Rehber kelimesi Farsça birleşik kelimedir. Farsçada "yol" anlamına gelen "rah" ve "getiren, götüren" anlamına gelen "+bar" edatıyla türetilmiş bir kelimedir. Türetilen "rahbar" kelimesi de "yol gösteren, kılavuz" anlamına gelir. Türkçenin eski dönemlerinden beri kullanılan rehber sözcüğü ilk zamanlarda "reh-ber" olarak kullanılmaktaysa da günümüzde "rehber" hâlini almıştır.
Rehber kelimesi Türkçede hem mecaz hem de gerçek anlamda kullanılan bir kelimedir. Rehberin gerçek anlamı "kılavuz"dur. Rehber kelimesi halk ağzında ise genellikle mecaz anlamda kullanılır. Rehberin mecaz anlamıysa "birinin doğru yolu bulmasında, doğru tercihi yapmasında o kişiye yardımcı olan ona yol gösteren kişi ya da şey, delil"dir. Rehber kelimesiyle ilgili örnek cümleler kurmak gerekirse:
- Bu rehber iyi olmasaydı dağdan asla sağ geçemezdik.
- İnsanlığın tek rehberi kalbidir.
Rehber kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük nedir?
Türkçede eş anlamlılık durumu gösteren kelimeler birbirinden farklı yazılan ancak anlamsal açıdan benzerlik yahut aynılık gösteren kelimelerdir. Eş anlamlı kelimeler cümlelerde ya da ifadelerde birbirleri yerine kullanılabilir. Ancak eş anlamlı kelimeleri kullanırken cümlede anlatım bozukluğu yaşanmaması için mutlaka kelimelerim ve cümlenin anlamı kontrol edilmelidir. Özellikle birden fazla anlamı ve birden fazla eş anlamlısı olan kelimelerde anlamları kontrol etmek gerekir.
Rehber kelimesinin eş anlamı olan ve cümle içinde kullanılan anlamına göre rehber yerine kullanılabilecek kelimeler bulunur. Rehberin eş anlamlısı olan kelimeler:
Rehberin eş anlamlıları ile örnek cümleler
Rehber eş anlamlısı olan kelimeler ve rehber kelimesi kullanılarak kurulmuş olan bazı örnek cümleler şu şekildedir:
- Yıllardır bu yolda onun rehberliğinde ilerlemekten duyduğum mutluluğu sana anlatamam.
- Öğretmenlik hayatımda en büyük rehberim sen oldun.
- Geçen yıl kılavuz eşliğinde çıktığımız Karadeniz turu hayatımın en güzel tatil oldu.
- Turla gittiğimiz Şirince'yi bize gezdiren kılavuz fenalaşınca geziyi yarıda kesmek zorunda kalmıştık.
- Delilsiz cenente girilmez.
- Bir delilin arkasından yavaş yavaş ilerliyor, ortalığı inceliyordu.