Hastalığımın adıyla yaşamıyorum. Tamamen kendimle yaşıyorum. Hastalığın saçma saçma sürprizleri olduğunda sinirleniyorum. Çünkü ben çok hiparektif birisiyim. Bahçeyle, denizle saatlerimi geçirebiliyorum, en mutlu olduğum yerler fotoğraf çekmek balık tutmak falan. Bunlara çok enerjim kalmadı. Allah beterinden korusun. Yine de çok büyük sancılar çektiğim olmuyor değil ama ağırlıklı olarak olmuyor.
Çok sinsi bir hastalık bunu böyle birinci ve ikinci evrede yaşayan insanlar nerdeyse mucize ve tesadüf. Cesur olduğuma inanıyorum. Hastalığın adından ve şeklinden değilde ben o eski Naşide'yi istiyorum. Toprakla uğraşan, eken biçen... Enerjimin çabuk tükenmesinden haz etmiyorum. Başıma ne geldiyse merhametten geldi. Hastalığım, içime atmak insanları üzmemek için içime attıysam ondan olmuştur.