Avrupa denince akla ilk gelen şehir herkesin de tahmin edeceği üzere Belçika'nın Brüksel şehri. Tarihi 15. yüzyıla dayanan ve eşsiz güzellikteki mimari eserlerin yer aldığı bu şehir tam anlamıyla bir Avrupa şehri... Brüksel, sokaklarında hem Orta Çağ esintilerini hem de moderniteyi bir arada görebiliyorsunuz. Şehrin sakinleri de şehirle özdeşleşmiş durumda. İki farklı kantondan oluşan Brüksel'de Fransızca ve Flemenkçe konuşuluyor.

Birkaç yüzyıl önce bataklığın kurutulması sonucu ortaya çıkmış bu şehrin adı da “Bataklığın içindeki yerleşim yeri” anlamına geliyor. Yaklaşık 1,1 milyon nüfusa sahip olan bu şehir aynı zamanda Belçika'nın başkenti ve üç federal bölgesinden birisi. Avrupa Birliği Komisyonu, Avrupa Birliği Bakanlar Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'nun Brüksel'de olmasından kaynaklı Avrupa Birliği'nin başkenti olarak da geçiyor.
Nüfusun %80'i Fransızca konuşuyor Brüksel'de. Geri kalan kısımda da Felemenkçe konuşuyor. İki resmi dil de hukuken eşit ve zorunlu.
Barok, Gotik ve 17. yüzyıl Fransız mimarisinden tarihi örneklerin yoğunlukla bulunduğu Brüksel'in tarihi ve turistik merkezi Grand Place'ı günde yaklaşık 30 bin kişi ziyaret ediyor. Grand Place, "Dünyanın en güzel meydanları" listelerinde ilk sıralarda yer almayı başarıyor. Gerçekten de meydana çıktığınızda karşılaşacağınız mimari sizi bambaşka bir atmosfere sokup büyülüyor. Meydanın büyüleyici güzelliği Brüksel'in Avrupa'nın sanayi merkezlerinden biri olduğunu ve 1600'lı yıllardaki ihtişamlı dönemini yansıtıyor.
Alman düşünür Karl Marx'tan yakın arkadaşı Friedrich Engels'e kadar birçok kişinin eserlerinin ilham kaynağı olan Brüksel'in adı, bir dönem dünyaca ünlü yazar Victor Hugo'yu da ağırlamasıyla anılıyor.
Brüksel'in tek güzelliği sadece mimari alanda değil aynı zamanda mutfak kısmında da geçerli. Özel soslu patateslerinden wafflelarına, dünya üzerinde sadece Brüksel'de test edebileceğiniz biralarından tatmadan anlayamayacağını çikolatalara her bir lezzeti enfes!
Tarihi, mimarisi ve mutfağıyla turistleri büyüleyen, sakinlerini ise dingin bir yaşam yolculuğuna çıkaran Brüksel şehrinin ölmeden önce en az bir kere ziyaret edilmesi bir zaruriyet...