Dünyanın pek çok bölgesinde yaşayan ve binlerce türden oluşan yılanların bazıları zehirli bazıları ise zehirsizdirler. Yılan türlerinin birçoğu zehirsiz olsa da zehirli olan türlerin insan yaşamı için tehdit oluşturduğu bilinmektedir. Yılanların evrimsel süreçteki gelişimleri incelendiğinde genel kanaat, milyonlarca yıl öncesinden itibaren dünyada görülen bu canlıların, bazı kertenkelelerin soyundan türediği düşünülmektedir. Bunlar arasında piton ve anakonda gibi türler ise yılanlar arasında en büyük türler olarak bilinmektedir. Bu kapsamda dünyanın en büyük yılanı araştırılmaktadır.
En büyük yılan türlerini barındıran anakondalar, Güney Amerika bölgesinin tropikal ikliminde yaşarlar. Bu yılanlar güçlü fiziksel yapıları ve çoğunlukla suda geçen hayatlarıyla bilinirler. Anakondalar, boğucu yılanlar olarak tanımlanır ve avlarını sararak öldürme yetenekleriyle ün kazanmışlardır. Bu tür, devasa boyutlara ulaşması, güçlü kas yapıları ve avcılık yetenekleri sayesinde bölgenin en tehlikeli yırtıcıları arasında yer alır. Anakondalar, farklı bölgelerde görülen birkaç türden meydana gelir.
Bunlardan biri olan yeşil anakonda, anakonda türü içerisinde en büyüğü olarak, aynı zamanda dünyanın en büyük yılanıdır. Bu yılanlar 10 metreye kadar uzayabilen boyutlarıyla beraber ağırlık açısından da en ağır yılanlar arasında bulunur. Yeşil anakondalar, dünyadaki en büyük yılan türlerinden biri olarak genellikle Güney Amerika’nın sulak bölgelerinde yaşarlar. Yeşil anakondaların literatürdeki isimleri Eunectes murinus olarak geçer.
Yeşil anakondalar, çoğunlukla suda yaşamaları ile tanınırlar. Aynı zamanda karada da bulunabilen bu yılanlar, suda avlanma konusunda daha yeteneklidirler. Güçlü yapıdaki kasları sayesinde kendilerinden büyük olan avları bile boğarak öldürebilirler.
Yeşil anakondaların bilinen özelliklerinden biri, fiziksel yapılarının oldukça büyük olmasıdır. Diğer yılan türleriyle kıyaslandığında daha kalın ve güçlü bir yapıya sahiptir. Yetişkinliğe ulaşan bir yeşil anakonda 60-70 kg arasında bir kiloya sahip olabilir. Beden renkleri oldukları ortama göre değişiklik gösterebilir ve bu sayede avcılardan korunurlar.
Yeşil anakondaların göz yapıları son derece iyi olmasına rağmen çoğunlukla koku alma duyularına güvenerek avlarını bulurlar. Derilerinin altında bulunan termal algılayıcılar, sıcak yapıdaki diğer canlıların yerini tespit etmelerine yardımcı olur. Bu sayede gece ve gündüz avlanabilen sınırlı sayıdaki canlılar arasında yer alırlar.
Yeşil anakondalar, genellikle bataklıklar, nehirler ve göletler gibi daha sulak alanlarda yaşamayı tercih ederler. Bu alanlar onlara hem beslenme hem de saklanma bakımından büyük avantajlar sunar. Sulak alanda yaşamaları sayesinde su altında bekleyebilme ve avlarını pusu kurarak yakalama yetenekleri oldukça gelişmiştir.
Bu tür karada da hareket edebilir. Ancak genellikle suda yaşamayı tercih ettikleri için çok fazla dışarı çıkmazlar. Güney Amerika bölgesindeki Amazon yağmur ormanları başta olmaz üzere sıcak ve nemli iklim koşullarında yaşamaya uygun olsalar da pek çok iklimde de varlık gösterebilirler.
Yeşil anakondalar, etobur bir şekilde beslenirler. Avları arasında memeliler, kuşlar ve bazen de diğer sürüngenler yer alır. Büyük avlarını kolayca öldürmeleriyle ünlü olan bu yılanlar, avlarını yudumlayarak yutabilirler. Avlarını yuttuktan sonra uzun süre aç kalabilmeleri ise diğer dikkat çekici özelliklerinden biridir. Bilhassa büyük avları sindirmeleri daha fazla zaman alır.
Sıklıkla kendilerinden büyük avlarla beslenen yeşil anakondalar, insanları çok fazla hedef almazlar. Ancak insanları kendilerini tehdit eden bir tür olarak kabul ederler. Doğal yaşam alanlarında insanlarla karşılaşmaları da mümkündür.