Dünya Sağlık Örgütü tarafından 12 Kasım’ın "Dünya Zatürre Günü" olarak belirlendiğini dile getiren Alanya Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzm. Dr.Şafak Yıldız, “Yapılan çalışmalarda günlük bir paket ve üzeri içen kişilerde zatürre riskinin yaklaşık 3 kat arttığı gösterilmiştir. Ayrıca zatürre bulaşıcıdır” dedi.
Zatürreye yakalanma riskinin yüksek olduğu risk grubu hakkında da açıklamalarda bulunan Yıldız, “Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında zatürre daha sık görülür.3 diye konuştu.
Alanya Anadolu Hastanesi Göğüs Hastalıkları (Akciğer Hastalıkları) Uzmanı Doktor Şafak Yıldız, "12 Kasım Dünya Zatürre Günü" kapsamında zatürre hastalığının belirtileri, risk grupları ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Dünya Sağlık Örgütü tarafından 12 Kasım’ın "Dünya Zatürre Günü" olarak belirlendiğini dile getiren Dr. Şafak Yıldız, sağlık sektöründeki tüm olumlu gelişmelere rağmen zatürrenin hala ciddiyetini koruyan ve en fazla ölüme yol açan bir hastalık olduğunu söyledi. Yıldız, “Zatürrenin tıbbi adı pnömonidir. Solunum görevi gören Akciğerlerinin iltihabi hastalığıdır. Bu iltihap büyük oranda bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalar tarafından oluşturulur. İnfeksiyon dışında asit-alkali madde solunması, radyasyon gibi fiziksel nedenler ve aşırı duyarlılık reaksiyonları da akciğer dokusunda iltihabi reaksiyon nedeni olabilirler” ifadelerinde bulundu.
"Zatürreye yakalanmamak için dengeli beslenmeli, uyku düzenine önem verilmeli, en basitinden el yıkamak ve kişisel temizlik gibi hijyenik önlemlere dikkat edilmeli, sigara ve tütün ürünlerinden uzak durulmalıdır" diyen Yıldız, “Yapılan çalışmalarda günlük bir paket ve üzeri içen kişilerde pnömoni riskinin yaklaşık 3 kat arttığı gösterilmiştir” açıklamalarıyla sigara kullananların zatürreye yakalanma oranının daha yüksek olduğunu ifade etti.
"Çocuklar risk grubunda"
Zatürreye yakalanma riskinin yüksek olduğu risk grubu hakkında da açıklamalarda bulunan Yıldız, “Özellikle çocuklarda, 65 yaş üstü yaşlılarda, kronik bir hastalığa sahip olanlarda (böbrek, şeker, kalp veya akciğer hastalığı gibi), sigara kullananlarda, bağışıklık sistemini baskılayan bir hastalık veya ilaç kullanımı varlığında zatürre daha sık görülür. Bunun dışında alkolikler, beslenme bozukluğu, kortizon kullanma öyküsü, yapısal akciğer hastalığı olanlar da risk grubundadırlar” dedi.
"Hijyen önemli"
Yıldız, risk grubundakilerin yapması gerekenleri şu şekilde sıraladı: “Risk grubundakiler için öncelikle altta yatan kronik hastalıkların kontrol altına alınması, dengeli beslenme, hijyenik önlemler, sigara ve alkol alışkanlıklarının kontrolü, pnömokok ve yıllık influenza (grip) aşıları ile pnömoninin sıklığı ve ölüm oranı azaltılabilir. Bununla birlikte hastalık ve belirtileri konusunda bilgili olunması şikayetleri ortaya çıkması ile birlikte göğüs hastalıklar uzmanınca muayene edilerek tedavinin erken başlanması önemlidir.”
Zatürre belirtileri
Yıldız, “Ateş, öksürük, balgam, göğüs ağrısı en sık rastlanan belirtilerdir. Nefes darlığı, bilinç kaybı, bulantı-kusma, sık nefes alıp verme, kas-eklem ağrıları, halsizlik gibi belirtiler de görülebilir. Ağır zatürre durumlarında bir hastada deri ve mukozanın mavi renk alması, ciddi nefes darlığı, tansiyon düşüklüğü ve bilinç bulanıklığı olabilir” açıklamalarıyla zatürrenin belirtilerine dikkat çekti.
Ayrıca, Pnömoni (zatürre) en fazla ölüme yol açabilen hastalıklar arasında olduğunu belirten Yıldız, “Dünya sağlık örgütü verilerine göre Kalp krizi ve inme den sonra ölüm nedenleri arasında üçüncü sıradadır. Yoğun bakım tedavisi gerektirecek ağırlıkta olan hastalarda ölüm oranı daha yüksektir” dedi.
"Zatürre bulaşıcı bir hastalık"
Zatürre hastalığının bulaşıcı olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Zatürre hastalığa yol açan patojen mikropların akciğere çeşitli yollarla ulaşması sonucu ortaya çıkar. Yani bulaşıcıdır. Başka odaklardan bulaşma dışında temizliği bakımları yapılmamış klima ve su sistemleri de bulaşmada etkilidirler. Pnömoni gelişmesi, sadece mikroorganizmanın akciğere ulaşmasıyla değil aynı zamanda akciğerin temizleme fonksiyonları (öksürük refleksi, akciğer savunma mekanizmaları vb.) ve bağışıklık sisteminin yeterli çalışmamasıyla da ilişkilidir” diye belirtti.
Tedavi süreci
"Hasta, hastaneye başvurulduktan sonra doktor muayenesi, akciğer röntgeni ve kan testleri yapılarak hastalığın tanısı konulur ve ardından tedavi süreci başlar" diyen Yıldız, tedavi süreci hakkında, "Pnömoni tedavisinde Antibiyotikler, bol sıvı alımı, istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler gibi yöntemler genellikle kullanılır. Hastanın kan değerleri, akciğerlerde etkilenen bölgeler ve yaygınlığı, yaşamsal bulgularının değerlendirilmesine göre uygun tedavi hastanın doktoru tarafından belirlenir. Hastaneye yatması gereken hastalarda daha farklı tedaviler gerekebilir. Çok ağır zatürre durumlarında yoğun bakımda yatış, solunum desteği uygulanma zorunluluğu doğabilir. Tedavi süresi hastalığın başlangıçtaki şiddetine, sorumlu mikroba, eşlik eden bir hastalığın olup olmamasına ve hastanın bireysel yanıtına göre değişebilir. Genellikle ateşin düşmesini takiben 5-7 gün daha antibiyotiğe devam edilmesi önerilmektedir. Ancak bazı mikrop türlerine bağlı zatürre durumlarında tedavi süresini 10-14 güne bazen 21 güne kadar uzatmak gerekebilir" ifadelerinde bulundu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz