Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Kimse gelmesin...

    Dünyanın en zor şeyi insanın kendine karşı cesur olmasıdır, bazı insanlar kendini tanımaz, unutur kendini, kaçar, kapanır, tartamaz kendini. Kendine cesaret ile yaklaşarak bir başlangıç yaparsan verdiğin kararlar seni sen yapar, hataların da yol gösterici olur.

    Kendini tanı, keşfet, sana iyi gelen şeyleri bul, zayıf yanlarını iyileştirmeye çalış. Ama bunların hepsini yaparken kendin için yap. Bir başkasını memnun etmek için değil. Sadece kendin için. Çünkü kimse senin kendine verecek olduğun değer kadar sana değer vermeyecek. Kimse seni sen kadar tanımayacak.

    Gerçek şu ki, yıllarla olgunlaşmayız, hasarlarla olgunlaşırız, öldürmeyen darbe mutlaka güç verir.

    Karar verdim ve akşam serinliğinde yola çıktım, aracımın deposunu önceden doldurmuştum, tüm hazırlıklarım tamamdı.

    Ahmet Kaya müzikleri ile Sezar ve ben yolculuğumuza başladık. İzmir üzerinden Aydın Söke’ye ulaşarak lojistiğimi yapacak Durmuş ile buluşacaktım.

    Picture1

    Yoldayken kanyon içinde yapacağım her şeyi tekrar tekrar gözden geçirdim.
    Aksi olası bir durumda hangi manevraları kendim için nasıl uygulayabilirdim? Ekipmanlarımın kemerimin üzerindeki yerlerini tek tek ezberlemiştim.
    Artık mental olarak da hazırdım, başıma ne gelirse ne yapabilirim diye en ince ayrıntısına kadar düşünmüştüm.

    Daha önce bu kanyonda bir sel felaketi yaşamıştım, bu sel felaketi aslında bir su oyununa çevrilerek geçilebilirdi ama olmadı.
    Benim solo geçiş amacım Yamaç kanyonunun söylendiği kadar tehlikeli ve zorlu olmadığını göstermekti.

    Kanyonlar benim özgür hissettiğim tek yer, stresten uzak, endişeden uzak ve her şeyden uzaklaştığım tek yer.

    Bu kanyonu beş kez ekip olarak geçmiştim ama maalesef zorluklardan dolayı kanyon geçmeye ekip arkadaşı bulamaz duruma gelmiştik.
    Kanyoning zorlu bir spor olduğu için sanırım insanlar daha kolay, daha basit ve sosyal medyada daha çok beğeni alabileceği, gövde gösterisi yapabileceği ve daha az emek verilen sporlara yöneliyorlar.

    Picture2

    Kanyoning sporu hiçbir spora benzemez, korkusu da hiçbir korkuya…
    İçeri girdiğinde kendi mental gücün ile karşı karşıya kalırsın, fazla eşya taşırsan gereksiz hamal olursun, az eşya taşırsan dehidrasyon yaşarsın.
    Zaten ortak malzeme konforu azaltacak kadar ağır geliyor, hilti, bold, karabina ve ekipmanlar, iniş ipleri, ilk yardım malzemeleri…

    Bu sporu yapmak için belli bir olgunluk gerekir, mental güç ve özveri gerekir, her şeyden önce belli bir kültür gerekir.

    Picture3

    O kültür yeteri kadar olgunlaşmamışsa içindeki bahaneler elveda deme zamanı bile vermez, yok olur gidersin.

    Sosyal medyada show yapmak için gelenler ilk geçişte eleniyor zaten.
    Biz ayak izimizi bile bırakmaya kıyamazken bu kişiler asla bizim camiamızda yer alamazlar.

    Aslında bu spor tamamen mental olarak bir test sporudur, başarırsan karakterine büyük katkı sağlarsın, Nirvana’ya erişirsin.
    Ben de bu bayram tatilini fırsata çevirerek kendimi sıfırlamak için yola çıktım.
    ‘’Tek başına da olur’’ sloganıyla en iyi bildiğim kanyondan başladım solo geçişlere.
    Ama benim hedefim kanyonların şahı olan Kırkurgan Kanyonunu tek başına geçmek olacak.

    Büyümek sancılıdır, gelişim sancılıdır, değişim sancılıdır, ama hiçbir şey ait olmadığın yerde sıkışıp kalmaktan kötü değildir.
    Ben kendi kendime dayanak oluyorum çünkü beni benden iyi tanıyan birisi yok.
    Bana kendimin vereceği destekten daha iyi destek verecek biri yok, bunu biliyorum.
    Bu yüzden oyunlarımdaki tek kahramanım benim.

    Hayallerim, gerçekler ve yapabildiklerim, dördü köşe kapmaca oynuyor zihnimde.
    Hayallerim asla imkansız değildi, yapabildiklerim de hiçbir zaman mucize değildi.
    Gerçekler ise gün gibi ortadaydı, beynimdeki Haydar sürekli hareket halindeydi.

    Kanyonda geceleyin yıldızlar yaklaşır sana, elini uzatsan tutarsın, sen de yıldız olursun ama o cesaret var mı sende?
    Bunu gözlerin kapalıyken kendine sormalısın…

    Picture4

    Kanyon girişine geliyoruz ve Durmuş ile vedalaşıyoruz.
    “Neden?” diye bakışlarını kaçıramıyor gözlerimden.
    Susuyorum.
    İçindeki derin nefesi geri vererek, “Tamam abi, saat 15:00 de çıkışta seni bekliyor olacağım” diyor.
    Kanyona dere yatağından giriş yapıyorum, büyük şok yaşıyorum her yer alt üst olmuş, büyük bir güç savaşı yapılmış sanki.

    Picture5

    Yavru ceylan gibi etrafı izliyorum, içim ürperiyor, korku mu bu yaşadığım, endişe mi yoksa? bilemiyorum…
    Tek sermayem mental gücüm, efkarım büyük, ay güneşi geçmiş gidiyor, ona yetişmek için adımlarımı hızlandırıyorum.
    Aşırı sıcaklarda içeride kalırsam dehidrasyon yaşayabilirdim.

    Picture6

    Maden ocağı bölgesinden geçerken yukarıdan dereye dev kayalar yuvarladıklarını görüyorum.
    O bölgeden geçerken çok dikkatli olmalıydım, tam nasıl yaparım diye düşünürken birden tüm makinaların sesi kesiliyor.
    Hızlı emin adımlarla yağ gibi akıp geçiyorum, sanırım istirahat ya da görev değişim zamanına denk gelmiştim.
    Tüm ağaçlar beni selamlarken tek sorunlu bölgeyi geçmiştim bile, şimdi sıra ağustos böceklerinin serenatlarındaydı.

    Picture7

    Ara sıra durup videolar çekiyorum, anlatımlar yapıyorum birinci, ikinci iniş derken sessizce cehennem felaketi yaşadığımız alana geliyorum.
    Boğazım düğümleniyor, şimdi helikopterin desteğe geldiği yerin tam altındayım, ipimi öperek ona teşekkür ediyorum ve o gün ilk keyifle indiğim ipimden kazana bir solo iniş yapıyorum,
    Her yer virane olmuş, aşağıya o gün kocaman kayalar düşmüş, nasıl kurtulmuşum buradan bilemiyorum.

    Fizibilite yapmaya başlıyorum, uçurumdan selin vurmasıyla düştüğüm yeri inceledikten sonra arkamda bırakıp gittiğim ateşin külleri kalıyor.

    Picture8

    Alın terim üzerine damlıyor, belki o küllerden bir Anka kuşu yükselir.

    O incir ağacına bağlıyken demiştim ki;
    Erdal gelsin…
    Boğazımı yırtarcasına yine haykırmak istiyorum yine Erdal gelsin diye…
    Göz yaşlarım terime karışıyor derin bir iç çekerek önüme bakıyorum.
    Bu kanyonu ben iki yılda beş kez geçtikten sonra en iyi bilen Erdal’dı.
    Biliyordum Erdal gelirdi ve tereddüt etmeden geldi…
    Bu bağı, bu güveni bilmeyenler anlayamazlar. Candaş olmak böyle bir şey.

    Bu sporu bilmeyen yanlış kişiler için hiçbir zaman yeterince iyi olmayacaksın, yani insanlar senin ederini görmeyecekler.
    Mesele şu değil; yeterince iyi değilim! Hayır! Sadece onlar bu camia için yeterli değiller, sen yoluna bakmalısın.
    Zaten hiçbir zaman senden daha iyisini yapan birisi tarafından eleştirilmeyeceksin.
    Hep daha azını yapanlar tarafından eleştirileceksin, asla kulak asmayın, boş tenekeden çok ses çıkar.

    Dumansız ateş olsam çıktıktan sonra külün yok derler biliyorum, onlar hayalleri zihinlerinde çürüyen insanlar.
    Kendi yapamadıklarını başkalarının da yapmalarını görmek istemezler, kendi kendime söz verdim onlardan olmayacağım diye.

    Bu yaptığım doğruydu biliyorum, gidip o kanyona kendimi bulmalıydım ve buldum!
    Sonuna kadar deli kalabilmek çok zormuş gerçekten, ardından kanyonda kalan ekipmanları toplayarak inişlerime devam ediyorum.

    Bazı iniş istasyonlarında boldlar karabinalar kopmuş, yerine yenilerini takarak inişlerime devam ediyorum.

    Picture9

    Son 30m inişe geldiğimde ipim yukarıda kör düğüm oluyor, bu felaketi de düşünerek yanıma ince tek kişilik kurtarma ipimi almıştım.
    Telefon çeken bölgedeyim, lojistiğimi yapan Kerim Selvili’yi arıyor, ipimin takıldığını ama planladığım zamanda çıkış yapacağımı söylüyorum.
    İnsanın gerçekten duygularını örselemeyen böyle güzel yürekli dostlarının olması ne güzel, enerjimi toplayarak ipim ile konuşuyorum.

    Mahsur değil mahzun kalıyorum, o ipi orada bırakmadan geçmeliydim.
    Öğrendiğim tüm teknikleri uygulayarak bir saat sonunda ipimi düğümden kurtarıyorum, kanyonun kalbinden yüzüme bir esinti geliyor.
    Sel ile geçişe izin vermeyen yamaç kanyonu bu kez kalbini açmıştı bana.
    Neşeyle bağırıyorum “Bırakır mıyım lan ben bu ipi burada, benim adım Haydar!…” diye. Kendime gülüyorum.

    Benim sorunum çok düşünüyor ve derin hissediyor olmam, bu çok tehlikeli bir kombinasyon ama ne yapabilirim bu benim işte.
    Kanyondan çıkamazsam gökte yıldız söner, ay kap kara olur, gamdan sanıyorum, çok ciddiye alıyorum kuralları.

    Yani demem o ki;
    Hayatında asla kimseyi suçlama. İyi dostların sana mutluluk verir kötü olaylar ders verir ve en iyiler ise sana paranın dahi satın alamayacağı eşsiz anılar bırakır…

    Picture10

    Sen bildiğini yap nerede mutluysan oraya git tutkuyla, kendine bir dünya yarat.
    Bu senin yeteneklerinle alakalı bir yol, denemeden bilemezsin.
    Onun için kimse gelmesin!

    Bu yolculuğumda bana tereddütsüz güvenerek ekipman desteği veren
    KAYA SAFETY ailesine
    Cüneyt USLU
    Burak EMİN’ e

    Teşekkür ederim…

    KADAK
    Kanyon ve Doğa Sporları
    Arama Kurtarma Derneği Başkanı
    Haydar DAŞTAN


    Mynet Youtube


    En Çok Aranan Haberler