Gamze Özçelik'ten dikkat çeken açıklama
Teslimiyet arttıkça Allah insanın önüne çıkarıyor zaten. Hakikat yoluna giriyorsan, buna uyum sağlamak zorundasın ve sabırlı olman gerekiyor. Allah da beni bu derneğe yönlendirdi. Büyük bir samimiyetle, çıkarsızca ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye çalışıyoruz. Bunu da sadece manevi bir tatminle, tamamen gönüllü biçimde insanlara yardım etmek için yapıyoruz. Kendimi bu dünyaya ait hissediyorum. Çok mutluyum.
- Bu süreçte çevrenizde de değişim oldu mu?
Evet. Seni bir yola iletecekse Rabbim, senin çevreni de, işini ona göre değiştiriyor. Bazen 'Neden oldu?' diyorsun anlamıyorsun ama sonradan görüyorsun senin için en doğru olanı yaptığını.
- Derneğin çalışmaları kapsamında neler yapıyorsunuz?
Derneği kuralı yedi ay oldu. Bu sürede çok güzel yol kat ettik. Türkiye'nin her yerindeki ihtiyaç sahiplerine yardım etmeye çalışıyoruz. Derneğimizde binlerce gönüllümüz var. Bize bildirilen ya da bizim tespit ettiğimiz ihtiyaç sahiplerine yardım ulaştırıyoruz. Burs verebiliyoruz, kira ve erzak yardımı, kıyafet, kırtasiye gibi ne gerekiyorsa yapmaya çalışıyoruz. Afrika'da üç farklı bölgede proje yürütüyoruz. Tanzanya'da devam eden Umutlu Köyler Projemiz var. Temiz suyun ve elektriğin olmadığı köylere, temiz su ve elektrik için gerekli altyapıyı sağlıyoruz. Köylere tohum desteği de veriyoruz. Şu ana kadar üç tane köyde projelerimizi gerçekleştirdik. Kurban Bayramı'nda Sudan'a da gittik dernek olarak. Yetimhaneleri ziyaret ettik, kurban kestik, erzak götürdük. Çölün ortasında, her fırtınada yıkılan evlerini, içinde barınabilecekleri evler haline getirdik. Afrika yetimhane projemiz var. Ayrıca Arakan Bangladeş sınırında Arakanlı mültecilerle ilgili önemli çalışmalar yapma fırsatımız oldu.
- Suriye'ye de gittiniz...
Evet. Savaş bambaşka bir şey. Çok ağır geliyor bana. Çok korkutucu. Kamplara gittik, bölgelerde incelemelerde bulunduk, ihtiyaçları belirledik, irtibatlarımızı kurup çalışmaya başladık. Sonra da Suriye'ye hem erzak, hem de kömür gibi yardımlarda bulunduk. Halihazırda daha yeni Doğu Guta'dan çıkarılan canlar için battaniye ve yatak topluyoruz. Her yerin sınavı ve yokluğu ağır. Afrika'da farklı, Suriye'de farklı sınavlar. Kendimi çaresiz hissediyorum o insanları görünce. Ne yapsam yetmeyecekmiş gibi geliyor. Sahip olduğumuzu sandığımız hiçbir şey bize kalmayacak, bu bilinçle hareket etmeliyiz.
- Türkiye, dünyanın dört bir yanındaki mazlumlara elini uzatan bir ülke. Siz ülkemizin politikasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye, mazlumların ve ihtiyaç sahiplerinin dünyada en fazla yanında bulunan ülke. Ben buna birçok bölgede tanıklık ettim. Türk olduğumu öğrenince mutlu oluyorlar; bununla gurur duyuyorum. Çok zengin Müslüman ülkeler de var ama sınırlarından bile içeriye almıyor savaştan kaçan mazlumları. İnsani açıdan çok üzücü. Müslümanlıkta kardeşi açken tok yatılamaz. Müslüman paylaşmak zorundadır. Sadece Müslüman olmak değil, insan olmak da bunu gerektirir.