YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

6.ulusal Akciğer Kanseri Kongresi 2014 Yılında Antalya’da Yapılacak

Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) Başkanı Doç.Dr. M.Ufuk Yılmaz, dünyada her yıl Kasım ayının Akciğer...

6.ulusal Akciğer Kanseri Kongresi 2014 Yılında Antalya’da Yapılacak

Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) Başkanı Doç.Dr. M.Ufuk Yılmaz, dünyada her yıl Kasım ayının Akciğer Kanseri Ayı olarak tanımlanmasının zor bir hastalık ile mücadelede başarıya ulaşılabilmesi için farkındalık oluşturmak, farkındalık düzeyini artırmak açısından önemli olduğunu belirtti.Türk Akciğer Kanseri Derneği (TAKD) olarak, Kasım ayını akciğer kanseri konusundaki farkındalığı oluşturmak açısından önemsediklerini belirten Doç. Dr. Ufuk Yılmaz, şöyle konuştu: “Farkındalık oluşturmak amaçlı yapılan çalışmaların hedef kitlesini, halk, sağlık çalışanları veya sağlık politikası oluşturucu ve uygulayıcıları oluşturmaktadır. TAKD bugüne kadar düzenlediği kongre ve sempozyumlar ile sağlık çalışanlarının akciğer kanseri konusundaki farkındalığını en üst seviyede tutabilmiştir. TAKD, 8-11 Mayıs 2014’de Antalya’da düzenlenecek 6.Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi’nin ana temasını Akciğer kanserinde doğru bilinen yanlışlar” olarak belirleyerek halkın farkındalığını da artırmaya çalışacaktır.”KANSERE BAĞLI ÖLÜM NEDENLERİ ARASINDA İLK SIRADAÖnlenebilir bir kanser olarak kabul edilen akciğer kanserinin, kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sırada bulunduğunu belirten Doç.Dr. Yılmaz, şunları söyledi: “Dünya ve Türkiye’de özellikle erkekler arasında en kritik kanser türüdür. Ülkemizde ve dünyada akciğer kanserli hasta sayısını azaltmak amacıyla yapılan mücadelede, tütün kontrolü, kanserojen maruziyetini azaltma, erken yakalama ve hedefe yönelik tedaviler önemli yaklaşımlardır.”SİGARA EN ÖNEMLİ NEDENSigara ve diğer tütün ürünlerinin tüketilmesinin akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu ifade eden Doç. Dr. Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Tütün ile mücadele programlarını sürdüren ülkelerde akciğer kanser sıklığı azalmaktadır. Ülkemizin tütün ve tütün ürünlerinin kullanımı ile mücadele konusunda aldığı yol, tüm dünyada takdirle karşılanmaktadır. Mücadelenin aksatılmadan sürdürülmesi, gerekirse daha kesin önlemler almaktan kaçınmamak gerekliliği açıktır. Bu mücadele ciddi bir şekilde devam edecek olursa, ülkemizde sigaraya bağlı hastalıkların ve akciğer kanserinin azaldığını görmek gelecekte mümkün olacaktır.”KADINLARDA SİGARA KULLANIMINDA ARTIŞ EĞİLİMİKadınlar arasında sigara kullanımındaki artış eğilimine dikkat çeken Doç. Dr. Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: “Genç yaşta sigaraya başlamış olma (ülkemizde liseli gençler arasında sigara kullanım sıklığı yüzde 20-40) mücadelenin önemini ortaya koymaktadır. Sigaraya hiç başlamamış olmak çok önemlidir. Ancak, sigaraya başlamış olanlar için, hangi dönemde olursa olsun, sigarayı bırakmayı başarabilmek ve bunu sürdürebilmek, en az onun kadar önemlidir. Hiç sigara içmeyen kadınlar, hiç sigaraya içmeyen erkeklere göre daha çok akciğer kanseri riskine sahiptirler. Bir başka deyişle, kadınlar akciğer kanserine daha hassastır. Kadınlar için sigarayı bırakmak kadar, akciğer kanserine neden olan diğer risk faktörlerinden uzak durmak da önemlidir”RİSKİ ÖNLEMEKKadınların, 40 yaşından önce sigarayı bırakarak, sigaraya devam ile oluşabilecek tehlikelerin yaklaşık yüzde 90’ından korunabildiklerini vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti:”30 yaşından önce bırakacak olursa, tehlikelerin yüzde 97’sinden korunabilir. Bu, 40 yaşına kadar sigara güvenle içilebilir anlamı taşımamaktadır. Çünkü, 40 yaşına kadar sigara içen kadınlarda ölüm riski, hiç içmeyenlere göre yüzde 20 artmaktadır. 40 yaşına kadar sigara içen ve sonra da içmeye devam eden kadınlarda ölüm riski, hiç sigara içmeyenlere yüzde 300 artmaktadır. Hiç sigara içmiyor olsanız bile, çevresel sigara dumanı maruziyeti ile akciğer kanseri riski erkeklerde yüzde 37, kadınlarda yüzde 22 artış göstermektedir. Bu nedenle kapalı her türlü mekanda tütün ve tütün ürünlerinin kullanımının engellenmesi çok önemlidir.”RADON GAZI MARUZİYETİRadon gazı maruziyetinin, akciğer kanser riskini yüzde 8-11 oranlarında artırdığına dikkat çeken Doç. Dr. Ufuk Yılmaz, şöyle konuştu: “Bu oran, sigara içenlerde veya çevresel sigara dumanına maruz kalanlarda daha yüksektir. Radon gazı doğal kaynaklardan yayımlanmaktadır. Ev içi radon kaynağının önemli bir kısmı (yüzde 90), binanın temelindeki toprak ve kayalardır. Dünya Sağlık Örgütü, ev içi radon gazı düzeyinin 300 Bq/mm3’ün altında olmasını önermektedir. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Kanser Daire Başkanlığının 13 numaralı Kanser Değerlendirme Raporuna göre, ülkemizde ev içi radon seviyeleri bu değerlerin altındadır. Akciğer kanser riskinde artışa sebep olan bir diğer faktör, asbest maruziyetidir. Asbest maruziyeti akciğer kanser riskini 1,5-5,4 kat artırmaktadır. Çevresel asbest maruziyeti, ülkemizin bazı yerleşkeleri için önemli bir konudur. Sağlık Bakanlığı, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu, Türkiye Asbest Kontrolü Stratejik Planı 2013 yılı içinde aktive olmasını önemsiyoruz. Taşocağı ve yeraltında çalışanların maruz kaldığı silika, akciğer kanser riskini 1.6-2.2 artırmaktadır. Sigara içmeyen kadınlarda, pestisid (zararlılara karşı kullanılan kimyasallar) maruziyeti akciğer kanseri riskini üç kat artırmaktadır. Bu nedenle, ilaçlama faaliyetlerine katılanların maksimum koruyucu önlemi almaları şarttır”HAVA KİRLİLİĞİEv dışı hava kirliliğinin sigara içmeyenlerde akciğer kanseri riskini artırdığı yönündeki verilerin yeterli olmadığını ifade eden Türk Akciğer Kanseri Derneği(TAKD) Başkanı Doç. Dr. Ufuk Yılmaz, şu konulara dikkat çekti:”Östrojen içeren hormon tedavisi alan sigara içmeyen kadınlarda, akciğer adenokanser riski, yüzde 76 artmaktadır. Ailesinde akciğer kanseri bulunan kişilerde akciğer kanser gelişme riskinde, yüzde 40-50’lik bir artış var. Yeni bir araştırmaya göre, akciğer kanser riski birinci derece yakınlarında akciğer kanseri bulunan hiç sigara içmemiş erkeklerde 2.71 kat, kadınlarda 2.59 kat artmıştır. Akciğer kanserine genetik bir yatkınlık olup olmadığı merak edilen konulardan bir diğeridir. Kansere neden olan maddeleri vücutta metabolize eden enzimlerde oluşabilecek mutasyonlar ya da karsinojenlerin gen yapısında oluşturduğu hasarın onarılmasında görev alan enzimlerdeki bozulmalar, akciğer kanserine bir eğilim oluşturabilmektedir. Ayrıca, genetik çalışmalar hiç sigara içmeyen kadınlarda oluşan genetik değişikliklerin (EGFR gibi) akciğer kanser riskini artırabildiğini ortaya koymuştur.”Türkiye’de, 2008 yılı istatistik verilerine göre, akciğer kanserinde yaşa standardize insidans hızının, erkekler için yüz binde 70, kadınlarda 8,4 olduğunu bildiren Ufuk Yılmaz, adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre, 2012 yılı toplam nüfusu 75.627.384 olduğunu, kadın ve erkek nüfusun birbirine eşit olduğu düşünülecek olursa her yıl 30.000 yeni akciğer kanserli hasta oluştuğunu söyledi.Yeni akciğer kanserli hastaların 27.000’inin erkek, 3.000’inin kadın hasta olacağını belirten Doç. Dr. Yılmaz, şöyle konuştu: “Her iki cinsiyette de 50 yaşından itibaren başlayan görülme sıklığındaki artış, 70’li yaşlarda zirve seviyesine ulaşmaktadır. 2012 yılı itibariyle, ülkemizde yeni ve eski akciğer kanserli (prevelans) 49.264 hasta bulunmaktadır. Her yıl 30.000 yeni akciğer kanserli hasta oluşuyor iken, neden sadece 49.264 yeni ve eski hasta var sorusunun cevabı önemlidir”ÖLÜMCÜL HASTALIKOnkoloji alanındaki tüm gelişmelere rağmen akciğer kanserinin hâla ölümcül bir hastalık olduğunu vurgulayan Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti:”Hastalarımızın yüzde 15’ini 5 yıl yaşatabilmekteyiz. Bu nedenle toplam hasta sayımız, nüfusumuzun yüzde 6.5’i kadardır. Ülkemiz için beklenen yaşam süresi 75 yıl (erkek için; 72 yıl, kadın için 77 yıl) ise akciğer kanserli hastalarımızın beklenen yaşam sürelerine ulaşması olasılığı oldukça düşüktür. Hastalarımızın çoğunluğuna ileri evrede teşhis konulabildiğini düşünecek olursak, yapılması gereken bir şeylerin olduğu açıktır."Yılmaz, öksürmekle kan tükürme, tekrarlayan akciğer enfeksiyonları, yeni veya farklılaşan öksürük, omuz, sırt veya göğüste sancı veya ağrı, solunum sıkıntısı, ses kısıklığı veya hışıltılı solunum, yorgunluk veya halsizlik gibi yakınmaları olan, özellikle sigara içen kişilerin gecikmeden bir hekime başvurması gerektiğini söyledi. Yılmaz, yılda bir tekrarlanan akciğer grafisi veya balgam tahlillerinin, akciğer kanserinden ölümleri engellemede veya azaltmada bir rolünün olmadığını bilmekteyiz.”HEDEFE YÖNELİK İLAÇAkciğer kanserli hastaların önemli bir bölümünde tanı konduğu sırada, bir başka organa yayılmış durumdadır ya da hastalığının izlemi sırasında bir başka organa yayılım geliştiğini belirten Yılmaz, şöyle konuştu: “Metastaz diye isimlendirdiğimiz bu durumun gelişmiş olması sistemik tedavi gereksiniminin de bir göstergesidir. Uzun yıllar bu evredeki uygun hastalarda, kemoterapi uygulamaktayız. Hastalarımıza 12 ay gibi yaşam süreleri sunabilmekteyiz. Bu hastalarımıza, en azından bir kısmına şifa şansı verebilir miyiz? Son yıllarda akciğer kanseri genom yapısının kısmen de olsa aydınlatılması ve bu genetik değişikliklere etkili ilaçların bulunmuş olması, özellikle bir grup metastatik akciğer kanserli hastalarda şifa yönünde umut oluşturmuştur. Bu umut şimdi güçlenmiştir. 2013 yılı Ekim ayı sonunda Sidney’de düzenlenen Dünya Akciğer Kanseri Konferansında açıklanan, ABD’ne ait Lung Cancer Mutation Consortium sonuçları ses getirecek düzeydedir.”

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler