Yolda yürürken bir çok insanın garip bakışlarını üzerinizde hissedersiniz.
"Bi gariplik mi var bende, fermuarımı mı açık unuttum acaba?" gibi sorular zihninizde at koşturur. Buurrs!
Beklemediğiniz anda "aaa naber canım ya" diyen, sarılan yabancı insanlara "o" kişi olmadığınızı anlatmaya çabalarsınız.
Ben olmak bir başkası!
Ya da bırakın akışına, oymuş gibi davranın; "iyiyim canım yaa sen napıyosun?"
Yeni tanıştığınız kişilerden "bir arkadaşıma çok benziyorsun" cümlesini duymamak için dua edersiniz.
Gergin bekleyiş...
Dualarınız cevapsız kalır ve "o" cümle gelir....
Nayır, nolamaz!
Arkadaşlarının fotoğraflarını göstermeye çalışırlar.
Anneler çocuklarını evlendirmeye çalışırken bu kadar ısrar etmiyorlar yemin ederim!
"Pek benzetemedim" gibi olumsuz bir cevap verirseniz sizi ikna etmek için aile albümüne kadar göstermeye niyetlenirler.
Bak burada 5 yaşında. O zaman o da sarışınmış, aynı sen!
He he de geç!
Baktığınız fotoğraftaki kişiye benzemek için en az Ajda Pekkan'ınki kadar estetik operasyon geçirmeniz gerektiğini düşünürsünüz.
Gözlerinde kesin sorun var. Aynı fotoğrafa bakıp bu kadar farklı görmemiz imkansız!
Onun boyu biraz daha uzun, 2-3 kilo daha zayıf, senden biraz daha esmer ha bir de gözleri yeşil. Geri kalanınız aynı!
Geri kalanımız mı? Bir şey kaldı mı ki başka!
"Kesinlikle tanışmalısınız!"
Sebep?