Türkçenin diğer dillerle etkileşimi sonucunda dilimize pek çok yeni kelime geçmiştir. Sebze kelimesi de her ne kadar Türkçe olduğu düşünülse de aslında Farsça bir kelimedir. Dilimize Farsçadan geçen sebze kelimesi, Farsçada "yeşillik, bitki" anlamına gelen "sabzī" kelimesinden alıntıdır. Bu kelime ise "yeşil, taze, yaş" anlamına gelen "sabz" kelimesine "+ī" ekinin eklenmesiyle türetilmiştir. Dilimizde de benzer anlamda kullanılan sebze kelimesinin anlamı Türk Dil Kurumunda şu şekilde verilmiştir:
- Genellikle pişirilerek yenen bitkiler veya bunların taneleri, göveri, göverti, sebzevat, zerzevat
Ayrıca sebze kelimesiyle başka kelimeler birleşerek yeni türde ve yeni anlamları karşılayan çeşitli birleşik kelimeler de türetir. Örnek olarak "sebze çorbası", "donmuş sebze", "kuru sebze", "yaş sebze" gibi birleşik kelimeler verilebilir.
Sebze kelimesinin eş anlamlısı olan sözcük listesi
Sebze kelimesinin eş anlamı olan sözcükler dilimizde çok sık tercih edilmeyen kelimelerdir. Bu kelimeler genellikle halk ağzında ya da Anadolu ağızlarında kullanılan terimlerdir. Bazı kelimeler bölgeden bölgeye göre farklı şekillerde kullanılabilir. Sebze kelimesinin yöreden yöreye farklı kelimelerle ifade edilebilir. En genel anlamıyla sebze eş anlamlısı kelimeler:
- Göverti
- Göveri
- Sebzevat
- Zerzevat
Sebzenin eş anlamlıları ile örnek cümleler
Eş anlamlı kelimeleri daha iyi kavrayabilmek adına örnek cümle içinde kullanımları oldukça faydalıdır. Sebzenin eş anlamlısı kelimeler ile örnek cümleler şu şekilde sıralanabilir:
- Bahçeden topladığı gövertileri su ile iyice yıkadıktan sonra yemek yapmaya koyuldu.
- Bu göveri yeterince olgunlaşmamış birkaç hafta daha gerekli olgunlaşmasına.
- Yemekhaneye getirilen sebzevatların tazeliği ve güvenirliği için pek çok kişi titizlikle çalışıyor.
- Marketten ve pazardan aldığı zerzevatları eve varır varmaz buz dolabına yerleştirip işlerine kaldığı yerden devam etti.
- En sevdiğim göverti kış aylarında toplananlar.
- Manavdan aldığımızla anneannemin bahçesinden topladığımız göveriler o kadar farklıydı ki...