Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği (TÜFAD) tarafından düzenlenen 1. Veteranlar Futbol Turnuvası, Antalya’nın Manavgat ilçesinde başladı.
Turnuva ve gündemdeki olaylarla ilgili açıklama yapan TÜFAD Başkanı İsmail Dilber, dernek olarak 50. yıllarını kutladıklarını belirterek, “Böyle bir kutlamayı lig ile başlatalım, futbola emek vermiş, Anadolu'nun birçok yöresinde hizmet veren insanları bir araya getirip onlarla birlikte beraber olalım diye böyle bir turnuvaya kalkışıldı" dedi.
Galatasaray-Mersin İdmanyurdu karşılaşmasında teknik direktör Fatih Terim’in hakem tarafından tribüne gönderilmesi ile ilgili soru üzerine, futbolcu ve teknik adamın sahadan atılmasının normal olduğunu söyleyen İsmail Dilber, “Her antrenör sahadan atılabilir. Fatih hoca da atılabilir. Daha evvel gelmiş geçmiş başka hocalarımız da atılmıştır. Oraya gelmeden evvel bazı konuları halletmemiz lazım. Yine şunu vurgulayalım. Hakemin atılmayacağı bir yerde antrenör veya oyuncu atılır. Hakemin atılma şansı diye bir şey yok. Böyle bir şeyde zaten istemiyoruz. Oyuncu, antrenör herhangi bir şekilde atılır. Bunda ters bir şey yok. Burada yadırganacak iş dediğimiz bir takım agresiflikler. İnsanın agresif olduğu zamanda vardır. Bunu Fatih hoca da, siz de, ben de, herhangi bir insanda bunu onaylamak mümkün değildir. Kendisine sorduğumuz zaman kendisi de onaylamayacak. Kimse onaylamaz. Ama o andaki o reaksiyonu ölçemeyiz. Fatih hocayı haklı çıkarmak amacıyla değil. Burada bir sistemden bahsediyoruz. Kenarda olan insanlar, yöneten, oyuncular, antrenörler bir stresin içerisindeler. Hakemlerin, hele hele kenarda duran yan hakemlerin ve 4'üncü hakemin böyle bir stresi yok. Sahanın içerisindeki olayların çoğu teknik adamla ilgili olaylar. Bu olaylar içerisinde yandan gelecek en ufak bir tepki ya da en ufak bir söz insanı çileden çıkartabilir" dedi.
"HAKEM ATILMAYACAĞINA GÖRE, OYUNCU VE HOCA ATILABİLİR"
Pek çok kez söyledikleri gibi sezon başı ve sezon ortası hakemler ile teknik adamların aynı masanın etrafında oturmaları, yemek yemeleri, sohbet etmeleri gerektiğini kaydeden Dilber, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bunu yapmak mecburiyetindeler. Bütün dünya bunu yapıyor. Biz bunu uygulamaya koyduk fakat tekrar uygulama elimizden kaçtı. Bunun yanı sıra 2 ay evvel bazı tepkiler geldi. Bunu MHK'ye bir şekilde izah ettik. Bunlara biraz dikkat edersek, bu sorunların hiçbiri yaşanmazdı. Yani bu atılır, şu atılır. Hakem atılmayacağına göre, oyuncu ve hoca atılabilir. Çizginin kenarındaki olayları çok kısa zamanda çözmemiz lazım. Buna riayet edeceğimiz ne kadar nokta varsa, biz o kadar riayet edeceğiz. Onlar da ne kadar titiz davranması lazım gelirse, onlar da titiz davranacaklar. Bu bugünkü olay değil. Daha evvelde böyle bir şeyler vardı. Şikayet üzerine biz MHK'ye tekrar söyledik. Bu ilişkiyi kuralım. Bu ilişki üzerinden devam edelim dedik. Geçmişte bu ilişkiyi kurmuştuk. Fakat bu sezon başı ve sezon ortası bunu tatbik edemedik."
Türkiye Milli Takımı'nın Brezilya’da yapılacak Dünya Kupası için yaptığı grup maçları ile ilgili görüşlerini de aktaran Dilber, “Biz Dünya Kupası'nı kazanıp üçüncü olduğumuz zaman, dünyanın en iyi üçüncü takımı değiliz diye ortalıkta laflar gezerdi. İnanmıyorum ki dünyanın en iyi üçüncü takımı değiliz. Buna hem fikirim. Bu benim düşüncem. Ama biz bugün 44. sıradaysak veya 54. sıradaysak, tabii ki biz sıralamadaki dünyanın en kötü 54. takımı değiliz. Biz Avrupa'da 8 ile 10 arasında, Dünyada da 20 arasında bir ülkeyiz. Bugün formsuz olabilir. Bugün bir takım yanlışlıklar yapılmış olabilir. Bugünkü şampiyonaya gidemememiz bizim için zul. Şu pozisyonda, şu puanda bulunmamız bizim için zul. Konuşulacak hiç bir söz bunu telafi etmez. Orada bizim şu konumda olmamız ülkemize uygun değil. Buna formsuz bir zaman mı diyeceğiz? Başka bir şey mi diyeceğiz? Bunun adını nasıl koyacağız? Dünya kupasına gitmesek bile bu durumlara düşmemiz bizim için zul. Biz Dünyanın 44. sırasındaki bir ülke değiliz. 1-15 arasında form grafiğini yakaladığımız zaman o seviye de bir ülkeyiz" dedi.
"KULÜPLER YETİŞTİRECEK"
Oyuncu yetişmediği, altyapıda eksiklik olduğu görüşlerine inanmadığını da sözlerine ekleyen Dilber, şunları kaydetti:
"Bu oyuncuları sahaya koyamıyoruz. Bu oyuncuları çok çabuk üretiyoruz, çok çabuk da tüketiyoruz. Hemen yıldırım gibi üstüne gidiyoruz, bu çocuklar kayboluyor. Türkiye'de çok kaybolan oyuncu var. Kaybolan oyuncuları kaybetmemiz lazım. Kalitesiz yabancının çok gelişi gibi sorunlar da bunun içerisinde. Biz geçmişte raporu Türkiye Futbol Federasyonu'na vermiştik. O zamanki koşullar içerisinde en fazla 4 yabancı oyuncu liglerimizde bulunsun diye. Aynı şekilde devam ediyoruz. Fakat bugün Avrupa'da yarışacak Türklerimiz de, onların çerçevesi açısından baktığımızda burada başka bir tezat oluşuyor. Bunu nasıl uygulayacaksak, oturup hep bir araya teknik analizi yapacak kişilerle Türkiye'deki organizasyonlarla yapılması lazımdır. Yönetici kısmının işi değil bu. Teknik adamların işi. Teknik adamlar programları yapacak. Programları teknik adamlar yürütecek. Eğer çocuklar okullarda yetişecekse okullarda yetiştiririz. Çünkü en sağlıklı ortam orada. Yani bilgi, birikim, düşünce, ekonomi hepsi kulüplerde. Sahalarda kulüplerin hepsinin tesisi var. Hepsinin ekonomisi iyi kötü bir şeyler dönüyor. Eskisi gibi artık tesisimiz yok diyemiyoruz. Kulübün dışında oyuncu yetişmez. Kulüpler bulacak, araştıracak kendileri yetiştirecek" dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz