a Dahiliye ve Kardiyoloji ağırlıklı eğitim alan ayrıca Covid-19 ile mücadele çalışmalarıyla bilinen Doktor Kahraman Kıskaç, piyasadaki aşı türleri ve özelikleri hakkında bilgiler verdi.
Gaziantep’te NCR Hastanesi’nde ve yurt dışında Dahiliye ve Kardiyoloji ağırlıklı eğitim alan ayrıca Covid-19 ile mücadele çalışmalarıyla bilinen Doktor Kahraman Kıskaç, Korona virüs aşılarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Doktor Kahraman Kıskaç, İnaktif, mRNA ve Viral vektör aşıları olarak 3 gruba ayırdı. Dr. Kıskaç, inaktif aşı ile ilgili, "Aşılar canlı ve inaktif aşılar olmak üzere ikiye ayrılır. İnaktif aşı ölü aşı demektir. İnaktif aşılar uzun süredir kullanılan ve güvenilir bir metot. Çocuk felci ve bazı tip grip aşıları bu teknik kullanılarak üretildi. İnaktif aşılar ısı, kimyasallar ve radyasyon kullanılarak virüslerin kendilerini kopyalayarak çoğalmalarını engellenmesi ile üretiliyor. Bu virüsler çoğalamasa da bağışıklık sistemini tetikleyebiliyor. Canlı aşılara kıyasla bağışıklık süresi kısadır. Bu aşının en büyük avantajları denenmiş ve güvenli olarak bilinen bir teknik olması ve bağışıklık sistemi zayıf insanlarda bile kullanılabiliyor olması. En büyük dezavantajı ise etkinliğinin düşük olması nedeniyle birden fazla doz kullanılmasının gerekliliği” ifadelerini kullandı.
mRNA aşısı
İnaktif aşılar, farklı hastalıklar için uzun yıllardır Türkiye’de de uygulandığını belirten Doktor Kahraman Kıskaç, “mRNA aşısı ise genetik yoldan etki eden ve daha kısa sürede üretilebilen bir aşı. Bu aşı insanlarda yeni uygulanan bir teknolojiyle hazırlanıyor. Çalışmalarda erken dönemde antikor ve hücresel bağışıklık geliştirme konusundaki sonuçları başarılı, ancak orta ve uzun vadede sonuçları bilinmiyor. Bunun nedeni de salgında mRNA yöntemiyle ilk kez kullanılıyor olması. Mesajcı RNA, sentezlenecek bir proteinin amino asit dizisine karşılık gelen kimyasal şifreyi taşıyan bir moleküldür. mRNA, bir DNA kalıptan transkripsiyon yoluyla sentezlenir ve protein sentez yeri olan ribozomlara, protein kodlayıcı bilgiyi taşır” dedi.
Viral Aşı
Viral vektör aşıları ağırlıklı olarak virüslerin zayıflatılarak hastalığa yol açma kabiliyeti ortadan kaldırılarak bağışıklık kazanılmasını sağladığını söyleyen Kıskaç, “Vücuda giren virüs hastalığa neden olmasa da bağışıklık sistemini tetikleyerek antikor üretilmesini sağlıyor. Aşılarda kullanılan en eski metotlardan biri olan bu teknik çiçek aşısında kullanıldı ve etkinliği hala en yüksek aşılardan biri olma özelliğini sürdürüyor” şeklinde ifadelerine yer verdi.
Doktor Kahraman Kıskaç, Çin aşısı olan Sinovac’ın inaktif özellik taşıdığını, Amerikalı Pfizer/Biontech ve ABD Moderna aşılarının mRNA aşı tekniği ile üretildiğini, Rusya’nın Sputnik V ve Oxford Üniversitesi’nin AstraZeneca aşılarının ise viral vektör özellikte olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin aşı seçimi doğru
Kovid-19 ile mücadelede önemli ve derin fikirleriyle bilinen Doktor Kahraman Kıskaç, “Bugün dünya yeni teknoloji aşılarının mutasyona etki edip etmediğini tartışırken Türkiye, inaktif aşı kararıyla mutasyonlardan en az etkilenecek önemli karar verdi. Bunu dünya şuan daha iyi anlıyor” dedi. Salgının Avrupa’ya göre Türkiye’de daha hafif sonuçlara yol açtığını vurgulayan Doktor Kıskaç, “Avrupa aşılamada erken tarihte başlamasına rağmen, çok yavaş gittiği belli. Avrupa 2’inci dalgayı çok ağır atlattığını herkes görüyor. Oysaki Türkiye olarak biz yerinde alınan tedbirler ile geldiğimiz nokta Avrupa ile kıyaslanmayacak kadar çok iyi. Özellikle yüz yüze eğitime ara vererek bulaş zincirini kırmamız bizim 2’inci dalgayı daha hafif atlatmamız da en önemli etken oldu. Avrupa bunu çok geç fark etti. Bugün dünyada nüfusa oranla en düşük ölüm oranında olmamızın Türkiye olarak sağlık sektöründe ne kadar ileri de olduğumuzun bir göstergesidir” şeklinde konuştu
"Aşılama hızında dünya rekoruna koşuyoruz"
Kıskaç, Türkiye’nin geç başlamasına rağmen aşılama rekoruna koştuğunu belirterek, "Biraz dünyaya göre geç başladığımızı düşünsek de öyle bir giriş yaptık ki iki günde dünya rekoru kırarak ilk 10’da yerimizi aldık. Yine bu da aşılama konusunda ne kadar tecrübeli olduğumuzun bir göstergesidir. Özellikle riskli grupları hızlı aşılayarak ve kontrollü giderek dünyada örnek gösterilecek ender ülkeler arasında yer aldık” ifadelerini kullandı.
Korona virüs tablosunun 100 yıl önceki İspanyol Gribiyle nerdeyse aynı oranda seyir ettiğini belirten Doktor Kıskaç, "1’inci ve 2’inci dalga derken bir de 3’üncü dalga Şubat ve Mart ayında ülkemizde olması bekleniyor. içindedir. Koronavirüste korunmamız için elimizde en büyük silahımız yine aşıdır. Avrupa karantina üstüne karantina ile giderken bizim hükümetimizin aldığı yerinde tedbirler ile karantinaya gerek kalmadan en az zararla atlatmamız dünyada daha çok konuşulacak gibi duruyor. Bu tabloya Türkiye’miz olarak gurur duyuyoruz” diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz