Daha önce çok tartışılmasına rağmen tıpta uzmanlık sınavında pratik bir bölüm yok. Meslekli bilgilerin sınanacağı bir platform yok. Sadece teorik sorular üzerinden düzene girmiş bir sınav Teorik sorularındaki ayrıntılar ile birlikte tartışmasız olarak Türkiye’nin en zor sınavı… Dünyada ise hatırı sayılır bir zorluğa sahip (bana göre yine birinci) 10bin ile 15 bin arasında hekim ve hekim adayının girdiği sınavda kontenjanlar genellikle 3000 civarı oluyor. Son 2 sınava ise 5binlere dayanan kontenjanlar mevcut. Bu sayılara rağmen hekimler sınava birkaç kez girebiliyor. Çünkü istenen bölümler ve iller düşünüldüğünde ilk binlere girmek büyük önem arz ediyor
120 soru temel 120 soru klinik branşlar arasında bölüştürülen sınavda eskiden katsayı olarak klinik dersler daha ağırlıklı puan getiriyordu. Ancak 2017 de yapılan yeni bir düzenleme ile klinik ve temel soruların katsayısı eşitlendi. Sadece temel bilimlerde branş seçmek isteyen hekim adayları için temel tıp testinden çözecekleri soruların katsayısı arttırıldı. Uzun zamandır tıp dışı branşlara TUS’ta kontenjan açılmaması da ayrı bir durum. Özellikle kimya mezunları eskiden TUS’a girerek biyokimya gibi alanlarda asistan olabiliyordu. Uzun bir süredir kendilerine ait kontenjanların açılmasını bekleyen birçok kimyager mevcut.
TUS sonrası süreç hekimlerin için daha zor. Tercih vermekten bile önce “hatalı sorular” tespiti bekleniyor. İptal edilecek sorular sıralamada büyük farklara yol açabiliyor. Yıllarca uğraşılmasına rağmen hatasız bir sınav mümkün olmadı. Her sınavda birkaç soru iptal ediliyor. 2014 ve 2017 yılları arasında ise ÖSYM’nin iptal etmediği soruları hekimler mahkemeye taşıdı. Bazılarında sonuç alındı ve TUS’a girenler içinde yeni bir yerleştirme yapıldı. (Şu an 2016 TUS’ta benim de müdahil olduğum bir dava devam ediyor.)
TUS’a sayılı günler kala hekimlerin aklındaki en önemli soru; “Kalan günlerimi nasıl değerlendirileceğim?” oluyor. Genelde bizlerin önerisi son günlerde daha sıkı çalışma yönünde. Yani ÖSS LYS mantığı ile “son günlerde stresten uzak durmak lazım” ibaresi TUS için abesle iştigal eder. TUS; son gün, son saatler hatta salona girerken bile çalışılması gereken bir sınav. Sonuçta bu sınav yakın hafıza sınavıdır.
Şimdiye kadar yapılan tekrar sayısı önemli. 3 veya 4 tekrar ile son günlere gelindiğini varsayalım. Eğer son günler verimli geçirilmez ise şu ana kadarki tekrarlar önemsizleşecektir. Eğer şu ana kadar kahve yapıldıysa son 10 gün bunun köpüğü olacaktır.
Temel bilimlerden ezber olan derslerin sonlara sıkıştırıldığı bir program şart. Farmakoloji ve anatomiden beklenilen daha önce çalışılan ve spotlaştırılan bilgilerin son 3-4 güne bırakılması oldukça önemli. Başlarken de patoloji pediatri dahiliye cerrahi gibi branşların birbirine ilintili kısımlarının birlikte çalışıldığı sarmal odaklı bir program öneriyoruz. Son günler önemli ve altın vuruş için programlı olmak şart.
Günde 10 saatleri geçen bir tempoda ve saatte 15-20 sayfayı aşacak bir hızda çalışılmasını öneriyoruz. Eskiden önem verilen yerlere tekrar önem verilmesi çok önemli. Soru beklenilen tablolar, yeni çıkan ilaçlar, birkaç yıldır üst üste soru gelen konulara oldukça önem verilmeli. Son günler de üzülerek söylüyorum ki var olan patofizyolojiyi anlamaktan uzak durmalıyız. Anlamak yerine spotlaştırıp “Buradan bu çıktıysa buradan bu çıkar” mantığını benimsemeliyiz
Sınava az bir zaman var. Tüm meslektaşlarıma bu az bir zamanı iyi değerlendirmelerini tembihlemek isterim. Yine de sağlıklarından vazgeçememelerini temenni ederim. Sınavlar geçer, uzmanlıklar bitirilir, şartlar değişir… Bugün üzüntü duyduğunuz şeylere yıllar sonra gülebilirsiniz. Yeter ki sağlığınızı kaybetmeyin.
Dr. Özkan Yükselmiş
