Beat, No Reason Co., Rundamental, Runarchy, KSK One Team ve Ankarunning koşu gruplarından oluşan Red Bull Challengers’ın hedefini, aktif yaşamı ve şehre meydan okuma antrenmanlarını Red Bull Challengers üyeleriyle konuştuk.
Sinan Cem Gürsoy (Beat): İstanbul Maratonu, Köprü geçişi ve belli noktalardaki tırmanışlarıyla göreceli olarak zorlu sayılabilecek şehir maratonlarından biri. Biz de Red Bull Challengers koşucuları olarak maraton hazırlık sürecimizde şehrin kendi içinde farklı karakteristik özelliklere sahip ve zorlayıcı noktalarını belirledik ve antrenman planlarımıza dâhil ettik. Bu parkurları belirlerken de dik yokuşlar, kaldırımlar, yaya trafiği, araçlar, balık tutan insanlar gibi şehir dokusu içinde bulunan, ama aynı zamanda koşucular için bir nevi “Meydan Okuma” sayılacak kriterleri esas aldık. İstanbul, İzmir ve Ankara’nın en zorlayıcı parkurları da koşucularımızdan gelen öneriler sonucunda bu şekilde ortaya çıkmış oldu.
Çağrı Ünal (Ankarunning): Ankara parkur açısından oldukça kısıtlı bir şehir aslında. Yoğun trafik ve karmaşa, biz koşucular için çok da ideal değil. Ayrıca oldukça yokuşu olan bir şehre sahibiz. Biz bu bahsettiğimiz tüm zorluklarda şehrin en keyifli ve en zorlu parkurlarını seçtik.
Pınar Mumcu (Rundamental): Rundamental’ın en önemli özelliklerinden biri; şehrin her iki yakasında, her bölgesinde, yokuş, düz demeden koşması. Bir şehir koşu grubu olarak şehrin tüm sokaklarında koşuyu deneyimlemek ve görünür kılmak için 5 yıldır varız. Red Bull Challengers koşu gruplarının hepsi için aynısını söylemek mümkün. Bu yüzden 42 kilometrelik İstanbul Maratonu öncesi 3 adet en zorlu parkuru bulmak ve koşmak fikri hepimizin çok hoşuna gitti. Gerçekten de bu parkurları oluştururken elimizden geleni yaptık. Hem şehir dokusu olsun hem tarihi yerlerden geçsin, hem yokuş olsun ve olabiliyorsa da güzel bir manzaraya da mutlaka uğrasın dedik. 3 hafta boyunca her biri 14 kilometrelik “Meydan Oku” parkurlarımızı koşarken; bu şehrin bir parçası olduğumuzu bir kez daha anladık.
Ömer Faruk Demir (No Reason Co.): Süreç pandemide eve kapanmamızla başladı aslında. “Şehre Meydan okuyarak” geçirdiğimiz onca yılın ardından hiç koşamadan evde kapalı kalmak acayip canımızı sıktı. Grup koşuları yapamadığımız için yeni alternatifler bulmamız gerekiyordu. Bunun için de İstanbul Maratonu’ndan daha iyi bir fırsat olamazdı.
Aysun Yavuzcan (Karşıyaka One Team): Şehrin en zor parkurlarına meydan okuma fikri ilk oluştuğunda, maratona hazırlık süreci anlamında harika bir motivasyon kaynağı olacağını düşündüm. Bu sayede şehrimizde koştuğumuz alışılagelmiş rotalarımızın dışına çıkarak hem kendimize meydan okuduk hem de şehrimizi yeniden keşfettik.
Yasin Birinci (Runarchy): Red Bull Challengers ekipleri olarak maraton öncesi maraton konseptinin içerisine anlam katacağımız bir proje üretmek için yaptığımız beyin fırtınası sonrasında ortaya çıkan bir meydan okuma aslında. 3 hafta boyunca her hafta seçtiğimiz rotada tüm takipçilerimiz ve katılımcılarımız ile birlikte 14k koşup 3 hafta sonrasında ortaya toplamda 42k’lık bir şehir maratonu mesafesine ulaşıyoruz.
Sinan Cem Gürsoy (Beat): Koşu gruplarını basitçe tanımlamak gerekirse; kendimizi farklı meslek gruplarından, farklı sosyal ve sportif geçmişe sahip insanların birlikte koştuğu, yarıştığı, sosyalleştiği, bir arada olmaktan keyif aldığı topluluklar olarak tanımlayabiliriz. Bizler de sadece koşularda değil, düzenlediğimiz kamplarda, yurtiçinde ve yurt dışında farklı şehirlerdeki yarışlarda, yoga, fonksiyonel antrenman gibi alternatif etkinliklerde, atölye çalışmalarımızda, düzenlediğimiz partilerimizde, sanat buluşmalarımızda, müze-sergi turlarımızda bir arada olmaya devam ediyoruz.
Çağrı Ünal (Ankarunning): Ekibimizin %80’i koşu dışında diğer spor branşları ile uğraşıyor ve mutlaka bir spor salonuna üyeliği var. Antrenman yapmadığımız günler dışında, birlikte tatile gitmeyi, kamp atmayı çok seviyoruz.
Pınar Mumcu (Rundamental): Beş yıldır koşu vasıtasıyla birbirini tanıyan ve arkadaş olan büyük bir topluluğuz. Çoğunlukla koşularımızın öncesinde ve sonrasında birlikte vakit geçiriyoruz. Koşuyu destekleyen antrenmanlar, Red Bull Challengers ile gerçekleştirdiğimiz workshoplar, koşu ve aktif yaşam kültürünü destekleyen etkinlikler düzenliyoruz. Amacımız; herkesin sporu bir yaşam biçimi olarak hayatına katabilmesi. Buradaki pozitif alan ve yaşama sevincini birbirimizle paylaşmak. Birlikte koşmak ve motive olmak çok güzel.
Ömer Faruk Demir (No Reason Co.): Biz pandemiden önce her koşuyu parti tadında yaşayan bir ekiptik. Pandemi de bizi durduramadı. Yanlış anlaşılmasın tabii ki fiziksel temastan kaçındık. Olayı tamamen dijitale döküp, birbirimizi uzaktan motive ettik.
Aysun Yavuzcan (Karşıyaka One Team): Haftanın belli günleri yaptığımız takım antrenmanlarına ek olarak sosyal sorumluluk projelerimiz var. Örnek vermek gerekirse; TOFD (Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği) Kapak Olsun projesi, şehir dışı yarışlarda gideceğimiz şehirde kütüphane ihtiyacı olan okullara kütüphane desteği sağlıyoruz. Son günlerde yaşanan İzmir Depremi felaketi sonrası da antrenmanlarımıza ara verip sahada aktif olarak 200’e yakın gönüllümüz ile ihtiyaçları belirleyip, bölge sorumlularından ihtiyaç listelerini teyit ettikten sonra, eğer Kızılay, AFAD ve Belediye depolarında eksiklik var ise zaman kaybetmeden Karşıyaka One Team depolarından ihtiyaç sahiplerine birinci elden ihtiyaçları teslim ettik.
Yasin Birinci (Runarchy): Koşu dışında yaptığımız kuvvet antrenmanları, mat pilates egzersizleri ve zaman zaman markalar ile birlikte gerçekleştirdiğimiz etkinliklerimiz oluyor. Bundan 1 sene öncesine kadar yeni yıl, yaza merhaba, yeni yaşımızı kutlama gibi birçok partiler düzenliyorduk fakat Covid-19 dolayısıyla bu süreç şimdilik durgun. Gidişata göre yakın zamanda bu tür birleştirici organizasyonları da gerçekleştirmeyi umuyoruz.
Sinan Cem Gürsoy (Beat): Bize göre ilk adım, kişinin kendi adına hareketli bir yaşam tarzını istemesi ve bu yönde küçük aksiyonlar almasıyla başlıyor. Önce yeme içme alışkanlıklarındaki basit değişiklikler, sonra kısa yürüyüşler, spor salonunda ya da evde yapabilecekleri basit egzersizler, vb derken bir süre sonra hareketi seven ve yaşamını bu yönde değiştiren insana dönüşüyor ve çevresini de bu tarz insanlardan oluşturmaya başlıyor. Günlük yaşamın zorlukları içerisinde vakit ya da fiziksel şartlar en büyük engel olarak görünse de, gün içinde yaratabilecekleri kısa zaman dilimlerinde yapacakları fiziksel aktivitelerle ya da bu konuda okumalar-araştırmalar yaparak daha bilinçli ve sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olunabiliyor.
Çağrı Ünal (Ankarunning): Bu konuda irade çok önemli. Evet grubunuz sizi motive eder size yardımcı olur fakat tek başına kaldığınızda bunu sürdürebilir hale getirmek iradeden geçiyor.
Pınar Mumcu (Rundamental): Bir koşu grubuna katılmak (gülüyor). Çoğunlukla en büyük eksik o ilk adımı atmak olduğu için bu noktada bizim varlığımızın güzel bir yeri olduğunu düşünüyorum. Bizim gibi topluluklarda; hem motivasyon, hem doğru bilgilere ulaşabilmek gibi bir şans oluyor. Birlikte yarışlara katılıyor, haftanın 3 günü koşuyor, şehir ve yurt dışı yarışlara seyahat ediyoruz. İçine girdikçe asla ayrılmak istemeyeceğiniz bir bütünün parçası oluyorsunuz.
Ömer Faruk Demir (No Reason Co.): Bizim ekibimiz bu konuda biraz acımasız konuşur. Çünkü bahanelere pek inanmayız. Dijital dünyada yaşıyoruz. Daha antrenman yazmayı bitirmeden binlerce video ve uygulama bulunabiliyor. Sağlıklı olup doktor yasak koymadığı sürece olay tamamen kişinin kendinde bitiyor. Önerim herkesin bir kere denemesi. Zaten sonra kolay kolay bırakılmıyor.
Aysun Yavuzcan (Karşıyaka One Team): Öncelikle hareket bilincinin kazanılması. Gün içinde dışarıda minimum 30 dakikalık bir yürüyüş başlangıç için yeterli olacaktır. Süreç ilerledikçe mesafeler ve dakikalar arttırılabilir. Tabii sağlıklı bir yaşam için hareket kadar beslenme de önemli. Karbonhidrat, protein, yağ ve mineral-vitamin açısından dengeli öğünler ile beslenmek önemli. Kişinin yaşı, kilosu gibi etkenlerle de günlük su tüketimine dikkat edilmesi gerekir.
Yasin Birinci (Runarchy): Kendilerini iyi hissedecekleri bir spor dalı bulup bu spor dalına süratli bir şekilde başlamaları büyük önem taşıyor. Burada başlayacak kişinin kendine meydan okuması gerekiyor diyebilirim. Meydan okumak bir değişim sürecinin başlangıcıdır ve bir koşunun ilk adımıdır. Bu adımı attıklarında değişim ister istemez beraberinde gelecektir. Başladıkları spor dalında kendisinden önce ilk adımı atıp devamlılık gösteren kişilerin değişim hikayelerini dinlemek de yine motivasyon anlamında etkili olacaktır.
Sinan Cem Gürsoy (Beat): Öncelikle bolca hareket. Yeni başlayan biri için haftada birkaç gün yapılacak yürüyüşler, ya da kısa mesafeli koşular başlangıçta oldukça faydalı olacaktır. Bunun yanında kas ve iskelet sistemini koruyacak ve güçlendirecek yoga, pilates, kuvvet egzersizleri gibi çalışmalar da daha güçlü ve sağlıklı bir beden için oldukça gerekli. Tüm bu egzersizlerin yanında, genel olarak sağlıklı bir beslenme anlayışı ve düzenli uyku saatleri ile desteklenen bir yaşam tarzını rutin olarak benimsemek ve alışkanlık haline getirmek çok önemli.
Çağrı Ünal (Ankarunning): Ben tatil olsun olmasın her gün aynı saatte kalkmaya özen gösteriyorum ve sabah işten önce mutlaka 1 antrenmanımı gerçekleştiriyorum. Benim zinde kalmamı ve gerçekten güne daha sıkı bir başlangıç yapmamı sağlıyor.
Pınar Mumcu (Rundamental): Her gün mutlaka hareket etmek. Mutlaka ter atmak. Hedef bir yarışım varsa zaten çok yoğun bir antrenman programım oluyor. Ancak hiçbir şey olmasa bile mutlaka koşu, kuvvet antrenmanı ya da yoga ile günümü zinde tutuyorum. Yeterli sıvı tüketimi, yeterli uyku ve düzenli ve sağlıklı beslenme ise olmazsa olmazlarım.
Ömer Faruk Demir (No Reason Co.): Galiba bir koşu grubu olarak 1 numaralı rutinimizi söylememize gerek yok. Ama sadece koşmak yetmez. Vücuda hareket kabiliyeti, esneklik ve en önemlisi enerji gerekir. Antrenman şiddetine göre haftada 1-4 gün, kısa yoga seansları, kuvvet antrenmanları yapmak gerekir. En önemlisi de uyku düzeni.
Aysun Yavuzcan (Karşıyaka One Team): Sabah uyandığımda ilk yaptığım sağlıklı yaşam rutinim vücudumu esnetmek oluyor ve ardından 30 dakikalık bir yoga rutinim var. Antrenmanlarda vücudumun kaybettiği besin ve minerali geri kazanabilmek için protein ağırlıklı ve bir sonraki antrenmanda enerji depolarımı doldurmama yetecek kadar karbonhidrat alınımına dikkat ediyorum. Vücudum için gerekli olan takviye gıdalarımı alıyorum. Günlük sıvı alımıma dikkat ediyorum. Tabii ki gün sonunda en iyi toparlanmayı 20-25 dakikalık foam roller egzersizleri yaptıktan sonra uyuyarak sağlıyorum.
Yasin Birinci (Runarchy): Yaptığımız spora devam etmek, yediklerimize ve uykumuza dikkat etmek. Bir antrenman programı çıkarmalı ve bu antrenmana elinizden geldiğince uymalı ve alışkanlık edinmelisiniz. Antrenmana başlarken biraz zorlanma durumu olabilir. Burada da antrenman sonrası alacağınız hazzı ve kendinizi ne kadar iyi hissedeceğinizi düşünerek kendinizi motive edebilirsiniz. Bir antrenman kaçırıldığında en yakın uygun saatte bu antrenmanı gerçekleştirebilirsiniz. Sağlıklı yaşam için dikkat edilmesi gereken beslenme, dinlenme ve uyku düzeni üçgeninde doğru bir şekilde kalmak. Hepsini özenle ve uyumlu bir şekilde ilerletebilirseniz sağlıklı yaşam hiçte zor olmayacaktır.