Yüzlerce yıla yayılan köklü geçmişi, çok kültürlü yapısı, coğrafi güzellikleri ve kendine has lezzetleriyle her daim ilgi görmeyi başaran Gökçeada, tüm bu özelliklerinden dolayı artık klasikleşmiş tatil rotaları dışında farklı bir alternatif arayanlar için ideal bir seçeneğe dönüşüyor. Yüz ölçümüne kıyasla Gökçeada nüfus bakımından da oldukça düşük bir orana sahip olduğu için sakin bir tatil süreci geçirmek isteyenlere de hitap etmeyi başarıyor. Ayrıca Türkiye'deki nadir Cittaslow, yani "Sakin Şehir", unvanına sahip noktalardan biri olan Gökçeada, kesinlikle daha fazla kişi tarafından keşfedilmeyi hak ediyor. Peki, Gökçeada nerede, bu adada gezilmesi gereken yerler neler? İşte detaylar...
Öncelikle adaya dair en temel sorulardan biri sayılan "Gökçeada nereye bağlı?" sorusunun cevabıyla başlayalım. Türkiye'nin en batıdaki kara parçası Gökçeada, Çanakkale'nin 12 ilçesinden biri olmakla beraber şehir merkezinin kuzeybatısında yer alıyor. Geçmiş yıllarda Gökçeada uçakla ulaşım imkanı sunsa da günümüzde adaya yalnızca feribot seferleriyle gidilebiliyor. Çanakkale'nin kuzeyindeki Kabatepe Limanı'ndan hareket eden feribotlarla yaklaşık 1 saat 15 dakikada ulaşabileceğiniz Gökçeada'nın hem ada dışı hem de ada içi ulaşımı pek kolay sayılmıyor.
Ada dışından gelecek olanların Gökçeada ulaşım alternatifleri için öncelikle şehir merkezi dışındaki Kabatepe'ye varması gerekiyor. Kabatepe'den hareket eden feribotlar ise yolcuları yine adanın merkez dışındaki noktalarından biri olan Kuzu Limanı'na bırakıyor. Buradan adanın iç kesimindeki merkezine ise minibüs seferleriyle ulaşabiliyorsunuz. Adada keşfedilmeye değer birçok köy olmasına rağmen hem yolların bozukluğu hem de bu noktaların çoğundan geçmeyen minibüsler nedeniyle özel aracınız yoksa araç kiralamanız ya da taksi tercih etmeniz gerekebiliyor.
Tarihin, doğanın ve kültürlerin bir araya geldiği Gökçeada'da birkaç güne sığdırılamayacak kadar gezilmesi gereken yer bulunuyor. Türk ve Rum köyleri, herkese hitap edebilecek çeşitliliğe sahip plajları ve benzersiz doğal güzellikleriyle Gökçeada'yı keşfedebilmek için yalnızca bir hafta sonu yetmeyebiliyor. Ancak adada öncelikli olarak görmeniz gereken yerlerin başında deniz kenarındaki tek yerleşim yeri olan Gökçeada Kaleköy bulunuyor. Adanın kuzeyindeki bu huzurlu noktada kumsal boyunca yürüyebilir ya da denize girebilir, Aya Marina Kilisesi'ni ziyaret edebilir, balık restoranlarında Gökçeada lezzetlerini tadabilir, dilerseniz hediyelik eşyalar satın alabilirsiniz.
Adada hem Türk köylerine hem de Rum köylerine rastlamak mümkün. Kafeleriyle ünlü Zeytinliköy, yüksek konumuyla dikkat çeken Tepeköy, batıdaki Dereköy, adanın Rum köylerini meydana getiriyor. Yeni Bademli, Eşelek, Şahinkaya, Şirinköy ve Uğurlu ise adadaki Türk köyleri arasında yer alıyor.
Ada içi ulaşım pek gelişmiş olmadığı için bu köylerin yalnızca belirli bir kısmına Gökçeada'nın merkezinden minibüsler hareket ediyor. Bu yüzden tüm köyleri ziyaret etmek isterseniz özel araca veya taksiye ihtiyaç duyuyorsunuz.
Adada birçok doğal güzellik de bulunuyor demiştik. Tuz Gölü, Peynir Kayalıkları, Sualtı Milli Parkı ve Gökçeada koyları bunlardan yalnızca birkaçını oluşturuyor. Gökçeada Laz Koyu, Aydıncık Plajı, Yuvalı Plajı, Yıldızköy, Gizli Liman, Kuzulimanı ve Marmaros, adada denize girebileceğiniz en bilindik noktalar olarak kabul ediliyor. Ayrıca ada genelinde rüzgar sörfü, çamur banyosu ve dalış yapabileceğiniz yerler de bulunuyor. Ek olarak keçileriyle ünlü bu adada, kumsallar dahil her yerde irili ufaklı keçi sürüleriyle karşılaşabiliyorsunuz.
Gökçeada'da denize girebildiğiniz birçok alanda ücretli veya ücretsiz olarak kamp da yapabiliyorsunuz. Bu alanların başındaysa Yıldızköy, Aydıncık, Sualtı Milli Parkı, Kefalos, Uğurlu, Kaleköy, Mavi Koy ve Gizli Liman kamp alanları geliyor. Tüm bu kamp alanlarında ücretsiz olarak kamp yapabileceğiniz gibi Şen Kamping, Vagon Camping, Arkadia Kamp Alanı, Laz Koyu Kamp Alanı ve Surf Inn gibi özel işletmelerin bulunduğu yerlerde de ücretli olarak kamp yapabilirsiniz.
