Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a diktatör diyenlerin 20 sene önce üniversite öğrencilerine okuma hakkını vermediğini söyledi.Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Samsun’da görev yapan sivil toplum kuruluşlarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi. Büyükşehir Belediyesi Mavi Işıklar Eğitim, Dinlenme ve Rehabilitasyon Merkezi Kampı’nda düzenlenen yemeğe Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç’ın yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.Yemek sonrası konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, Mavi Işıklar Eğitim, Dinlenme ve Rehabilitasyon Merkezi Kampı hakkında STK’lara bilgi verdi. Yılmaz, “Fiziksel engelli insanlar evlerine hapsoluyorlar. Bu insanlar evlerinin dışına bir tek sağlık merkezlerine geliyorlar. O da nakle müsait bir araç varsa, o da yoksa taksi ile gidiyorlar. Böyle birçok insanımızın şehirlerde yaşadığına ve bunların hastanelere öyle apar topar götürüldüğüne tanıklık ettik. İnsanlarımızın yazın deniz kenarlarında gezerken bu engelli insanlarımız da evlerindeki 4 duvar arasına mecbur ve mahkum oluyorlardı. Bizde onlar için en azından ayaklarını suya sokabilecekleri bir ortam oluşturmak için düşünmeye başladık. Sonra biz burada havuzu, terapi alanları olan tamamen engelliye yönelik bir tesis oluşturduk. Buradan çok hayır duası aldık” dedi.“ERDOĞAN’A ’DİKTATÖR’ DİYEN 20 SENE ÖNCESİNE BAKSIN”Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bazı sıfatların yakıştırılmaya çalışıldığını belirten Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, “Ülkemizin en üst makamı, milletimizin oyları ile seçilerek ülkemizin, cumhuriyetimizin en üst makamında olan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a bazı sıfatlar yakıştırılmaya çalışılıyor. Bu sıfatları yakıştırmaya çalışanlar ve onun arkasındaki zihniyet sadece çok uzak değil, 15-20 sene öncesini düşünsün. Bizim milletimiz ve devlet geleneğimiz başkalarına, bizim gibi düşünmeyenlere karşı müsemma ile anlayışla yaklaşmayı emreder. Biz peygamberimizden de böyle öğrendik. Şuanda Cumhurbaşkanımıza yakıştırılmaya çalışılan bazı sıfat, bunların içeride değil, dışarıda da uzantıları var. Ben bunları tekrarlamaktan aslında ciddi anlamda hicap duyuyor ama kelimeyi dile getirmem gerekiyor ki, ne dediğimizi anlayalım. Cumhurbaşkanımıza ‘diktatör’ diyorlar. İnsan bunu söylerken birazcık utanır. Şöyle bir geçmişe bakar. Bundan 20 sene önce özgürlük diye, demokrasi diye ortaya koyduğunuzun içerisinde bu ülkenin evlatlarını vatandaşlarına okuma hakkı vermediniz. Üniversite kapılarından geri çevirdiniz. Siz hangi özgürlüklerden bahsediyorsunuz. Siz hangi demokrasiden bahsediyorsunuz. Sizin o zaman yaptığınız zulmün adı zulümdü. Biz her zaman dik duracağız ama diklenmeyeceğiz. Cumhurbaşkanımız Başbakanlık döneminde hep dile getirdi, toplumun içerisinde böyle bir ayrışma yok. Böyle bir fikir ayrılığı yok. Böyle birbirine karşı tahammülsüzlük asla yok. Şu anda bütün ülke vatandaşlarımız, bütün gençlerimiz, evlatlarımız hür bir şekilde, istedikleri gibi gidip eğitimlerini alabiliyorlar. Bunları aynı okullarda, aynı üniversitelerde, aynı sıralarda yapıyorlar. El ele, kol kola, yan yana yapıyorlar. Birbirlerinin haklarını koruyarak yapıyorlar. Birbirlerine destek olarak yapıyorlar. Bizde başı açık, başı kapalı diye bir ayrım asla olmadı. Hiçbir zaman bu ayrımla biz yol yürümedik. İnternetten 25-30 sene önceki gazete manşetlerini bir tarayın. O kelimenin kimler için ne kadar rahat kullanıldığına bir bakın. O kelime aynı kişi, aynı zihniyet tarafından farklı farklı insanlara kullanılmak için uğraşılıyor. Çünkü sindiremiyorlar, kabullenemiyorlar. Milletin değerleri ile bir araya gelemiyorlar, sıkıntı burada. Rahat olun, bu milletin değerleri sizi de korur. Bundan hiç şüpheniz olmasın” diye konuştu.“PEYGAMBER EFENDİMİZİN VEDA HUTBESİ BİZİM İÇİN BİR İNSAN HAKLARI EVRENSEL BEYANNAMESİDİR”Her zaman demokrasinin ve insan haklarının savunucusu olduklarının altını çizen Bakan Kılıç, “Çünkü alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimizin ’Veda Hutbesi’ bizim için aslında bir insan hakları evrensel beyannamesidir. Bu kadar da seçik olarak söylüyorum. Dolayısıyla bizim medeniyetimizden, inancımızdan hiçbir çekincemiz yok. Alnımız ak, yüreğimiz ak. Biz bu yolda böyle yürüyeceğiz. Değerlerimizi ve her zaman inançlarımızı savunacağız. İstanbul, medeniyetin en önemli şehirlerinden birisidir. Kilisenin, havranın ve caminin beraber olduğu bir şehir. Caminin kiliselerle duvar paylaştığı ve Fatih Sultan Mehmet Han’ın 1453 yılında fethinden sonra bugüne kadar şehrin içerisindeki ve bu şehirde yaşayan farklı dine ve inançlara mensup insanların beraberce ve kardeşçe yaşadığı şehirdir. Geçmişimizle ilgili olarak da bazıları olumsuz şeyler söyleyip, dil uzatıyorlar. Ama bizim geçmişimizde, bizim ecdadımızda kucaklamak var. Bizim ecdadımızda İspanya’dan kovulan Yahudileri kabul etmek var. Onlara kucak açmak var. Biz bu medeniyetten geliyoruz. Dolayısıyla bundan gurur duyuyoruz. İşte bu medeniyetin, bu inançların temsili noktasında sizlerin çok büyük önemi var” şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz