Malulen emekli Yaşar Polat, kendisini dolandırdığını iddia ettiği aracı kuruma karşı açtığı davayı, 13 yıl sonra kazanmanın buruk mutluluğunu yaşıyor. Polat’ın Avukatı Mustafa Akıncı, "Müvekkilin davası 13 yıl sonra karara bağlanmışsa da müvekkilin uğradığı zarar tam olarak karşılanamayacaktır." dedi. Bir kamu fabrikasında çalışırken geçirdiği iş kazası sebebiyle sakat kalan Yaşar Polat, kendisine ödenen iş kazası tazminatını değerlendirmek istedi. Polat, parayı 29 Haziran 2000’de özel bir bankaya açtığı hesap üzerinden 6 bin 290 TL’lik hisse satın aldı. Bu arada iddiaya göre; özel bir aracı kurum çalışanları Polat’a, kendi şirketleri üzerinden borsada senet alım satımı yapması halinde daha çok kazanacağını söyledi. Polat, 30 Haziran 2000’de bankadaki 7 bin 564 TL değerindeki hisselerini aracı kurum olan şirkete parayı virman etti. Polat, kendi el yazısı talimatı olmamasına rağmen aynı yılın ağustos ayı hesap ekstresi eylül ayında tebliğ edildiğinde; hesap hareketlerine baktığında büyük şok yaşadı. Hem bütün parasının bittiğini hem de üzerine borç kaldığını öğrenen Polat, önce şirkete dilekçe verdi. Bilgisi olmadan hesabından eski parayla 108 milyon 493 bin 568 liralık alım satım işlemi yapıldığını, bu işlemlerden kendisi aleyhine komisyon masrafı çıkarıldığını belirten Polat, ilk virman yaptığı tarihteki senetlerin aynen kendisine iadesini istedi. Şirket, Polat’ın müracaatına rağmen herhangi bir işlem yapmayınca konu 10 Temmuz 2003’te Ankara Asliye Altıncı Ticaret Mahkemesi’nde dava konusu oldu. Mahkemede savunma yapan firma, müşterinin yazılı talimat verdiğini fakat bu talimatları bulamadıklarını, sesli verdiği talimat ordinolarını saklamadıklarını açıklayarak davanın reddini istedi. Aracı kurumun, alım satım komisyonu elde etmek amacıyla müşterinin rızası ve haberi olmadan çok sayıda alım satım işlemi yaptığı iddia edildi. Mahkeme, bilirkişi incelemesine karar verdi. Bilirkişi raporunda, müşterinin haklı olduğu, aracı kurumun sahte işlemler yaptığı, ilk günkü borsa senetlerinin aynen müşteriye iade edilmesi gerektiği ortaya konuldu. Raporu yetersiz gören mahkeme yeni bir rapor istedi. Mahkeme, Temmuz 2000’deki hesap ekstresinin müşteriye tebliğ edildiği halde müşterinin itiraz etmediği, sahte alım satımlara onay verdiğini gerekçe göstererek davayı reddetti. Yaşar Polat’ın Avukatı Mustafa Akıncı, kararı Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’ne temyize gönderdi. Avukat Akıncı, Polat’a gönderilen Temmuz 2000 ayı ekstresinin, Polat’ın izinli olduğu aya denk getirilerek haberdar olmamasının sağlandığı, davalı kurum çalışanlarının sahte belgelerle müvekkil hesabından alım satım yaptığının şirket içinde yapılan soruşturma ile dahi ortaya konulduğu, bu nedenle müşterinin davasında haklı olduğunu ileri sürdü. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, hesap ekstrelerinin müşteri imzasına tebliğ edilip edilmediğinin, imzanın müşteriye ait olup olmadığının kriminal inceleme yapılmadan karar verilmesini hatalı bularak, yerel mahkeme kararını bozdu. Bozma kararının ardından, Temmuz ve Ağustos 2000 ayı ekstrelerinin tebliğ edildiği zarf örnekleri davalı aracı kurumdan istendi. Bu arada, davalı aracı kurum şirkete, devlet, Yatırımcıları Koruma Fonu aracılığıyla el koydu. Davalı şirket, yatırımcıları koruma fonuna devredildi. Bu fon aranan Temmuz ve ağustos 2000 ayları ekstrelerinin zarflarını mahkemeye gönderdi. Yapılan kriminal inceleme sonrası ekstrelerin müşteriye teslim edilmediği, müşteri imzasının sahteleştirme yoluyla atıldığı ortaya çıktı. Kriminal inceleme sonrası hazırlanan raporda müşterinin haklı olduğu, bu parayı altın alarak değerlendirmiş olsaydı parasının 90 bin 346 TL olacağı tespit edildi. Rapor üzerine mahkeme, davayı kabul etti. Karar sonrası Avukat Akıncı, ilamı icraya koydu. Davalıların, mağdur Yaşar Polat’a 27 bin 999 TL ödemeleri gerektiği ortaya çıktı. Yatırımcıları Koruma Fonu, önümüzdeki aylarda parayı Polat'a ödeyecek.Paranın kıymetli olduğu dönemde kendisinin zarara uğratıldığını öne süren Yaşar Polat, "Yıllar sonra haklı olduğumu ispatladık. Ama paramız pul oldu" dedi. Avukat Mustafa Akıncı ise şunları kaydetti: "Yaşar Polat’ın davası 13 yıl sonra karara bağlanmışsa da müvekkilin uğradığı zarar tam olarak karşılanamayacaktır. Çünkü müvekkilin faizden fazla uğradığı zarar altın miktarı ile bellidir. Müvekkil faiz ile birlikte 20 bin TL civarında bir para alacağını mahkeme tarafından karara bağlatmışsa da; bu parasını altında değerlendirdiğinde parası 96 bin TL olacaktı. Aradaki 76 bin TL'lik fark için genelde munzam zarar davası açılması gerekmektedir. Fakat Borçlar Kanunu gereği davası 10 yıl içinde karara bağlanmadığı için, olayın üzerinden 10 yıldan fazla geçtiği için müvekkil ek zarar davası açamayacaktır. Aracı kurumlar üzerinden borsada hisse senedi alıp satan müşterilerin hesaplarını sık sık kontrol etmesi, imzaladıkları belgelerde aracı kurumun portföy yönetimini alıp almadığını kontrol etmesi gerekmektedir. Portföy yönetim sözleşmelerinde müşterinin rızası olmadan paranın yönetimi aracı kuruma geçmektedir.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz