Bursa'da, 26 Mayıs 2009’da Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde özel şirketin işlediği görüntülü merkezinde bilgisayar kablolarından çıkan ve yoğun bakımdaki 9 hastanın ölümüyle sonuçlanan yangınla ilgili açılan davada cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaasını sundu. Savcı, olayda kusurlu bulunduklarını öne sürdüğü dönemin hastane başhekimi Osman Naci Çelik ile görüntüleme merkezi şirketinin sahibi hakkında 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebep oldukları' iddiasıyla; 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmalarını, diğer 4 sanığın ise beraat ettirilmelerini istedi. Mahkeme heyeti, üç ayrı bilirkişi raporu hazırlanan davada yeni bir rapor istenmesine gerek duymayarak, avukatların yazılı savunma yapmaları için duruşmayı şubat ayına erteledi. Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 26 Mayıs 2009'da 2. bodrum katında elektrik kablolarının yanmasıyla oluşan duman, en üst kattaki genel cerrahi, kardiyoloji ve yeni doğan yoğun bakımlarına dolmuş, dumandan nefes alamaz hale gelen yoğun bakım hastaları itfaiye ve hastane personelinin müdahaleleriyle tahliye edilmişti. Olayda; 9 kişi, yaşam destek ünitelerinin tam çalıştırılamaması ve yoğun dumandan etkilenerek hayatını kaybetmişti. Yangının ardından cumhuriyet savcısının soruşturmasının tamamlanmasıyla hastane eski müdür yardımcısı Mehmet Genç, eski teknik işlerden sorumlu müdür yardımcısı Yakup Güler ve elektrik elektronik mühendisi Süleyman Karapınar, özel görüntüleme merkezinin sahibi Dr. Erol Kılıç, hastanenin eski başhekimi Osman Naci Çelik ile eski hastane müdürü Salim Özdağ hakkında Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Taksirle yangına ve birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek' suçundan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istemiyle dava açıldı. Davanın bugünkü görülen duruşmasına tutuksuz sanıklardan Salim Özdağ ile Süleyman Karapınar hazır bulunurken diğer 4 sanık duruşmaya gelmedi. Davaya müdahil olan yangında yakınları ölen vatandaşlar, sanıklardan şikayetçi olduklarını dile getirerek, "Biz, hastamızı, tam donanımlı bir hastaneye getirdiğimizi zannediyorduk. Raporda belirtilen hastanenin ruhsatsız olduğunu, alarm sisteminin olmadığını bilmiyorduk. Sorumlular cezalandırılsın” diye konuştu. Sanık avukatları ise bilirkişi raporları doğrultusunda sanıkların beraat ettirilmelerini istedi. BAŞHEKİM VE ŞİRKET SAHİBİNE 15 YIL HAPİS İSTENİLDİDava kapsamında üç ayrı bilirkişi raporu hazırlandığına dikkat çeken mahkeme heyeti, yeni bir rapora ihtiyaç duyulmadığını bildirdi. Esas hakkında mütalaasını sunan cumhuriyet savcısı, ihaleyle yapılan düzenlemelerin Sağlık Bakanlığı genelgesi kapsamında, projelerin Sağlık Bakanlığı’ndan onaylatılmadığı, ayrıca yangın ikaz cihazının çalışmadığı gerekçesiyle o dönemde hastane idaresinin başında bulunan başhekim Op. Dr. Osman Naci Çelik hakkında 'Taksirle birden fazla kişinin ölümüne sebebiyet vermek' suçundan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Savcı, görüntüleme merkezini işleten şirketin yaptığı tüm işlemlerden sorumlu olacağı, cihazların kurulumu ve her türlü kablolamadan sorumlu olduğu, kablolama yapılırken yanmaz kablo kullanılmadığı ve diğer tedbirlerin alınmaması nedeniyle yangının çıktığı gerekçesiyle görüntüleme merkezi sahibi Uzman Dr. Erol Kılıç’ın da aynı suçtan 15 yıla kadar hapis cezası talep etti. Cumhuriyet savcısı, diğer tutuksuz dört sanığın hastanede kısmi idari görevlerde bulundukları, bu nedenle memuriyet görevinde idarenin vermiş olduğu emirleri uygulamak zorunda oldukları gerekçesiyle beraatlerini istedi. Mahkeme heyeti, sanık avukatlarına son savunmalarını yapmak için süre veren mahkeme duruşmayı şubat ayına erteledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz