Baro yöneticileri hakkında suç duyurusu

İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Balyoz davasında mahkeme, sanık avukatlarına destek vermek için duruşma salonuna giren İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve yönetim kurulu üyesi 10 avukat hakkında suç duyurusunda bulunulması kararı verdi.

Kararda, duruşma devam ederken, cübbeleriyle salona giren İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve baro yönetiminde olduğunu söyleyen 10 kişi hakkında, 'Mahkeme başkanından herhangi bir izin almadan cübbelerini giymiş olarak doğrudan sanık müdafileri için tahsis edilmiş bölüme oturduklar' diyerek salonda yaşananlar özetlendi.

İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ile yönetim kurulunda olduklarını söyleyen ve listede isimleri yer alan kişilerin, duruşma salonuna giriş şekilleri kararda eleştirildi. Bu kişilerin tavrının, yargılama yapılan mahkemeye talimat verir şekilde olduğu, Kocasakal'ın konuşmasında ise mahkemeyi denetlemeye yönelik görüşlerin bildirildiğinin altı çizildi. Mahkeme Anayasa’nın 138. maddesinde mevcut düzenlemeye göre hakimlerin görevlerinde bağımsız olduğunu, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verecekleri, hiçbir organ, makam, mercii veya kişinin yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremeyecekleri anlattı. Mahkeme, Baro yöneticisi olduklarını beyan eden avukatlar hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına, disiplin işlemi bakımından da Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’na müzekkere yazılmasına karar verdi.

Vekaleti olduğu halde 26-27-29 Mart ve 5-6 Nisan tarihlerinde duruşmalara girmeyen sanık avukatları için ise "Mahkemeye tepki olarak girmediklerini beyan etmiş olmaları, bir kısmının dinleyici kısmında oturmaya devam etmeleri, bu hususun sanıklarca da kabul edilmesi nedeniyle disiplin yönünden haklarında disiplin işlemi yapılması için İstanbul Barosu Başkanlığı’na yazı yazılmasına karar verildi. Duruşma 19-20 Nisan tarihlerine ertelendi.

Yargılamaya davam edilebilmesi için sanıklara atılan suçun ceza alt sınırı dikkate alınınca avukat bulundurulmasının CMK hümüklerince zorunlu olması nedeniyle İstanbul Baroya yazı yazılarak sanıklara avukat tayin edilmesi hükme bağlandı. Duruşmanın, 19-20 Nisan tarihlerinde iki gün üst üste görülmesine karar verildi.