Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, devletin içinde paralel yapı olmayacağını belirterek, "Paralel unsurlar varsa temizlenmeli. Başbakan'ın Filistin Lideri ile görüşmesini siz niye kayıt altına alırsınız? Bu veriler kimin için toplanıyor" dedi.Bursa Hakimiyet Gazetesi'ne özel açıklamalarda bulunan Faruk Çelik, Türkiye'de muhalefet sorunu olduğunu, 10 Ağustos'taki seçim sonrası elitist değerlendirmelerin sona ereceğini bildirdi."Devlet içinde paralel yapı olmaz, Paralel unsurlar varsa temizlenmeli" diyen Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben bu sürecin bir arınma süreci olduğunu düşünüyorum. Burada hizmeti, burslar, yurtlar şeklinde yürüten temiz insanlar var. Onların içinden o paralel yapıya hizmet edenler ayıklanmalı.' Başbakan’ın Filistin lideri ile görüşmesini siz niye kayıt altına alırsınız ? Bu veriler kimin için toplanıyor ? Bu aşamada artık biz yargıya güvenmek zorundayız. Paralel bir yapı varsa o net bir şekilde ortaya koyulacak. Diyorlar ki; ‘Ergenekon’u, Balyoz’u da yargı yürüttü’ Yargının yanlışlarını yine yargı düzeltiyor. Suriye’de Irak’ta olaylar yaşanıyor. Bize sığınıyorlar. Bizim gidecek başka bir yerimiz yok. Yanlış unsurları bertaraf ederek güçlü olmak zorundayız. Yoksa biz vatandaşla niye kavga edelim. Gezi’de 3 ağaç ise mesele biz 300 ağaç dikelim ama mesele o değildi ki. Biz oynanmak istenen bütün oyunların farkındayız”"TÜRKİYE'NİN MUHALEFET SORUNU VAR"Türkiye’nin muhalefet sorunu olduğunu dile getiren Çelik, Türkiye’nin ilerleyişinin kesintiye uğramadan devam etmesi için Başbakan’ın Köşk için en doğru isim olduğunu vurguladı. Çelik, “Bakın batılı ülkelerde ekonominin gidişatı belli. Ortadoğu’da kan gövdeyi götürüyor. Bu tablonun ortasında Türkiye ümit vaat eden bir ülke pozisyonunu kaybetmemeli. Bugün Ankara’dan İstanbul’a hızlı tren gidiyor. Kolay mıydı? Bunca yıl, yalnızca belli şehirler sanayide gelişti ve göçler oldu. Şimdi Türkiye’nin dört bir yanına yatırım gidiyor. Bunlar keşke 40 yıl önce olsaydı belki terör belası olmazdı. Bunun için Türkiye bu kazanımları iyi değerlendirmeli. Efendim Başbakan 2009’daki gibi değil diyorlar. Başbakan’a içeriden ve dışarıdan yapılanları düşünün. Türkiye gelecekte bizim düşündüğümüz o iyi konumda olmasın diye dört bir yandan uğraşıyorlar. İstiyorlar ki bölgede Yugoslavya gibi küçük devletler olsun. Başbakan doğruya ‘doğru’ diyor. Ses çıkarıyor. Birileri böyle güçlü devlet, güçlü siyasetçi istemiyor. Eskisi gibi her şeye ‘olur’ diyen liderler istiyorlar. Türkiye’nin karanlık senaryolara karşı kaybedecek zamanı yok. Yeni bir hükümetin krizlerinin yaşanacağı bir sürece girmemeliyiz. Hem dış politikada hem iç politikada güçlü bir muhalefet yok. Bu sevindirici bir şey değil. Türkiye’nin köşe yazarlarının yazılarına göre, günlük veya mevsimlik muhalefet yapan insanlara değil, köklü kalıcı muhalefet yapacak insanlara ihtiyacı var. O anlamda Türkiye yatırımlarımızı gelişmelerimiz sekteye uğratmayacak şekilde seçimde doğru kararı verecektir” ifadelerini kullandı."MİLLETİMİZ BU SEÇİMDE 12'DEN VURACAK"Gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, yaklaşan Köşk seçiminde 12. Cumhurbaşkanı’nın seçileceğine vurgu yaparak, “Milletimiz bu seçimde 12’den vuracak” dedi.10 Ağustos sonrasında bugüne kadar yapılan elitist, değerlendirmelerin sona ereceğini söyleyen Bakan Faruk Çelik, “AK Parti olarak çok sıkıntılı süreçlerden geçtik. Hak etmediğimiz tablolarla karşılaştık. Ben inanıyorum ki; milletimiz bu seçimde 12’den vuracak. 12 yıl boyunca bu ülkenin sorunları ile uğraşan artık dünyanın tanıdığı Başbakanımız, Cumhurbaşkanı olarak seçilecektir. İlk turda bu işin biteceğine inanıyorum ama milletimizin takdiri ne yönde olur, kesin konuşmak doğru da olmaz. Şimdi diğer adaylara bakınca kendini tanıtma çabası içinde olduklarını görüyoruz. Sayın Başkanımız ise yaptıklarını ve yapacaklarını anlatıyor. Arada uçurum diyebileceğimiz bir fark var. Yeni dönemde çok aktif bir cumhurbaşkanı olacak. Yarı Başkanlık sistemi kendiliğinden gelmiş olacak. Köşk-Başbakan çatışması olmayacak. Başbakanımızın bu süreci çok iyi yürüteceğine inanıyorum” diye konuştu."100 MiLYAR YAPILANDIRILIYOR"Torba Yasa’nın içinde yurtdışı işverenlerine ve primlerin yapılandırılmasına yönelik de önemli düzenlemeler getirildiğini bildiren Çelik, “Yurtdışı işverenleriyle ilgili bir düzenleme yapıldı. Bizim prim tavanımız asgari ücretin 6.5 katı. İşverenimiz eğer Türkiye’den işçi götürürse, bu prim tavanını yüzde 3 olarak uygulayacağız. Ayrıca tekstil piyasasında da işveren sendikasının kasasında birikmiş para var. Sanayicilerden elde edilen imkanın işverene prim payı olarak aktarılması öngörülüyor. Prim yapılandırılmasına gelince de yaklaşık 15 milyon işyeri ve vatandaşımızı yakından ilgilendiren bir konu. 100 milyar liralık bir yapılandırma söz konusu. ‘Primi yatıranlarla prim borcu olanlar arasında haksız rekabet yaşatıyor’ söylemlerine katılmıyorum. Çünkü primi peşin olarak yatıranlar 5 puan indiriminden yararlanıyor. Yüzde 33 değil yüzde 28 olarak ödüyorlar. Yapılandırmanın Türkiye’yi rahatlatacağını düşünüyorum” şeklinde konuştuTAŞERON iŞÇiLERBakan Çelik, Torba Yasa’daki taşeron işçilerle yönelik düzenlemelerle ilgili ise şunları söyledi: “Taşeron demek ‘hizmet alımı’ demektir. Bizde bu konuda bir keyfilik var. Hasta bakıcı hastanenin asıl elemanıdır. ‘Nasılsa burada hizmet alımı yöntemi ile temizlik elemanı alıyoruz eğitimli insan da alıp asıl işte çalıştıralım’ diyorlar. Şimdi şunu yapıyoruz; Bir, yardımcı işler olacak. Bunlar Bakanlar Kurulu’nda düzenlenecek. Temizlik görevlileri ve yemek gibi. Bir de teknoloji ve uzmanlık gerektiren konular var. Örneğin sen bir teknolojiyi kamu olarak alamıyorsun, bunu hizmet alımı ile gerçekleştirebileceksin. Bunun dışında taşeron işçi çalıştırılamayacak. Bir hastaneye ne kadar temizlik görevlisi lazım bellidir. Bunun standardı oturtulacak. Getirdiği en önemli şey ne derseniz; mevcut yasa, hizmet alımında taşeronlaşmayı disipline ediyor ve keyfilikten kurtarıyor. Hizmet alımında alınması gereken ne kadar eleman varsa o kadar eleman alınacak ve onun dışında oluşacak boş kadro, kamu tarafından doldurulacak”"TABELAYI BEN SÖKECEĞİM"Mudanya Belediye Meclisi’nde AK Parti ve CHP grubu arasında gerginliğe neden olan Tirilye’deki kültür merkezine kendi isminin verilmesinden haberi olmadığını kaydeden Çelik, şöyle konuştu: “Adımın tartışılması beni rahatsız ediyor. O günün Tirilye Belediyesi bana sormadan bu işlemi yaptı. Ben yalnızca Tirilye’ye hizmet vermedim. Büyükorhan’ın Mazlumlar Köyü’nden Kemalpaşa’nın Karaköyü’ne kadar hizmetimiz oldu. Benim isim merakım yok. İsimler üzerinde oynamak doğru değil. Bursa’da asla böyle bir yaklaşım içinde olmadım. Ben arkadaşlara neden bu ismi verdiklerini sorduğumda, Tirilye yolunun genişletilmesi ve restorasyon çalışmalarına olan desteğe vefa olduğunu bildirdiler. Benim isimle ilgili bir kaygım olsa o zaman Karaköy Faruk Çelik isminde olmalı. Afet’ten TOKİ’ye para aktararak bir gecede kanun çıkardık. 120 ev yaptık. Köy yeniden inşa edildi. Bizim görevimiz bu zaten. Buna karşılık beklemiyoruz. Böyle bir tartışmaya girilmesi beni üzdü. Fırsat bulunca ben kendim gidip tabelayı sökeceğim. Mecliste zahmet etmesin arkadaşlar. Siyasette kalite vefa ile ölçülür. Ben şunu beklerdim; bir hizmet varsa ona teşekkür etmek gerekir. Onların artık yapacaklarını konuşması lazım. İlk icraat ‘tabelayı kaldırmak.’ Bunlar kaliteyi yükseltmez. Bursa’yı yukarı çekecek konularla meşgul olmak daha faydalı olacak”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz