YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Bakanlar Kurulu Açıklaması (2)

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağının arama çalışmalarıyla ilgili ABD'nin Phoneix firmasıyla...

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Suriye tarafından düşürülen Türk uçağının arama çalışmalarıyla ilgili ABD'nin Phoneix firmasıyla anlaşıldığını belirterek, "Bu görüşmeler ve anlaşma sonucunda arama kurtarma çalışmaları, Deniz Kuvvetlerimize bağlı TCG İnebolu Gemisi'nden yürütülecektir. Bu geminin üzerine arama-kurtarmada kullanılacak alet, teçhizat Phoneix tarafından sağlanacak, gemimize monte edilecek ve arama-kurtarma faaliyetleri firma personeli tarafından yürütülecektir" dedi.

Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında kameraların karşısına geçerek açıklama yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Avrupa Birliği ile ilgili Bakan Egemen Bağış'ın kurula bilgi sunduğunu ve 1 Temmuz itibariyle AB Dönem Başkanı olan Güney Kıbrıs'a tavır konulacağını Bakanlar Kurulu'nda belirttiğini söyledi. Ayrıca AB ile ilişkilerin de devam ettirileceğine dikkat çeken Arınç, "Pozitif Gündem AB'de de kabul edildi. Türkiye'nin atması gereken adımlar ve sorumlu olduğu konular üzerindeki gelişmeler kabul ediliyor" diye konuştu.

Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, da 'Üreme Sağlığı Hizmetleri Kanun Taslağı' ile ilgili bir bilgilendirme yaptığını belirten Arınç, bunun ise kürtaj konusunu içerdiğini ve bunun da yeni isimle bir takdim olduğunu ifade etti. Toplantıda iç ve dış gelişmelerin de etraflıca ele alındığını belirten Arınç, Suriye tarafından düşürülen uçakla ilgili konuların görüşüldüğünü söyledi.

RUSYA TARAFINDAN VERİLEN BELGELER

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un, Suriye'de düşürülen Türk jetiyle ilgili ellerindeki bilgi ve belgeleri Türkiye'ye verdikleri yönündeki açıklamalarını hatırlatarak, "Bu belgelerde Türkiye'nin tezleri ile örtüşen veya ayrışan yanlar var mı?" diye sorması üzerine Arınç, şunları söyledi:

"Her iki ülkenin dışişleri bakanları, söylediğiniz gibi ABD'nin büyükelçisi, Rusya'nın da Dışişleri Bakanı ellerindeki bilgileri paylaştıklarını ifade ettiler. Bu bilgiler nelerdir, Dışişleri Bakanlığımız bu konuda bilgiye sahiptir. Şüphesiz bizim yaşadığımız bir olay var; RF uçağımız bir radar test eğitimi yaparken düşürülmüştür. Üzerinden bir hayli zaman geçti. En son da 2 pilotumuzun naaşları denizden çıkarıldı, toprağa verildi, bu acıyı da milletçe birlikte yaşadık. Bu konuda benim sayın Başbakanımızın, Sayın Dışişleri Bakanımızın ve Sayın Milli Savunma Bakanımızın ve Genelkurmay Başkanlığımızın yazılı açıklamalarıyla birbirini teyit eden konular ortaya çkıtı. O da şudur:

Bildiğiniz gibi Nautilus tarafından yapılan çalışmalarla yeraltındaki uçağın enkazı tespit edilmiştir. Enkaz parçaları görüntülenmiştir, bunlar önemli veriler. Müteakiben iki pilotumuzun naaşları çıkarılmıştır ve deniz üstünde ve deniz altından bir kısım enkaz parçaları çıkarılmıştır. Bütün bu verilerle sayın Milli Savunma Bakanımızın da ifade ettiği gibi deniz altındaki uçak enkazının yüzde 10'u bile bulamayacak kadar bir parçasına kavuşma imkanımız oldu. Şuanda uçağın büyük enkazı halen su altında bulunmaktadır. Nautilus'un oradan bir şekilde ayrılmasıyla ki kendileri bunu optik sistemlerindeki arıza sebebiyle, göreve devam edemeyeceklerini, Karadeniz'e döneceklerini ifade etmişlerdir. Bundan sonraki arama kurtarma çalışmaları veya uçak enkazının yüzeye çıkarılması faaliyetleri eksiksiz şekilde devam edecektir."

Bu konudaki bir gelişmeyi paylaşmak istediğini belirten Arınç, "Nautilus'un yerinden ayrılmasıyla aynı görevi yapabilecek başka bir imkanlar da aranmıştır. Bunlardan ABD'de, Amerika Silahlı Kuvvetlerinin yüklenicisi konumunda bulunan Phoneix firmasıyla görüşmeler yapılmış ve anlaşılmıştır. Bu görüşmeler ve anlaşma sonucunda arama kurtarma çalışmaları, Deniz Kuvvetlerimize bağlı TCG İnebolu Gemisi'nden yürütülecektir. Bu geminin üzerine arama-kurtarmada kullanılacak alet, teçhizat Phoneix tarafından sağlanacak, gemimize monte edilecek ve arama-kurtarma faaliyetleri firma personeli tarafından yürütülecektir. Yarından itibaren bu teçhizatların yükleme çalışmaları ve iki gün sonrasında da arama-kurtarma faaliyetlerinin başlaması öngörülmektedir. Dolayısyıla, eğer uçak enkazına süratle ulaşılabilir ve uçağın büyük parçaları tamamı mümkün olur mu bilmiyorum; çıkarılabilirse uçağımızın ne şekilde vurulduğu, isabet aldığı, ne tür silahla vurulduğu ortaya çıkarılmış olacaktır. Bugüne kadar elimizdeki bilgiler ve başkaları tarafından bize ulaştırıldığı ifade edilen bilgi ve belgelerle bizim Türkiye olarak tezlerimizde tersine bir olguya yol açabilecek bir gelişmeye rastlanmamıştır" dedi.

"TÜRK UÇAĞINI MANYETİK BİR MÜDAHALE DÜŞÜRDÜ" İDDİASI

Bir gazetecinin Türk jetinin elektro manyetik bir müdahale ile düşürüldüğü iddialarını hatırlatması üzerine Arınç, "Bütün bu iddialar, bütün bu konuşmalar ister spekülasyon diyelim, isterseniz varsayımlar diyelim; bunlar üzerinde konuşulacak bir noktada değiliz. Yaptığımız açıklamaları takip edeceksiniz, bundan sonraki resmi açıklamalar da ilgili bakanlıklar ve Genelkurmay Başkanlığımız tarafından yapılacaktır. Yoksa hergün her gazetede bilen veya bilmeyen insanlar, birtakım varsayımlara dayalı olarak tezler ileri sürebilmektedir. Bizim daha önceki açıklamalara ilave edeceğimiz herhangi bir yeni bir bilgi mümkün değil, şuanda onu size veremiyorum" diye konuştu.

DİYARBAKIR'DAKİ OLAYLAR

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bir soru üzerine, BDP'nin Diyarbakır'da yapmak istediği mitingle ilgili olarak BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın Valiyi suçlayan açıklamalarını ve Beşir Atalay'ın gösteri konusunda bilgilendirildiği yönündeki iddiaları da değerlendirdi. Arınç, "Böyle bir konuşma Bakanlar Kurulu'nda yapılmadı, gündeme de gelmedi" derken, "Olayı saptırmaya hiç gerek yok" dedi.

Arınç, mitinge izin verip vermeme yetkisinin Valilikte olduğunu hatırlatarak, buna rağmen BDP Genel Başkanı'nın ve milletvekillerinin sık sık yaptıkları konuşmalarla ve halkı sokaklarda direnmeye davet ettiklerini söyledi. Bunun bir suç olduğunu söyleyen Arınç, "Bu suç işlenmiştir. Ve tabi bu ısrar karşısında güvenlik görevlileri de yetkilerini kullanmak zorunda kalmışlardır. Yetki aşımı, orantısız güç kullanımı bunların hepsinden bahsedebilirsiniz. Ama ortada valiliğin verdiği bir karar vardır ama bu karar aleyhinde yargıya gitmemiştir BDP. Gitseydi, belki toplantı yapacak bir imkanı da bulabilirdi" diye konuştu.

Kentte silahlar bulunduğuna dikkat çeken Arınç, "Bazı arama ve taramalarda da silahlar bulunmuşsa, patlayıcı maddeler bulunmuşsa, orada toplanacak büyük bir kalabalığın suç işlemeye yönlendirileceği konusunda bir ishitbarat da temin edilmişse, valiliğin bu kararına hepimizin uyması gerekirdi. Dolayısıyla valilik elindeki yetkiyi kullanmıştır, bu yetkiyi kimseyle de paylaşmasına ihtiyacı yoktur" dedi.

"Sayın Bakanımız, İçişleri Bakanlığı yapmış bir insandır. Ve İçişleri Bakanlığı yapmış bir kişinin valiliğin bu yetkisini bilmemesi düşünülemez" diyen Arınç, "Dolayısıyla bu haberlerin doğru olmadığı kanatindeyim. Vali, emniyet müdürü ve bu organizasyonlarda sorumlu ve yetkili olanlar, 14 Temmuz'da yapılmak istenen bu mitingin, tarih itibariyle şu, şu olaylara denk geldiğini, dolayısıyla böyle büyüklükteki bir mitingin başka kötü amaçlar için de kullanılabileceğini ifade etmişlerdir" ifadelerini kullandı.

Bülent Arınç, konuyla ilgili son olarak, "Bir hukuk devletiyse Türkiye, ve bir siyasi partinin genel başkanları da bu gerçeği biliyorsa, valiliğin kararına karşı gelmek değil, bu kararı kolaylaştırıcı bir tavır takınmaları gerekirdi. Dolayısıyla bir bakanın bir valinin yetkisine müdahale etmesi söz konusu değil" dedi.

Mynet Youtube


Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler