17. yüzyıl süresince 50 yıllık bir dönem İzlanda halkı bilimi, sihre ve büyüye bağladı. Bu dönem İzlanda'nın tarihinden bahsedilirken büyük önem taşıyor.
Strandir'de huzurlu bir köy olan Hólmavík'te bulunan İzlanda Büyücülük ve Sihirbazlık Müzesi, İzlanda'nın bu büyücülük tarihininin açıklanmasına adandı.
17. yüzyılda 21 kişinin büyücülük yaptıkları gerekçesiyle idam edildiği Strandir, İzlanda'nın en uzak bölgesi.
Büyücü olduğu için yakılan ilk insan Jón Rögnvaldsson'dı. İnsanlara ve çiftlik hayvanlarına zarar verecek hayaletler büyüttüğü gerekçesiyle suçlandı. Cadılıkla suçlanan kişilerin çoğu şaşırtıcı bir şekilde aslında erkekti. 120 vaka arasında sadece 10 tanesi, cadı oldukları gerekçesiyle yakılan insanlardan sadece 1 tanesi kadındı.
Müzesindeki en ilginç parçalardan biri, birçok İzlanda halk masalında sihirli pantolonlar olarak bilinen Necropants (ölü pantolonlar) veya diğer adıyla 'nábrækur.
Bu pantolonların ölü bir adamın belden aşağısında kalan derisinin yüzülerek yapıldığına inanılıyordu. Ayrıca pantolonların ön bölgesine bozuk para atılınca pantolonu giyenin sonsuz para akışını garanti edeceğine inanılıyordu.
Örneğin aşağıdaki akılda kalıcı taş, eski Viking tanrılarına verilen kurbanlarla bağıntılı olarak şimdiye kadar bulunan tek obje.
Taşın üzerinde yapılan birçok inceleme ve test sonucu, kâsenin üzerinde hâlâ kan izleri kalıntısı bulunduğu doğrulandı. Bu yüzden bu taş müzede özel bir odaya yerleştirildi.