Peru vatandaşı olan Chicago doğumlu Prevost, iki günlük papalık toplantısının ardından Perşembe günü (8 Mayıs) Katoliklerin yeni papası olarak seçildi.
Papa Francis'e yakın bir merkezci ve reformcu olarak kabul edilen 69 yaşındaki Prevost, papa seçilme konusunda önde gelen bir isim olarak görülmüyordu. Çoğunluğun oyunu alarak seçilen yeni papanın Francis'in ilerici düşünceleriyle ilgili tavrı merak edildi. Bilindiği üzere Papa Francis, kilisenin LGBTQ+ toplumuna daha hoşgörülü davranması yönünde bir dizi açıklama yapmıştı.
Francis, birçok LGBTQ+ Katolik, önde gelen savunucularla sık sık bir araya gelmişti. Papa Francis, LGBTQ+ insanların suçlulaştırılmasını "yanlış" olarak tanımlamadan önce eşcinsel olmanın "suç olmadığını" söylemişti. Uganda'nın Eşcinsellik Karşıtı Yasası'nı kınamış ve "ayrımcılık bir günahtır ve LGBTQ+ topluluklarına yönelik şiddet kabul edilemez" demişti.
Robert Prevost Peru'da bir piskopos olarak görev yaptığı dönemde okullarda cinsiyet hakkında eğitim verilmesine yönelik bir hükümet planına karşı çıkmış. Yerel haber medyasına verdiği bir demeçte, "Cinsiyet ideolojisinin teşviki kafa karıştırıcıdır çünkü var olmayan cinsiyetler yaratmayı amaçlamaktadır." ifadelerini kullanmış.
The New York Times'ın bildirdiğine göre, 2012'de piskoposlara hitaben yaptığı bir konuşmada Prevost, Batılı haber medyasının ve popüler kültürün "müjdeyle çelişen inanç ve uygulamalara sempati" beslediğinden yakınmış. "Eşcinsel yaşam tarzı" ve "eşcinsel partnerlerden ve evlat edindikleri çocuklardan oluşan alternatif aileler"den bahsetmiş.
Bu açıklamaları selefi Papa Francis'in LGBTQ+ topluluğuna yönelik daha kapsayıcı yaklaşımıyla çelişiyor. Papa, 2023 yılında eşcinselliği suç sayan yasaları "adaletsiz" olarak eleştirerek, Tanrı'nın tüm çocuklarını olduğu gibi sevdiğini söylemiş ve yasaları destekleyen Katolik piskoposları LGBTQ+ insanları kiliseye kabul etmeye çağırmıştı.