MAGAZİN

Erol Evgin "50. Sanat Yılı Konserleri"nin görkemli finalini Ankara'da yaptı

Congresium'da düzenlenen ve sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği konserde sanatçı, unutulmaz şarkılarının yanı sıra türküler, tangolar, marşlar söyledi; fıkralar, anıları ve yaşamından hikayelerle izleyenlere keyifli bir gece yaşattı - Erol Evgin: - "Müzik serüvenim, sanat hayatım, başlayalı 50 yıl oldu. Rüzgar gibi geçti filmi var ya. Hakikaten öyle benim için. Bir yere çıkmak, merdivenleri çıkmak, zirvede olmak tabii ki çok zor ama orada kalabilmek ve bunu sürdürebilmek çok önemli. Başarıyı sürdürmek yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızla da oluyor" - "Ankara'nın seyircisi bambaşkadır. Kültür, sanat konularında çok eğitimli bir seyircisi vardır. Devlet Tiyatroları, Senfoni Orkestraları ile Ankara çok özel bir kenttir"

YASEMİN KALYONCUOĞLU - Türk pop müziğinin duayen sanatçısı Erol Evgin, "50. Sanat Yılı Konserleri" Türkiye turnesinin Ankara'daki finalinde, unutulmaz bir müzik şöleni sundu. Evgin, 50'nci sanat yılı kapsamında düzenlediği konserlerin finalini 3 bin 500 kişilik Congresium'da gerçekleştirdi.

Erol Evgin, konser öncesi 50 yıllık sanat hayatını ve bu kapsamdaki konserlerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Müzik serüveninin 1969'da "Sen" ve "Eski Günler" şarkılarını seslendirdiği 45'lik plakla başladığını anımsatan Evgin, 7-8 yıllık arayış dönemi içinde 9 farklı 45'lik plak yaptığını anlattı. 1976'da "İşte Öyle Bir Şey" ve "Sevdan Olmasa" şarkılarıyla Çiğdem Talu ve Melih Kibar ile plak çıkardıklarını, söz konusu ikiliyle 8 yıl birlikte çalıştıklarını ifade eden Evgin, bu eserlerin Türk pop müziğinin zirve şarkıları olduğunu söyledi.

- "Başarıyı sürdürmek, yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızla da oluyor"

Sanat hayatı boyunca, müzik dışında diğer sanatlarla da sevenlerinin karşısına çıktığını vurgulayan Evgin, şöyle devam etti:

"Sahne müzikalleri yaptım, Hisseli Harikalar Kumpanyası ve Şen Sazın Bülbülleri. Üç tane sinema filmi çektim. Arabeskin egemen olduğu yıllarda, biraz kenara çekildim. Mimarlık yaptım, eşim de mimar. 20 yıl mimarlık yaptık. O arada uzun soluklu televizyon şovları yaptım. 2005'te Melih Kibar aramızdan ayrılınca ben klasikleşmiş şarkılarımızı koleksiyon albümler olarak çıkardım. Ondan sonra da sahne çalışmalarına tekrar başladım ve bugüne geldik. Müzik hayatım, sanat serüvenim başlayalı 50 yıl olmuş. Rüzgar gibi geçti filmi var ya. Hakikaten öyle benim için. Bir yere çıkmak, merdivenleri çıkmak, zirvede olmak, tabii ki çok zor ama orada kalabilmek ve bunu sürdürebilmek çok önemli. Başarıyı sürdürmek yaptıklarınız kadar yapmadıklarınızla da oluyor. Birtakım size uymayan şeyleri yapmıyorsunuz, ince eleyip sık dokuyorsunuz. 'Bu projede ben yer almasam' diyorsunuz, 'bana yakışır, bana yakışmaz' diyorsunuz. O sayede sizi seven insanlarda hayal kırıklığı yaratmadığınız sürece sürdürebiliyorsunuz başarıyı. Ben de bunu yapmaya çalıştım kendimce."

- "Müziğe başlarken, 50 yılı aşkın süre yapabileceğimi düşünmedim"

Müziğe başlarken bu serüvenin 50 yılı aşkın süre Türk halkı tarafından sevileceğini o dönemde hiç aklına getirmediğini paylaşan Evgin, çocukluğundan, gençliğinden itibaren dünya starları gibi iyi düzeyde şarkı söylemeyi istediğini ama uzun yıllar sürdürebileceğini düşünmediğini anlattı.

Erol Evgin, "Biz çok şanslıyız. Türk halkı müziksever bir halk. Türkülerden, ninnilere ve ağıtlara kadar hep müzikle yaşayan bir halkımız var ve halkıma layık olmaya çalıştım. İyi ve kaliteli geçti 50 yıl. Müziğe başlarken, 50 yılı aşkın süre yapabileceğimi düşünmedim." dedi.

Türkiye'nin şehirleşirken kentin türküsü ve folklorunu da içine alan popüler müziğinin oluştuğunu, bugün en çok dinlenen, izlenen müzik olarak müzik tarihindeki yerini aldığını belirten Evgin, "Ben, Türk pop müziğinin ilk emeklediği günlerde, o müzikle olduğum için kendimi mutlu hissediyorum. O müziğin gelişmesi ile ben de büyüdüm, birlikte büyüdük. Daha çok uzun yıllar, popüler müzik renk değiştirecek ve başka şeyler olacak ama şehrin türküsü susmayacak diye düşünüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

- "İşe ruhunuzu ve bedeninizi eşit oranda koyduğunuzda enerji büyüyor"

Türkiye'nin her ilinde sayısız konserler verdiğini belirten Evgin, seyircisine enerjisini yıllardır eksiltmeden yansıtabilmenin sırrının ruh ve beden sağlığını korumak olduğunu söyledi.

Evgin, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yaptığınız işe de ruhunuzu ve bedeninizi eşit oranda koyduğunuz zaman seyircinin aldığı enerji büyüyor. Benim şovlarımın, konserlerimin her saniyesi düşünülerek hazırlanır ama maceraya da açıktır. Seyirciyle yapılan bir şey konser. Seyircinin coşkusuna, onların reaksiyonlarına cevap verecek şekilde devam eder. Tabii seyircinin 'bir saniye önünde gitmek' gibi bir prensibim var. Hiç öyle boşluklar yoktur, 'şimdi ne yapalım, ne söyleyelim' gibi durumlar benim şovlarımda olmaz. Akıp, giden bir kurgudur. İnsanlar konserden çıktıkları zaman 'ne çabuk geçti' duygusunu yaratabilmek çok önemli ve değerli benim için. Bunun için uğraşıyorum. Bir de şovlarımda çok eğleniyorum. Birlikte eğleniyoruz, şarkılar söylüyoruz ve bazen gülüyoruz ve bütün duyguları birlikte yaşıyoruz. Fıkralarımız da var tabii onları da paylaşıyorum."

- "Altın Düetler" hayali

Gençliğinde, ABD'de 1970'lerde piyasa çıkan klasik şarkıları dinlediğini ve özendiğini, sonrasında "Bizde de pop klasikleri olacak mı?" diye düşündüğünü belirten Evgin, "Ben de bunu gerçekleştirdim. Yıllardır dillerden düşmeyen eserleri, Altın Düetler isimli iki albümde topladım. Çok güzel ve verimli bir çalışma oldu." dedi.

Altın Düetler 1'de 10 kadın sanatçı ile unutulmaz şarkılar yorumladığını, bunlardan pop müziğin genç isimlerinden Sıla ve usta sanatçı Sezen Aksu ile yaptığı düetlerin ses getirdiğini aktaran Evgin, istek üzerine albümün ikincisini çıkardıklarını, Ajda Pekkan başta olmak üzere 12 kadın vokalle, 12 şarkıyı yorumladıklarını söyledi. Evgin, "Nil Karaibrahimgil ile Canım Benim şarkısına klip çektik. Başka kliplerle de albümü sürdürmeyi planlıyoruz." diye konuştu.

- Konserlerden gülümseten anılar

Erol Evgin, albümden şarkıları da yorumladığı 50'nci sanat yılı kapsamında tüm Türkiye'de konserler verdiğini, sevenlerinin ilgisi ve sevgisiyle karşılaştığını, pek çok gülümseten anıyı da biriktirdiğini söyledi.

Evgin, bazı anılarını duygulanarak şöyle aktardı:

"Bodrum Antik Tiyatro'da kulis olarak kullandığımız konteyner var. Provadan sonra kulise çekildim, dinlenmek için. Misafirler de gelip ziyaret ediyorlar. Bir karı, koca bilet almak için geldiğindeki konuşmaları çok hoşuma gitmişti. Adam 'biletler çok pahalı 135 lira.' deyince, karısı da 'Ama kaç yıllık Erol Evgin. Üstelik temizliğe 150'den aşağı kadın gelmiyor' dedi. Bunu sahnede anlatıyorum. Herkes gülüyor. Gerçekten çok güzel anılar biriktirdim. Ege'de yaşlı, tatlı, başörtülü bir teyze yanıma geldi, şiveyle 'Evdeki ışıklar bir bir yanarken, bendeki karanlığı nereden biliyon' diyerek sarıldı. Halkımız çok güzel ve samimi gerçekten."

- "Ankara seyircisi bambaşkadır"

Son konseri Ankara'da yapmak istediğini, başkentin kendisi için de çok özel olduğunun altını çizen Evgin, "Ankara'nın seyircisi bambaşkadır. Kültür, sanat konularında çok eğitimli bir seyircisi vardır. Devlet Tiyatroları, Senfoni Orkestraları ile Ankara çok özel bir kenttir. Muhteşem salonda konser vereceğiz. Konserimizin son konserini muhteşem bir finalle Ankaralılarla yapalım istedik." diye konuştu.

- 2020'de sürpriz müzikal

50'nci sanat yılı konserlerini bitirdiklerini ama gelecek yıl için müzikal tadında bir projeyi hayata geçireceğini, yine sevenleriyle sahnede gülecekleri, ağlayacakları bir proje olacağı müjdesini veren Evgin, "Milletimize selam ve sevgilerimi sunuyorum. 50 yıldır beni sahiplendikleri için şükran borçluyum." dedi.

Yeni yılın son konserini 29 Aralık Pazar akşamı İstanbul'da Zorlu PSM'de "Yeni Yıla Hoşgeldin Konseri" ismiyle yapacağını belirten Erol Evgin, "Coşkulu, keyifli bir konseptle şarkılarımızı sevenlerle birlikte erken yeni yıl konseri gibi yapacağız. Burada Sıla ile birlikte sahnede şarkı söyleyeceğiz. Orada da sürprizlerimiz olacak. 2020 yılının ülkemize, milletimize sağlık, huzur ve mutluluk getirmesini yürekten diliyorum." ifadesini kullandı.

- Konserde Sıla ile düet

Kerki-Solfej prodüksiyonuyla düzenlenen başkentlilerin yoğun ilgi gösterdiği konsere, "Yaşadım Yıldızlar Şahidimdir" isimli şarkısıyla başlayan sanatçı, konuklarını orkestra eşliğinde müzik yolculuğuna çıkardı.

Erol Evgin'e "Sevdim Bir Genç Kadını", "Delilah", "Beyaz Yelkenli" isimli şarkılarında Gökçe Sönmemiş'in koreografisi ile profesyonel dansçılar eşlik etti. Sanatçı, unutulmaz şarkılarının yanı sıra tangolar, türküler ve İzmir Marşı gibi eserleri de seslendirdi. Sanatçı fıkralar, anıları ve yaşamından hikayelerle izleyenlere keyifli bir gece yaşattı.

Erol Evgin'in çocukluk ve gençlik fotoğraflarından örneklerin sinevizyonla seyirciye sunulduğu konserde, "Aldım Başımı Gidiyorum" şarkısında, sanatçılar Melih Kibar, Çiğdem Talu, Barış Manço, Adile Naşit, Emel Sayın, Zeki Müren, Gazanfer Özcan, Metin Akpınar, Nejat Uygur, Bedia Muvahhit ve siyasetçiler Turgut Özal, Bülent Ecevit, Rauf Denktaş ile fotoğraflar da ekrana yansıtıldı.

- Çocukluk kahramanı ile aynı sahnede

Erol Evgin, konserin ikinci bölümünü, konuğu Sıla ile "Ateşle Oynama" isimli şarkısıyla açtı. Evgin, Sıla'ya "Sesiyle besteleriyle kalbiyle en sevdiğim sanatçıların başında geliyor. Onur verdin." sözleriyle teşekkür ederken, Sıla ise "Çocukluk kahramanımla aynı sahneyi paylaşmak mutluluk verici. Şeref duydum. Sizin açtığınız yoldan yürüyoruz." sözleriyle Evgin'e olan sevgisini dile getirdi.

Erol Evgin'i izlemeye gelenler arasında, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, İsmet İnönü'nün kızı Özden Toker, torunu Gülsün Bilgehan ve eşi Mustafa Bilgehan da yer aldı.

YORUMLARI GÖR ( 0 )

En Çok Aranan Haberler