Hititlerin dini başkenti olarak bilinen ve ilk kez 1907 yılında Osmanlı arkeoloğu Makridi Bey tarafından kazı çalışması yapılan Alacahöyük'te 1935'te Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün emri ve verdiği bir miktar parayla yeniden başlatılan kazılar senelerdir devam ediyor.
Türkiye'nin "ilk milli kazı alanı" unvanına sahip Alacahöyük'te, Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde Ankara Üniversitesince yürütülen arkeolojik kazı çalışmalar sürüyor.
Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Aykut Çınaroğlu, bölgede Osmanlı Devleti döneminden günümüze kadar uzanan kazı çalışmalarını AA muhabirine anlattı.
Çınaroğlu, Alacahöyük'ün, milattan önce 2 binli yıllarda Anadolu'ya göç ettikleri bilinen Hititlerin önemli şehirlerinden biri olduğuna dikkati çekti. Alacahöyük'ün ilk olarak 1835 yılında W.G. Hamilton adlı bir gezgin tarafından bilim dünyasına tanıtıldığını söyledi.
Bölgedeki ilk kazı çalışmasının Osmanlı Devleti döneminde 1907 yılında Rum asıllı Osmanlı arkeoloğu Makridi Bey tarafından gerçekleştirildiğini ancak kazının sadece 15 gün sürdüğünü dile getiren Çınaroğlu, sonraki yıllarda duraksayan kazı çalışmalarının 1935 yılında Atatürk tarafından yeniden başlatıldığını belirtti.
İLK KAZI ÖDENEĞİ ATATÜRK'TEN
Çınaroğlu, Alacahöyük'teki kazılara 1935 yılında Atatürk'ün emriyle ve kendisinin verdiği 3 bin lirayla yeniden başlandığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Atatürk burada kazıyı başlattırmadan önce Ankara'da iki farklı yerde deneme kazısı yaptırmış çünkü o dönemde ülkede arkeolog yoktu. Deneme kazılarının ardından 1935 yılında Remzi Oğuz Arık tarafından kazıya başlandı. Kazıların daha ilk günlerinde güneş kursları bulundu. Bu eserlerin bulunmasının ardından kazı çalışmaları ivme kazandı. O dönemde ören yerinin üzerinde bulunan köy, Atatürk'ün emriyle şimdiki bulunduğu ovanın üzerine taşındı" diye konuştu.
Kazıların 1940 yılından sonra yavaşladığını ve aralıklarla 1983 yılına kadar sürdüğünü anlatan Çınaroğlu, 1983 yılında kazıların durdurulduğunu ve 13 yıl süreyle kazı yapılmadığını kaydetti.
Çınaroğlu, 1996 yılında Ankara Üniversitesinin Kültür ve Turizm Bakanlığı adına kazılara yeniden devam ettiğini aktararak, şöyle konuştu:
"Atatürk'ün kültür mirasına sahip çıkmak, canlandırmak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla Ankara Üniversitesi olarak 1996 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı adına bu kazıları yeniden canlandırdık. Benim de kazı başkanlığını kabul etmemdeki en büyük etken, buradaki kazılara Atatürk'ün emriyle başlanması ancak daha sonra duraksamış olmasıydı. Alacahöyük gibi bir ören yerinde kazıların durması hiç hoş değildi. Bu güç ve inançla halen çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Alacahöyük, Makridi Bey, Remzi Oğuz Arık, Hamit Zübeyir Koşar, Mahmut Akok ve benimle 5 kazı başkanı gördü. Burası, 5-6 kazı başkanı daha eskitir."
TOPRAĞI KAZDIKÇA TARİH ÇIKIYOR
Alacahöyük'ün turizme açık bir ören yeri olduğunu ayrıca Hitit Medeniyeti'nin dini başkenti olarak bilindiğini belirten Çınaroğlu, "Şu ana kadar Alacahöyük'ün sadece yüzde 13-14'ü kazıldı. Burada toprağı kazdıkça her türlü yapı ve eser karşımıza çıkıyor" dedi.
Kazı çalışmalarında gün ışığına çıkarılan en önemli eserlerin, Hitit Güneş Kursları ile kral ve prens mezarları olduğunu vurgulayan Çınaroğlu, halen özelliğini koruyan bu eserlerin, başka bölgede bulunmadığına dikkati çekti.
Çınaroğlu, Alacahöyük'te sadece son 19 yıl içerisindeki kazılarda üç binden fazla envanterlik eser çıkarıldığını kaydederek, "Bu eserleri Alacahöyük ve Çorum Müzesi'ne teslim ettik. Bu yıl da kaç eser çıkacak tam bilemiyorum ama şu anda kazının 20'nci gününde olmamıza rağmen 30'a yakın envanterlik eseri gün ışığına çıkardık" diye konuştu.