Bir toplu taşıma aracında boş bulduğunuz bir yere oturmuşsunuzdur. Özellikle kalabalık saatlerde seyahat ediyorsanız tam kendinizi çok şanslı hissederken önünüzde karabasan gibi biten bu tiplere yer vermezseniz yolculuğunuz ayrı zehir olur, verirseniz ayrı. Otobüste, yerinizi yüzsüzce isteyen bu insanlardan daha yaşlı insanlar olduğunu fark eder ve "neden?" diye düşünmeye başlarsınız. Diğer oturan insanlara baktığınızda sizden daha genç olmasına rağmen neden gelip sizin yerinize göz koymuşlardır asla anlam veremezsiniz. Yerinize oturtmazsanız diğer yolculardan gelecek ayıplayıcı tepkilerden kaçınmak için istemeye istemeye yerinizi verir ama bir yandan da şansınızın ne kadar hızlı ters döndüğüne sinir olursunuz. Bir anda fark edersiniz ki popoları rahatta olan başka kimse size yardım etmek için yerini, kendini yaşlı zanneden bu kişiye vermeyi teklif etmez. Yavaş yavaş insanlığa olan inancınızı yitirmeye başlarken bir an önce ineceğiniz durağa varmak için dikkatinizi başka şeylere vermek istersiniz.
Bu erkeklerin toplu taşıma kullanan diğer yolculara mesajı açıktır. Belki normal şartlar altında 90 dereceden fazla bacakları açılamayacak kadar kütük olan bu insanlar toplu taşıma araçlarında oturacak yer buldukları an dünya şampiyonu bir jimnastikçi esnekliğine kavuşarak genelde iki, zaman zaman üç kişilik yer kaplamayı becerebilirler. Demek istedikleri şudur: "çok da s...siniz." Bu sallamaz tavırlarından dolayı yumurtalıklarını ağızlarından çıkaracak kadar sert bir tekme sallamak istersiniz bacak aralarına ama... işte siz bir toplum içinde yaşadığınızın farkındasınızdır.
Bu kişiler analitik düşünme yetisinden yoksun, bencil ve gerçekten bir sığır sürüsü ile karışsalar uyum sağlamakta hiç sorun çekmeyecek kişilerdir. Kendileri binmeden zaten metronun hareket etmeyeceğinin bilincinde olmadıkları gibi, içeriden çıkmaya çalışan birini engelleyerek durduk yere bir durak fazla gitmesine neden olabileceklerini ve başkasına zaman kaybettirebileceklerini asla idrak edemezler. Eğer bu canlı türüne metro vagonundan çıkmaya çalışırken karşılaşırsanız panik yapmayın. Usulca ittirin veya omuz atın. Konuşmaya veya uyarmaya kalkmayın çünkü konuşmadan anlamayacakları açıktır. Sığırdır o çünkü. Zaten ittirdiğiniz zaman da aynen bir sığır gibi yüzünüze bakacaklardır.
Bu karakterler yürüyen merdiveni daha hızlı hareket etmek için kullanmak isteyen insanlar olabileceğini anlamayan, tembel, düşünme kıtlığı çeken ve bencil insanlardır. Merdivenin solunu boşaltmanızı istediğinizde genelde anlamsız bir ifadeyle size bakar ve arada sırada "madem yürüyeceksin neden normal merdiveni kullanmıyorsun" gibi Aristo mantığıyla düşününce bile aslında hiçbir anlam ifade etmeyen şeyler söyleyebilirler. Bu insanlara da genelde laf anlatamazsınız. Bu insanları da, aynı metro kapısı önünde dikilen sığırlar gibi ittirmek ve omuzlamak caizdir.
İnsanlık henüz bu türü nasıl ehlilleştireceğini malesef bulamadı. Metrobüste oturacak yer olmasa bile yine de başka insanların üzerine basarak, iterek, kakarak ve hatta zaman zaman sizi çekip çelme bile takarak sizden önce o metrobüse girmek zorundadır bu canlı tipi. Laftan anlamadığı gibi yaptığı canvarlığa karşılık verseniz de bunu algılayamayacak bir halet-i ruhiyesi vardır. Bu canlı hayatında hiçbir şeyi vasat seviyesinde bile beceremediği için metrobüs kalabalığında üç beş kişinin hakkını gasp ettiğinde kendisini bir şey başarmış gibi hisseder ve mikro egosunu besler. Bu canavarla başetmenin tek yolu canavarlaşmaktır. Körle yatan şaşı kalkar sözünün en net gözlemlenebileceği metrobüs durakları en mülayim, sakin ve şiddete eğilimi olmayan insanı bile canavarlaştırır. Aradaki tek fark zaten canavar olan yaptığından utanmazken, siz dönüştüğünüz şeyden utanırsınız.
Bu canavarlarda gözlemlenen başka bir davranış özelliği, benzer alışkanlığı toplu taşıma aracından inerken de göstermeleridir. Sizin inip inmeyeceğinizi anlamaya yönelik ipucu veren hiçbir beden dilini okuyamayan bu canavarlar toplu taşıma aracından inerken kesinlikle kibarca yol istemez ve önünüze geçmek için ellerinden geleni yaparlar.
Yaz mevsiminde kişisel hijyenine dikkat etmeye çalışan insanların korkulu rüyasıdır bu profil. Hele bir de bu kişiler sizden uzun boylu ise ve yanınızda ayakta dururken koltukaltını burnunuza sokuyorsa çoğunlukla kendinizi kusacak gibi hissedersiniz. Çoğu zaman toplu taşımada adım atacak yer olmadığından dolayı yanından da uzaklaşmak pek olası değildir. Bu sayede gideceğiniz 10-15 dakikalık kısa bir yolu bile sonsuz bir cehenneme çevirmeyi başarabilirler. Bu insanları uyarmanın da bir faydası malesef yoktur. Yapılacak en iyi şey sürekli yanınızda bir oda kokusuyla ya da deodorantla dolaşıp çaktırmadan bu insanların üzerine sıkmaktır. Eh... bunu yapmak da pek mümkün olmadığına göre o yolculuk size zehir olmuştur. Kaçışınız yoktur.
Toplu taşıma araçlarındaki onca gürültü ve rahatsız edici ses arasından sizin kulaklığınızdan gelen belli belirsiz sese odaklanarak ondan rahatsız olmaya kendini şartlamış bu profilin neden bu şekilde davrandığı henüz bilim insanlarınca çözülemedi. Yolcuların uğultusu, motor sesi, hiçbir ritmik devamlılığı olmayan ve dışarıdan gelen otomobil ve korna seslerini duymaz ama sizin kulaklığınızdan gelen sesi duyar ve bundan rahatsız olur.
Evet, acılar paylaştıkça azalır ama hayatının dramasını bir otobüs dolusu insanla paylaşmanın da bir anlamı yok. Bu tip insanlar genelde dünyanın merkezini kendileri sanırlar ve başetmeye çalıştıkları sorunlar başka herkesin sorunlarından çok daha büyük ve önemlidir. Bu nedenle başkaları da onun hayatının ne kadar zor olduğunu bilmek zorundadır. Toplu taşımada telefonla konuşmaya başladıktan sonra inene kadar asla susmayan ve muhtemelen indirkten sonra kendisini yeterince net duyacak kimse kalmadığı için telefonu kapatan bu insanların hayatıyla ilgili bilmemeniz gereken bütün detayları öğrenirsiniz. Eltisinin attığı kazıktan yeğeninin uyuşturucu sorununa kayınvalidesinin huysuzluğundan iş yerinde patronla yatan iş arkadaşına kadar incir çekirdeğini doldurmayacak birçok şeyi toplu taşıma araçlarında konuşmakta bir beis görmezler.
Zaman zaman bu insanların tam tersine de rastlamak mümkündür. Aynı psikolojiye sahip ama bu sefer başka insanlardan ne kadar iyi ve mutlu bir hayatı olduğunu afişe eden bu kişiler de otobüsteki yolculara hayatlarının ne kadar sefil olduğunu hatırlatmaya çalışır ve çoğu zaman başarılı da olur.
Otobüse, veya metrobüse ön kapıdan, bindiğinizde aşırı kalabalık hissetmenize neden olan profildir. Genellikle ya orta kapı ya da ön kapı civarında kök salan bu tipler her nedense arkada oluşan boşluklara ilerlemeyi inatla reddeder. Buna rağmen biraz ittirerek veya sürtünerek kendinize yol açıp arkaya ilerlediğinizde sanki çok tuhaf bir şey yapıyormuşsunuz gibi size tuhaf tuhaf bakmayı da ihmal etmezler.
Toplu taşımanın alametifarikası oldukları için bu insan müsveddelerini bir madde olarak saymıyor, malesef, üzülerek de olsa listemize bonus olarak ekliyoruz.
