BİZE ULAŞIN
Türkiye'nin son günlerdeki en önemli gündem maddelerinden olan iki konuda Milli Eğitim Bakanlığının yürüttüğü çalışmaların detayları ortaya çıktı. Atama bekleyen ve gözlerini geçtiğimiz pazartesi günkü Kabine toplantısına çeviren öğretmenler salı günü 20 bin öğretmen ataması haberini almıştı.
Kameralar karşısına geçen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin öğretmen ataması ile ilgili şu detayları paylaşmıştı:
"5 branşta atama yapılacak. Branş isimlerini kapatarak ihtiyaç doğrultusunda bir dağılım yapılmasını istedik. Bu çerçevede en çok atama yapmayı planladığımız 5 alanı söyleyeyim. Sınıf öğretmenliği için 3 bin 263 arkadaşımız, Özel Eğitim Öğretmenliği için 2 bin 499, rehberlik bin 597, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 1594, İngilizce 968."
Tekin, mülakat sistemiyle ilgili olarak da "Bunlar tamamen sadece atama yoluyla değil, yüzde 50 yüzde 50 yani KPSS skorunun yüzde 50'si mülakatın yüzde 50'si olarak yapılacak" ifadelerini kullanmıştı. Türkiye gazetesinde yer alan habere göre; AK Parti Strateji Kuruluna hem öğretmen atamaları hem de mülakat sistemiyle ilgili sunum yapan Bakan Tekin iki konuda da büyük değişimler yaşanacağı yönündeki mesajlarını şu sözlerle verdi:
“Mülakat sisteminde değişiklik olacak. Torpil iddiaları ortadan kalkacak. Mülakatı yapacak komisyonlarda görevli olanlar, kimi sınav ettiğini bilmeyecek. Adaylara kod verilecek. Karşısında kim olduğunu bilmeyecek komisyon üyeleri. Bu sistem olduğunda kimse mülakata itiraz etmeyecek emin olun. Çünkü, merkezî bir sistem olacak, bilgisayar üzerinden seçilerek mülakata girecekler. Aday da komisyon da o an öğrenecek hangi komisyonda mülakata gireceğini, komisyon üyeleri de karşılarındaki adayların kim olduğunu bilmeyecek. Adaylar aldıkları puanı, mülakat biter bitmez öğrenecek. Mülakat süreçleri kamera ile kayıt altına alınacak. Öğretmen adayına genel kültür sorusu sorulmayacak.”
"Sayı konusunda ekonomideki zorluklar ve ihtiyaç olmaması etkili oldu. Çünkü şu anda atanamayan dediğimiz 500 bin civarında kişi var. Çok kısa süre içinde bu rakam bir milyonu yakalayacak. Bir yandan da sistemde 100 bin civarında norm fazlası öğretmen var. Bu böyle devam edemez. Mutlaka yeni bir yol belirlenmeli. Benim düşüncem üniversitelerdeki öğretmenlik bölümlerinin yeni bir yapıya kavuşturulması. Örneğin, sosyal bilgiler öğretmenliği veya tarih öğretmenliği diye bir bölüm yerine, sadece sosyal bilgiler ve tarih bölümü olabilir. Bu bölümleri bitirenler, illa ki ‘öğretmen olacağız’ düşüncesinden uzaklaşmalı. Böyle bir zorunluluk olmamalı. Dünyada bu şekilde uygulaması olan ülkeler var. Öğretmenlik eğitimi almadan mezun olanlar için sonradan formasyon eğitimi getirilerek, sadece ihtiyaç olacak kadar öğretmen mezun edilmeli. Bir öğrenci, mezun olduğunda öğretmen olarak atanmayacağını bilerek okuyacak. Bu sistem böyle gitmez. Sil baştan yeniden ele almalıyız. Benim böyle bir düşüncem var."
