YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Mtso Başkanı Aşut'tan Gelecek Uyarısı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye'nin 2023 hedefine ulaşabilmesi...

Mtso Başkanı Aşut'tan Gelecek Uyarısı

Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Şerafettin Aşut, Türkiye'nin 2023 hedefine ulaşabilmesi için yüksek teknolojiyi üretmesinin zorunlu olduğunu belirterek, “Ortalama 7 yıl olan eğitimle ve fen fakültelerinin gereksiz görüldüğü bir sistemde ilk 10 ekonomi içine giremeyiz” dedi.

MTSO Başkanı Aşut, Mersin iş dünyasının 2013 yılından beklentilerini İHA'ya anlattı. Geride kalan yılın değerlendirmesini yapmak yerine geleceğe bakmak ve konulan hedeflere göre aksiyona geçmek gerektiğini vurgulayan Aşut, dünyanın değiştiğini ve yeni bir ekonomik model oluştuğunu kaydetti. “Biz bu yeni sistemi daha önce kaçırdığımız sanayi devrimlerinde olduğu gibi ıska geçmemeliyiz” uyarısında bulunan Aşut, Türkiye'nin 2023 hedefi olarak belirlediği kişi başı 25 bin dolar milli gelir ve dünyanın ilk 10 ekonomisi içine girmenin ancak ileri teknolojiye geçmesiyle mümkün olabileceğini dile getirdi. Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Kanada, Güney Kore gibi gelişmiş ülkelerin 25 bin dolar kişi başı milli gelire 44 yıl ile 19 yıl arasında ulaşabildiklerine dikkat çeken Aşut, “Bizim sadece 10 yılımız var. Var olan düşük ve orta teknolojili, enerjiye bağımlı bir üretimle Japonya'nın girişimci sayısının 4'te biri olan girişimci sayımızla kadınların yüzde 75'inin ekonomiye katılmadığı bir ekonomiyle gelişmiş dünya ortalaması 11 yıl olan eğitim süresine karşın sadece 7 yıl olan bir eğitim düzeyimizle ve bizce en önemlisi 'Temel Bilimlerin' okutulduğu fen fakültelerinin gereksiz görüldüğü bir sistemde; sadece 10 yılda bu rakamları nasıl yakalayacağız?” dedi.

Türkiye'nin, var olan üretim sistemi ve büyüme rakamlarıyla kişi başı 25 bin dolar milli geliri tuttursa bile ilk 10 ekonomi arasına girebilmesi için şu anki ilk 16 ekonominin hiç büyümemesi gerektiğine vurgu yapan Aşut, “Bu mümkün olmadığına göre, o halde bizim planımız nedir? Ekonomisi büyük ve gelişmiş olan ilk 16 ülkenin başarısız olmasını mı bekleyeceğiz?” diye sordu.

“TEMEL BİLİMLERİ YOK SAYANLAR, TEKNOLOJİYİ İTHAL ETMEYE MAHKUMDUR”

Son yıllarda üniversitelerdeki fizik, kimya, matematik gibi temel bilimler bölümlerinin dezavantajlı konuma getirilmesini eleştiren Aşut, “Temel bilimlerden uzaklaşmak, yüksek teknolojiye sadece ithal ederek ulaşmak anlamına gelir. Yüksek teknolojiyi kendimiz icat etmeden gerçek anlamda zenginleşemeyiz ve gelişemeyiz. Resmi veriler göre, ODTÜ, Bilkent ve Boğaziçi gibi üniversitelerin fen fakültelerine giren öğrencilerin hem kalitesi hem de sayısı olağanüstü azalmaktadır. ABD'de fizik, kimya ve matematik gibi temel bilimleri bitiren öğrenciler küresel şirketlerde bilim insanı olarak çalışırken, Türkiye'de temel bölümleri bitiren öğrenciler 'ne iş olsa yaparım' durumuna gelmiştir. Böyle bir eğitim sisteminde hangi ileri teknoloji markalarını yaratacağız, hangi bilim insanı ile bunları yapacağız?” diye konuştu.

Özeleştiri de yapan Aşut, Türk özel sektörünün de temel bilimlerde atılım yapmayı hedefleyen bir vizyona şu an için sahip olduğunu söylemenin mümkün olmadığını söyledi. En başarılı şirketlerin bile sadece küresel şirketlerin yarattığı teknolojileri takip ederek ve bunları kullanarak büyüyüp zenginleştiğini dile getiren Aşut, “Devletin rolü bu noktada başlıyor. Kamu araştırma merkezlerinde temel araştırmalara önem verilmeli, üniversitelerin fen fakülteleri gerçek fonksiyonuna kavuşturulmalıdır. Yüzde 5'lik bir ileri teknolojili ihracat payı ile bir yere varamayız. Dünyada her alanda bir dönüşüm yaşanıyor. Bu dönüşümün etkileri sosyal alanda ayaklanmalara ve halkların yeni taleplerine sahne olurken; büyük ekonomiler ise temelinde bilgi ve iletişim teknolojilerinin yer aldığı 3. Sanayi Devrimi'ni gerçekleştiriyor” ifadelerini kullandı.

Gelişmiş dünyanın artık hamallığı bıraktığının altını çizen Aşut, şöyle devam etti: “Sadece Apple'ın piyasa değeri İsviçre'nin, Samsung'un değeri İsrail'in, Google'ın değeri Mısır'ın yıllık gelirine eşit. Onun için artık devletler değil, markalar, şirketler ve teknolojiler yarışıyor. Peki, Türkiye olarak biz bu ekonomi dünyasında hangi değerlerle var olcağız? İnşaat rantı ile mi? Bire mal edip, ikiye sattığımız çevreyi kirleten, çalışanına hak ettiği maaşı sağlayamayan, işverene yeni yatırımlar için kar bırakmayan, günü kurtaran, düşük ve orta teknolojili, aşırı enerji tüketen ağır sanayi ile mi? Bizler iş dünyasının insanları olarak şikayet etmeyiz. Bunlar da bir karamsarlık senaryosu olarak algılanmamalıdır. İş insanı umudunu asla yitirmeyen kişidir. Bu uyarılar, sadece daha hızlı hareket etmemiz gerektiğinin altını çizen uzun vadeli bakış açılarıdır. Yüksek teknolojili, katma değer yaratan bir hizmet ve üretimle 'orta gelir tuzağı'ndan kurtulmalıyız. Merkezinde 'bilgi ve iletişim teknolojilerinin' olduğu 3. Sanayi Devrimi'ni yakalamadan ülkemizi geleceğe taşıyamayız. Kamunun desteği, özel sektörün işbirliği ve katılımı ile bu işler soyuttan somuta geçmelidir. Son zamanlarda kamunun, üniversitelerin ve özel sektörün işbirliği bu hedefin önemli adımları haline gelmektedir ve bu umut vericidir. Bu hedefte başat rolü oynayacaklar ise gençlerimizdir. Biz ülkemize de gençlerimize de güveniyoruz. Ama önlerindeki engelleri kaldırmak bize düşüyor. Olaya buradan bakınca, sadece 2013'ü değil, 2023'ü ve daha sonrasını da daha parlak görüyoruz.”

Mynet Youtube


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler