Emekli Hakim Albay Ümit Kardaş, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un internet andıcı davasında hakim karşısına çıkarılmasını demokratikleşme açısından olumlu bulduğunu söyledi. Başbuğ’un mahkeme çıkışında ‘terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmasından' sitem etmesini hatırlatan Kardaş, darbeye teşebbüs suçlamasından rahatsız olmamasını garip bulduğunu belirtti. Kardaş, “Bu durum darbeyi suç görmeyen bir zihniyeti ortaya koyuyor.” dedi.
Cihan Haber Ajansı'nın (Cihan) sorularını cevaplayan Ümit Kardaş, davanın gelinen aşamasında diğer sanıkların Başbuğ’u işaret eden ifadeler verdiğini aktardı. Kardaş, “Mutlaka mahkeme dosyasında isnat edilen suça yönelik bir takım deliller var. Tabi biz bunun sonucunda ne olur onu bilemiyoruz. Ama beklenen bir gelişmeydi. Tutuklama kararı güçlü delillerin ve kuvvetli şüphenin varlığını ortaya koyuyor. Büyük bir ihtimalle Başbuğ hakkında bir iddianame de düzenlenecek.” diye konuştu.
Başbuğ’a darbeye teşebbüs ve terör örgütü yöneticiliği suçlaması olduğunu hatırlatan Kardaş, terör örgütü üyesi olmanın yaralamasına rağmen darbeye teşebbüs suçlamasının aynı oranda rahatsız etmediğinin görüldüğünü söyledi. Bu algının enteresan olduğunu belirten Kardaş, “Terör örgütü iddiası ciddiye alınır alınmaz kendisi açısından ama, yani darbeye teşebbüs daha haysiyet kırıcı bence. Ama bu zihniyeti gösteriyor. Onlar bunu darbe gibi düşünmüyorlar. Normal kendi görevleri içinde bir eylem gibi kabul etmişler. O açıdan ilginç bir şey. Şunu demiyor, ‘Beni darbeye teşebbüsten suçlamalarına çok üzüldüm’ demiyor. Çünkü onu tabii görüyor. Suç olarak algılamıyor.” ifadesini kulandı.
Bu durumun, TSK subaylarının, generallerinin ne kadar demokratik bir zihniyete sahip olduğunu gösterdiğini aktaran Kardaş, “Bu alışılagelmiş, içselleştirilmiş bir şey. Yani darbe yapmak, daha doğrusu bir siyasi partiyi, iktidarın eylemlerini, faaliyetlerini gözlemlemek ve kendilerine göre eğer bu yanlışsa onu devirmek için gereken her şeyi yapmak, aslında tabii görevleri. Ama işte Türk Ceza Kanunu öyle demiyor.” şeklinde konuştu.
'YARGILAMA YERİ SİVİL MAHKEME'
Son günlerde kamuoyunda tartışılan, ”Başbuğ’un yargılama yeri Yüce Divan mı?, sivil mahkeme mi? tartışmalarına da değinen Kardaş, bu sorunun cevabının Anayasa’da net bir şekilde yer aldığını aktardı. Referandumla Anayasa’nın 148. Maddesinin değiştirildiğini dile getiren Kardaş, yasanın son halinde Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleri ile ilgili suçlarda yargılama yerinin ‘Yüce Divan’ olduğunu belirtti. Başbuğ ile ilgili ‘İnternet andıcı’ suçlamasının görev kapsamına girmediğini vurgulayan Kardaş şöyle konuştu: “Görevden dolayı suç işlemek demek, zimmet, rüşvet, sahte belge düzenlemek, yani görevi, yetkisi içersinde bir şey yaparken suç işlemek demek. Bu darbeye teşebbüs suçu görevle alakalı bir suç değil.”
Anayasa’nın 145. Maddesinin askeri yargıyla ilgili bir düzenleme olduğuna dikkat çeken Kardaş, bu maddede de söz konusu suçlarla ilgili yargılama merciinin sivil mahkemeler olduğunun açık şekilde belirtildiğini aktardı. Kardaş sözlerini şöyle tamamladı: “Asker kişilerin devlet güvenliğe ve Anayasal düzene ilişkin suçlarında Adliye mahkemelerinin yetkili olduğu özellikle düzenlendi. Bu suç Anayasal düzene ilişkin bir suç olduğu için bu konuda da herhangi bir tereddüt de yok.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz