İnsanların büyük bir kısmı hayatları boyunca sadece ana dillerini konuşarak yaşamaktadır. Modern dünyada ise ikinci ve üçüncü bir dil bilme ihtiyacı giderek yaygın hale gelmektedir. Bu durum ise öğrenilmesi en zor diller hakkında bir sıralama yapma ihtiyacını doğurmaktadır. Yapılan araştırmalar göre, dil ailelerine göre farklı dilleri öğrenme süreci güçlü değişkenlik gösterebilir. Bundan dolayı dünyada en yaygın olan dil yani İngilizce esas alınmıştır.
Dil öğrenmek, insanların ana dili, mevcut dil ailesi ve kişisel yeteneklerine göre farklılık gösterse de bazı diller yapıları, yazı şekilleri, telaffuz zorlukları ve kültürel unsurlarıyla diğerlerinden daha zor olabilmektedir.
Dil bilimci uzmanlar tarafından gerçekleştirilen araştırmalara göre dünya üzerindeki dillerin zorluk dereceleri belirlenmiştir. Öğrenmesi en zor 10 dil ise şu şekilde sıralanmaktadır:
Arapça, dünya çapında 25'ten fazla devletin resmi dili ve yaklaşık 310 milyon insanın kullandığı bir dildir. Arapça, sağdan sola bir alfabeyle yazılır ve harfler kelimeler içerisindeki yerlerine göre farklı şekiller alabilir. Arapça’nın gramer yapısı oldukça karmaşıktır; fiil çekimleri, dişil-eril ayrımları ve geniş bir kelime hazinesine sahiptir.
Mandarin, Çin'in resmi dili olarak bilinirken, dünyada yaklaşık 1,3 milyar insan tarafından konuşulmaktadır. Çin ile birlikte Tayvan ve Singapur gibi ülkelerde de resmi dil olarak kabul edilmiştir. Dil, tonal bir yapıya sahip olduğundan kelimelerin anlamını belirler. Mandarin dilinde 4 ana ton yer alır; bu yüzden aynı heceler farklı tonlamalarla oldukça farklı anlamlara bürünebilir.
Korece, Kore Yarımadası’ndaki Kuzey ve Güney Kore ülkelerinin resmi dili olarak yaklaşık 77 milyon insan tarafından kullanılmaktadır. Yazı dili olan Hangul, her harfin anatomik söyleniş biçimini temsil edecek şekilde tasarlanmıştır.
Dilin başlıca zorlukları arasında 3 farklı yazı sistemi bulunur. Bunlar Kanji, Hiragana ve Katakana olarak sıralanabilir.
Kanji, Çince harflerden meydana gelir ve anlamı ifade eder. Her harfin farklı bir okunuşu olduğundan öğrenmeyi zorlaştırır.
Hiragana, Japonca kökenli sözcüklerin yazımında kullanılır ve Kanji’nin söyleniş biçimini göstermek için yardımcı olur. Katakana ise yabancı kökenli kelimelerin ve bilimsel terimlerin kullanımında tercih edilir.
Rusça, dünya çapında yaklaşık 150 milyon kişinin anadili olmakla birlikte 260 milyon kişi tarafından konuşulur. Dil, Kiril alfabesi ile yazılır ve Latin alfabesine alışkın olan kişiler için oldukça zorlayıcı olabilir. Bununla beraber Rusça’nın dilbilgisi de son derece karmaşıktır.
Macarca, Macaristan’ın resmi dili olarak dünya çapında yaklaşık 14 milyon kişi tarafından kullanılır. Dilbilgisi bakımından oldukça karmaşık bir yapısı olan Macarca, isim çekimlerinde 18 farklı durumdan oluşur. Bunlar sözcüklerin cümle içerisindeki anlamını ve işlevini değiştirir. Ayrıca telaffuz kuralları ve sözcük vurguları dilin öğrenme sürecini zorlaştıran faktörler arasında yer alır.
İzlanda’da konuşulan ve kökeni Vikingler dönemine dayanan bir dil olarak bilinir. Dil, karmaşık gramer sistemi ve 4 durum ile 3 cinsiyetten oluşur. Bu da öğrenme sürecini oldukça zorlaştırır.
Yunanca, dünya tarihindeki en eski dillerden biri olarak günümüzde yaklaşık 13 milyon kişi tarafından konuşulur. Eski bir dil olan Yunanca, zengin bir tarih ve kültürün anahtarı olarak nitelendirilir. Yunanca, 3 cinsiyet, birden fazla durum ve zorlu bir gramer sistemine sahiptir.
Farsça, İran başta olmak üzere Orta Asya ve Ortadoğu bölgelerinde yaygın olarak konuşulan bir dil olarak öne çıkar. Dünya genelinde yaklaşık 62 milyon kişinin ana dilidir. Arap alfabesiyle ve sağdan sola doğru yazılır. Farsça, dilbilgisi olarak gelişmiş zaman ve karmaşık fiil çekimlerine sahip değildir. Fakat oldukça zengin bir edebi geçmişe ve kelime dağarcığına sahiptir.
Fonetik yapısı nedeniyle nispeten daha kolay görünen Türkçe, özne-nesne-fiil yapısı ve sondan eklemeli diller arasında oldukça zorlayıcı dillerden biridir.
Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti devletlerinin resmi dili olup Orta Doğu ve balkan ülkelerinde de konuşulur.