık yüzde 60'ı şehiriçi otobüs ağını kullanıyor. Ayrıca 250 kilometrelik bisiklet hattının yanı sıra ülkenin ilk büyük sadece yayalara ayrılmış yolu Rua das Flores'e de sahipler. Curitiba'nın yeşil iklim kuşağı sele karşı doğal koruma sağlıyor. Ancak hızlı nüfus artışı, yeşil hevesini baskı altına alıyor.
San Francisco 2016'da tüm yeni binaların çatılarında fotovoltaik sistemler için bir yer ayırması gerektiği konusunda yasa çıkardı ve bunu yapan ilk büyük ABD kenti oldu. Plastik poşetler 2007'den itibaren yasaklandı, 2009'da bir kentsel gıda atığı programı başlatıldı. Şimdi 2020'ye kadar atık üretmeyen bir kent olmak istiyor. Ayrıca otobüslerin ve hafif raylı araçların çoğu sıfır salınım üretiyor.
Almanya'nın finans merkezi, 2050'ye kadar % 100 yenilenebilir enerji kaynağı arzına yönelik yol haritası benimseyen ilk şehirlerden biriydi. Yeni binalar enerji verimliliği konusunda katı kurallara uymak zorunda. PVC gibi doğaya zararlı malzemeler yasak. Kent modern bir atık yönetim sistemi sayesinde atıklarını büyük ölçüde azalttı. Frankfurt'un elektrikli ulaşım konusunda da iddialı planları var.
Vancouver, 2020'ye kadar dünyanın en yeşil şehri olmaya çalışıyor. O zamana kadar, 2007 yılına göre karbon salınımını yüzde 33 oranında azaltmayı hedefliyor. Şehrin elektriği neredeyse tamamen hidroelektrik santrallerden geliyor. Ancak yine de ısıtma ve nakliye için doğal gaz ve petrolden uzaklaşması gerekiyor. Amaç kişi başına ekolojik ayak izini yüzde 33 azaltmak.
Kigali, Afrika'nın en temiz şehri olarak tanımlanıyor. Yaya ve bisiklet yolları geliştirmeyi planlıyor. Plastik poşetler yasaklandı ve vatandaşlar ayın bir gününü çöp bulmakta zorlansalar da şehri temizleyerek geçiriyor. Bununla birlikte, insan hakları grupları, bu "temizliğin" yüksek maliyetinin nüfusun üzerinde ayrımcı bir kontrol uygulanmak için bir gerekçe olduğu eleştirisini getiriyor.
2016 Avrupa Yeşil Başkenti, tüm elektriğini hidroelektrikten sağlıyor. Toplu taşıma, yaya ve bisiklet ağları oldukça yaygın. Şehir merkezinde otomobiller yasaklandı. Sıfır atığı hedefleyen ilk Avrupa şehri olan Ljubljana, şu anda Avrupa'daki en yüksek oranlardan biri olan yüzde 60'ın üzerinde geri dönüşüm sağlıyor.
Kaynak: DW
