Hülya Avşar, kızı Zehra'nın 'demlik fırlatma' meselesinin canını çok yaktığını açıkladı.
Kendime saygı duyuyorum, bu memleketteki insanlara da saygı duyuyorum. Birileri acı çekerken, birileri sorun yaşarken, benim bununla ilgilenmeme lüksüm yok. Benim Başbakan'a gitme sebeplerimden biri de bu işte. Ne Gezi Parkçı oluşum, ne de olmayışımdan gittim. Hiç öyle bir şey yok; ben insanım. Başbakan, tanıdığım ve sevdiğim biri olduğu için gittim. Recep Tayyip Erdoğan'ı gerçekten çok seviyorum çünkü kendisini tanıma fırsatı buldum; nasıl biri olduğunu biliyorum. Sırf bu yüzden görüştük. Aradığımda beni kabul edeceğini biliyordum. Gittim ve anlattım; neden böyle oluyor bilmek istedim. Benim bütün sorunum; egoist olamayışım. Bütün mesele bu.
Evet, ilk kez bir Hülya Avşar albümü hemen ikinci baskıya giriyor. Önceki albümlerden daha iyi oldu; açıkçası hiçbir albümüm bunun kadar etkili olmadı. 'Bana Bir Koca Lazım' şarkısının klibini, tamamen tanıtım amacıyla çektik. Aslında esas şarkılar diğerleri. Bu albüm için üç-dört klip daha çekeceğim. Ama önce şu tanıtım işlerini bir bitirelim.
Zehra, MEF'te Lise 2'nci sınıfa gidiyor. Geçen sene cofladı, bu yüzden bütün yaz matematik ve geometri çalışmak zorunda kaldı. Bütün yaz tatilini mahvettim; oturttum, yaz boyu ders çalıştırdım.
Bundan sonrası için buradan herkese sesleniyorum: Benim kızımı sokakta görebilirler, içki içmiş veya belki elinde sigara ile görüntülenmiş olabilir. Ben bunlara izin veriyorum kardeşim! Diğerlerine b.k yemek düşer! Benim kızım; benden gizli, bilmediğim bir şeyi asla yapmaz. 15 yaşında ve gençliğini yaşayacak. Hangimiz o yaşlarda gizli gizli sigara içmedik, alkol almadık ki? Hatta benim kontrolümde, arada bir içsin istiyorum ki; içince neler oluyor görsün. İyi bir şey mi, kötü bir şey mi anlasın istiyorum. Buradan ilan ediyorum; karışmayacaklar benim kızıma! Kızıma böyle davrandığım için dengeli bir çocuk oldu. Biz 18 yaşında başladık bunlara, onlar 15'te başlıyor. Benim hiçbir yasağım yok; bunu herkes bilsin.
Kesinlikle, evet. Bunca yıllık meslek hayatımda, bundan başka canımı yakan hiçbir haber olmadı. Zehra'ya zarar verecek her şeyde, o kişiyi bulup gırtlağına yapışırım! Zehra'nın son olayları sırasında ettiğim küfürler kadar, hayatım boyunca küfür etmedim. Çok acımasızca yapılıyor her şey. Ben Yılmaz'ın (Erdoğan) çocuğuna yapılanlara da, Sibel'in (Can) çocuğu için yazılanlara da üzülüyorum. Yazık! Ben Engincan'ın tarzını beğeniyorum, helal olsun; çocuğun bir tarzı var en azından. Hepimiz çocuk olduk; sigara içtik, içki içtik, dans ettik, öpüştük... Bu çocuklar bunları yaşayacak ama sen görmeyeceksin.