Mynet Trend

BİZE ULAŞIN

Mynet Tatil Bulucu

1 Kimle tatile çıkıyorsunuz?
2 Yurt içi mi yoksa yurt dışı mı tatil yapmak istiyorsunuz?
3 Yaz Tatili mi Kış Tatili mi?
4 Ne tür tatil arıyorsunuz?
5 Vizeniz var mıdır?
6 Balayı Tatili mi yapmak istiyorsunuz?
7 Eğer Seçiminiz yurt içi ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
7 Eğer Seçiminiz yurt dışı ise Tatil yapmak istediğiniz yerler?
8 Eklemek istediğiniz farklı detaylardan burada bahsedebilirsiniz.
    Kalan mesaj: 10

    Psikiyatride Çığır Açan Deney: Dr. David Rosenhan'ın Pat Deneyi

    Bir kişinin AKIL SAĞLIĞININ yerinde olup olmadığı ve akıl sağlığının derecesi anlaşılabilir mi?

    Dr. David L. Rosenhan, 1973’te Science dergisinde "On Being Sane in Insane Places" (Akıl hastanelerinde akıllı olmak üzerine) adlı, psikolojinin en çok okunan makaleleri arasına girmiş deneylerini yayınlamadan önce, Kaliforniya, Arizona ve Harvard üniversitelerindeki kollokyumlarda sunmuş ve olağanüstü ilgiyle karşılanmıştı. Rosenhan deneyleri, çokça tartışılmakla birlikte, psikiyatrinin bugünkü standartlara ulaşmasında başlıca dönüm noktalarından biri kabul edilir.

    Rosenhan’ın ünlü makalesi şöyle başlar: "Pek çok cinayet davasında, savunma tarafındaki ünlü psikiyatrlar, sanığın akıl sağlığı yerinde olmadığından ceza sorumluluğunun bulunmadığını iddia ediyor. Savcılık tarafında yer alan, en az onlar kadar ünlü başka psikiyatrlar ise, aynı kişinin akıl sağlığını yerinde bulup ceza sorumluluğu var diyor." Rosenhan sorar, "Bir kişinin akıl sağlığının yerinde olup olmadığı ve akıl sağlığının derecesi anlaşılabilir mi?" Tahmin ettiğiniz gibi, Rosenhan bu konuda bir hayli kötümserdir ve psikiyatri uzmanlarının objektif kriterlere dayanmadığını deneylerle kanıtlamaya çalışır.

    Peki deney nasıl yapıldı?

    Üç psikolog, bir psikiyatr, bir öğrenci, bir pedagog, bir ev kadını ve bir ressamdan oluşan sekiz kişi, ayrı ayrı, halüsinasyon işittiklerini söyleyerek, bir kliniğe müracaat ederler. Aslında hiçbir rahatsızlıkları yoktur. Kendilerine, kliniğe kabul edildikten hemen sonra, bir rahatsızlıkları kalmadığını söylemeleri ve normal davranmaları tembihlenmiştir. Öyle yaparlar. Ancak en erken çıkan bile klinikte yedi gün kalmak zorunda kalır.

    Klinikten çıkanlar, aynı iddia ve başka isimlerle başka bir kliniğe başvururlar. Rosenhan ve ekibi, bu şekilde tam bir düzine kliniği ziyaret eder. Hasta olmadıklarına hekimleri ikna etmeleri, ortalama olarak on dokuz gün sürer. Bir keresinde deneklerden biri 52 gün klinikte tutulur.

    Rosenhan ve arkadaşları elbette kliniklerde kalmaktan zevk aldıkları için yapmamışlardı bu işi. Aklı başında olan ile olmayanı tefrik etmek hususunda ne kadar başarılı olunabileceğini araştırıyorlardı. Araştırmanın sonuçlarını Ocak 1973'te, Science dergisinde yayınladılar.

    Makalede ibretlik bilgiler var. Mesela Rosenhan'ın tuzağına düşmeyeceğini iddia eden bir kliniğe üç ay içinde sahte hastalar yollanacağı söylenmiş. İzleyen üç ayda kliniğe müracaat eden 193 kişinin kırktan fazlası, en az bir uzman tarafından, sahte hasta olarak tespit edilmiş. Mesele şu ki, kliniğe bir tek sahte hasta yollanmamış.

    Kliniklerde yatan 118 gerçek hastadan 35’i, grubun bazı üyelerine "Sen deli olamazsın, herhalde hastaneyi teftişe gelen bir gazeteci ya da profesörsün" der, kalanı da bunların evvelce hasta olup şimdi düzeldiğine inanır. Hastane görevlileri ise, onların birer "sahte hasta" olduğunu hiçbir zaman anlamaz. En kısası bir hafta, en uzunu 52 gün olmak üzere, ortalama 19 gün hastanede tutulurlar. Özel hastanede yatan biri "manik depresif psikoz", geri kalanlar, "remisyonda şizofren" tanısıyla taburcu edilir.

    Mynet Youtube


    En Çok Aranan Haberler