İstanbul İl Müftüsü Prof.Dr. Rahmi Yaran, tayinlerde, bir işe talip olmada, bir iş için araya birilerini koymanın haklı bir kazanç olmadığını söyledi.İstanbul İl Müftüsü Prof.Dr. Rahmi Yaran, Karabük Müftülüğü tarafından Vali Nafiz Kayalı Gençlik Merkezi’nde düzenlenen “Kazanç Ahlakı” konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı. Konferansa; Karabük Vali Yardımcısı Tarkan Keskin, Karabük İl Müftüsü Halil Bektaş, Müftü yardımcıları, imamlar ve vatandaşlar katıldı. İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende Kur’an-ı Kerim okundu. Karabük İl Müftüsü Halil Bektaş yaptığı açılış konuşmasında, kendilerini kırmayarak konferansa konuşmacı olarak katılan İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Rahmi Yaran’a teşekkür etti. “Kazanç Ahlakı” konulu konferans veren İstanbul Müftüsü Yaran, kiminin örf ve adeti ahlakın kaynağı gördüğünü, kiminin felsefeyi, kiminin başka farklı inançları ahlakın kaynağı olarak gördüğünü belirterek, ahlakın kaynağının kitap ve sünnet olduğunu söyledi. Yaran, konunun ‘Kazanç Ahlakı’ olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Ahlak birinci meselemiz, neyin ahlakı veya ahlakın kaynağı ne? Herkesin kendine göre bir ahlak anlayışı var, kimisi örf ve adeti ahlakın kaynağı görüyor, kimisi farklı inançları ahlakın kaynağı görüyor, kimisi felsefeyi görüyor, bu tartışmalara girecek değilim. Ben bir tespit yapmak adına bizim söyleyeceğimiz İslam ahlakıdır. İslam ahlakının da bütün İslami değerlerde olduğu gibi kaynağı kitap ve sünnettir. Dolayısıyla Kur’an-ı Kerim’e göre, hadisi şeriflere göre, Peygamber Efendimizin hayatına göre kazanç ahlakı, ticaret ahlakı noktasından bazı hususları paylaşacağım. Kazancın temelinde rıza vardır. Ne denmek rıza? Hani biz hani Allah’ın rızası diye ifade kullanıyoruz, o kazancınıza Allah razı olmalıdır. Böyle bir kazanç yolunu Allah kabul etmelidir.”Araya birilerini koyarak, başkalarının önüne geçmenin haklı bir kazanç olmadığını kaydeden Yaran, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mallarınızı kendi aranızda batıl yolla yemeyin. Allah’ın rızası olduğu gibi kazanç transferinde o sahibinin de rızasının olması lazım. Allah ayetinde diyor ki; ‘Aranızda mallarınızı karşılıkla rızaya dayanan ticaret yoluyla yiyin’ bir insanın kendi rızası olmadan onun malını almak caiz değildir. Allah bir ayetinde de ‘Mallarınızı o hakimlere sevk etmeyin’ buyurmuştur. Neden verirler? İnsanların mallardan bir kısmını günah yoluyla yemek için. Bu rüşvet ve benzeri bütün faaliyetlerin yasak olduğunun ifadesidir. Siz mallarınızı hakimlere, hakkınız olmayan başkasına ait olan malların bir kısmını yemek için vermeyin, (buradaki hakim hüküm sahibi demektir) dolayısıyla mahkemedeki hakimi kapsadığı gibi ondan daha çok tüm yöneticileri kapsam, hüküm verme yetkisi olan herkesi kapsar. ’Bu iş böyle olsun uygundur, tayini uygundur, şu yapması, bunu hak etmiştir’ gibi hüküm veriliyor. Demek ki ilk önce adalet olacak, aranızdaki kazanç da hak etmek esas, hak etmeden, hakkınız olmayan hiçbir şeye talip olmayacaksınız. ‘Ben para vermiyorum da hatırımı kullanıyorum’ bununda olmaması lazım. Ne başkasının hakkını üzerimize geçireceğiz, ne de Ahmet’in hakkını Mehmet’e, Ayşe’nin hakkını Fatma’ya geçireceğiz. Bir çoğumuzun diyanet mensubu olduğunu tahmin ediyorum, bizim görevlerimizde çok önemli, tayinlerimizde de önemli. Bir şeye talip olurken onlarda da önemli. Araya birilerini koymak, birilerini koyarak başkalarının önüne geçmek bu haklı bir kazanç değildir, kazanç ahlakının en tepe noktasında olması gereken ilkedir.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz