AGİT Uluslararası seçim gözlem heyeti, dün gerçekleşen cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Cumhurbaşkanlığı seçimini izleyen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) uluslararası gözlemciler heyeti, Sheraton Otelde basın toplantısı düzenledi.Toplantıda Avrupa Konseyi Parlamenter Sistemi Meclisi (AKMP) Delegasyon Başkanı Meritxell Mateu Pi, AGİT Demokratik Kurumlar ve İnsan Hakları Ofisi heyetiyle yürütülen işbirliğinin başaralı ve verimli geçtiğini belirterek, Avrupa Konseyi Meclisi Heyetine ilişkin, “Biz ülkenizde mümkün olduğu kadar geniş bir coğrafi alanı kapsamaya çalıştık bu gözlem sırasında. Çok çeşitlilik içeren bir ülkeniz var. Son derece büyük ve çeşitlilik içeren bir ülke. Bu bağlamda biz Ankara’nın bazı ilçelerinde seçim çalışmaları, gözlem çalışmaları yürüttük. Güneyde Antalya ve Adana’da bulunduk. Batıda İstanbul ve İzmir’de çalışmalar yürüttük. Konya’da ve Doğuda Van’da ve Diyarbakır’da çalışmalarımız oldu” diye konuştu.Genel olarak gözlemcilerin ziyaret ettikleri sandıklarda son derece sıcak bir karşılamayla karşılaştığını kaydeden Pi, “Bazılarımız sandık kurulu başkanlarının yeterince önceden bilgilendirilmemiş olması dolayısıyla bazı sandıklara erişimde bir takım sıkıntılar yaşadık” dedi.“TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİK GELİŞİMİNDEKİ YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLANGICIDIR”Dün yaşanan seçimlerin tarihsel boyutuna değinmek isteyen Pi, “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının ilk kez halk tarafından seçildiği bir seçim yaşadık. Bu sayede de halkla cumhurbaşkanı arasında doğrudan bir bağ kurulmuş oldu. Bu Türkiye’nin demokratik gelişimindeki yeni bir dönemin başlangıcıdır. Biz bundan yaklaşık 3 hafta önce Türkiye’ye geldik ve seçim süreciyle ilgili olarak hem adaylarla, hem çeşitli makamlarla, hem medya mensuplarıyla hem de sivil toplumla çeşitli görüşmeler gerçekleştirdik” şeklinde konuştu.“AVRUPA KONSEYİ KENDİ UZMANLIĞINI TÜRKİYE İLE PAYLAŞMAYI VE KENDİ UZMANLIK KONUSUYLA İLGİLİ OLARAK TÜRKİYE İLE BİRLİKTE ÇALIŞMAYI ARZU ETMEKTEDİR”Seçim süresince eksiklikler tespit edildiğini bildiren Pi, şunları söyledi:“Seçim süreci boyunca medyada haberlerin dengesiz olması, idari kaynakların usulsüz bir şekilde kullanılması ve yine aynı şekilde kampanyayla ilgili belirsizlerin olması ele alınması gereken konular arasında yer almaktadır. Seçim süreci boyunca hemzemin bir oyun alanının oluşturulması için halen düzeltilmesi gereken bir takım unsurlar var. Bu noktada Avrupa Konseyi kendi uzmanlığını Türkiye ile paylaşmayı ve kendi uzmanlık konusuyla ilgili olarak Türkiye ile birlikte çalışmayı arzu etmektedir. Bu noktada çalışmalar ve işbirliği sonucunda da Avrupa Konseyi’ni, hukukun üstünlüğü, insan haklarına saygı ve çeşitlilik arz eden kapsayıcı bir seçim süreci gerçekleştirilmesi için koymuş olduğu standartların hayata geçirilmesi adına destek vermeye hazırdır. Biz öyle inanıyoruz ki Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanın görevi Türkiye’de bütün vatandaşların menfaati lehine çalışmak ve demokratik gelişimi daha da fazla desteklemektir.”“BEN ŞAHSEN ADAYLARIN DOĞRUDAN KARŞILAŞIP TARTIŞABİLECEKLERİ AÇIK OTURUMLARIN VE GÖRÜŞMELERİN YAPILMASINI TERCİH EDERDİM”AGİT Kısa Dönem Gözlemci Misyonunun Özel Koordinatörü Vilija Aleknaite Abramikiene, Türkiye’de doğrudan halkın cumhurbaşkanı için seçim yaptığını hatırlatarak, “Türkiye’de son derece canlı bir siyasi yaşam olduğunu gördük. Siyasi güçler arasında da sağlıklı bir denge olduğunu ilk seçim sonuçları bizlere göstermektedir. Buna rağmen bir takım eksiklikler vardır. Özellikle medyada dengesiz haber yapılması insanların demokratik beklentilerini tam anlamıyla karşılama konusunda bir anlamda eksik kalmıştır. Bunlarında üstesinden gelinmesi gerekmektedir” ifadelerini kullandı.Abramikiene, “Ben şahsen adayların doğrudan karşılaşıp tartışabilecekleri açık oturumların ve görüşmelerin yapılmasını tercih ederdim. Çünkü bu sayede seçmenler bu 3 adayın görüşleri arasındaki farklılıkları karşılaştırma imkânına sahip olabilirlerdi. Medya kampanyaları boyunca özellikle 1 kişinin Başbakanın aday olarak bu seçimlerde daha fazla avantaja sahip olduğunu gördük” dedi.Türkiye’de geçirdikleri süreye ilişkin ise Abramikiene, “Türk şairi Orhan Veli Kanık 20.yüzyılın ortalarında İstanbul’u dinliyorum diye şiirine başlamıştır. Biz de ünlük Türk şairinin izinden giderek aynı şekilde İstanbul’u dinledik ama sadece İstanbul’u dinlemekle kalmadık aynı zamanda Ankara’yı, İzmir’i ve Diyarbakır’ı dinledik” diye konuştu.“SANDIKLARDA TAM ERİŞİME SAHİP OLDUĞUMUZ SANDIKLARDA YÜRÜTÜLEN PROSEDÜRLERDEN SON DERECE ETKİLENMİŞLERDİR”AGİT Parlamenter Meclisi Heyeti Başkanı Asa Lindestam, yürütülen çalışmaların ortak bir çalışma olduğunu belirterek, “Sandıklarda tam erişime sahip olduğumuz sandıklarda yürütülen prosedürlerden son derece etkilenmişlerdir. Ben şahsen İstanbul’daydım ve İstanbul’da sandık açılış prosedürünü izledim. Sandık kurullarının çalışmalarındaki profesyonelliği ve verimliliği gözlemleme şansına sahip oldum. Dün seçimler boyunca Türkiye çapında sandıklarda siyasi parti temsilcilerinin bulunması son derece önemli denetim mekanizmasıdır. Türkiye’de sandık başına 400 kişi sınırlaması getirilmesi sadece 400 seçmenin o sandıkta oy kullanması son derece verimli bir modeldir” şeklinde konuştu.“RAPORDA TÜRKİYE’DEKİ SEÇİM SİSTEMİNİN NASIL DAHA DA İYİLEŞTİRİLEBİLECEĞİ KONUSUNDA BİR TAKIM TAVSİYELER YER ALACAKTIR”AGİT/ DKİHB Sınırlı Seçim Gözlem Misyonu Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Geert Hinrich Ahrens, “Temmuzun başlarından itibaren AGİT/ ODIHR Sınırlı Seçim Gözlem Misyonu uzun vadeli olarak Türkiye’ye gelmiş ve 8 ayrı şehirde çalışmalarını yürütmüştür. Bizler seçim gününde sistematik ve kapsamlı gözlem yapmadık. Sadece seçim gününde yürütülen usulleri gözlemlemek amacıyla birkaç sandığı ziyaret ettik” dedi.Yapılan gözlemin sonuçlarıyla ilgili ise Ahrens, konuşmasını şöyle sürdürdü:“AGİT Parlamenterler Meclisi Heyeti ve Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Heyeti ile ortak olarak hazırlanmıştır. Ancak siyah beyaz bir resim sunmamaktadır. Genel olarak baktığımız zaman seçimlerle ilgili olumlu gelişmeler vardır. Örneğin, serbestlik kampanya ortamı yaratılmıştır. Türkçe dışında başka dillerin kullanılmasına izin verilmiştir. Yine aynı şekilde yurt dışında oy kullanılmasına izin verilmiştir. Seçim gününde genel anlamda başarılı bir şekilde geçmiştir. Bunların dışında ciddi bir takım olumsuz hususlarda vardır. Resmi makamların ve devlet kaynaklarının usulsüz bir şekilde kullanılması bir aday tarafından. Yasal çerçevede bir takım açıklıkların olmaması ve medya haberlerinin de taraflı olması. Türkiye’deki yetkili makamların altını çizmiş olduğumuz kritik hususlarla ilgili verilen mesajlara odaklanacağını, uygulamayla ilgili bir takım aksaklıkları savunmaya geçmeyeceğini umut ediyorum. Çünkü bu anlamda uygulamayla ilgili yaşananlara gerekçe göstermek yerine yaşananları düzeltmek her zaman için daha olumludur. AGİT/ ODIHR misyonu yaklaşık 8 hafta sonra bu yürütmüş olduğumuz misyonla ilgili olarak bir rapor yayımlayacaktır. Bu raporda Türkiye’deki seçim sisteminin nasıl daha da iyileştirilebileceği konusunda bir takım tavsiyeler yer alacaktır.”“YSK BİR KARAR ALDI VE DAHA ÖNCEKİ KANUNU UYGULAMAYA KARAR VERDİ”Gazetecilerin sorularını da cevaplayan heyet bir gazetecinin, Başbakan Erdoğan’ın devletin kaynaklarını kullanmasıyla ilgili soru sorduklarında ne yanıt aldıklarını ve yasal sınırlamaların doğru çizilmediğine ilişkin soruya Ahrens, “2012 yılında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri kanunu çok açık bir şekilde seçim kampanyası tarihinin, adayların açıklandığı gün ifade etmektedir. Bu da 11 Temmuz olarak belirlenmişti. Ancak YSK bir karar aldı ve daha önceki kanunu uygulamaya karar verdi. Daha önceki kanunu uygulamaya karar verdiği içinde seçim kampanyası resmi olarak 31 Temmuz’da başlatıldı. Bu da şu anlama geldi 1 ay boyunca seçim kanunda yer alan hükümler, düzenlemeler, kısıtlamalar kampanya süresince uygulanamamış oldu” karşılığını verdi.Aldıkları yanıta ilişkin Pi ise “Bu soruyu sorduğumuz zaman Temmuz ayını resmi kampanya ayı olmadığı ifade edildi. Resmi kampanya ayı olmadığı içinde Başbakan yine Başbakan olarak faaliyetlerine devam etmekteydi. Dolayısıyla Başbakanın rolüyle, cumhurbaşkanı adayı arasında net ve belirgin ayrım yapılmamıştı. Bize söyledikleri şuydu; Başbakanın Başbakan sıfatıyla yürüttüğü her türlü faaliyet 31 Temmuz itibariyle sonlandırılacaktır ama 31 Temmuz’dan önce değil” diye konuştu.“GÖZLEMLEDİĞİMİZ KADARIYLA BİZ HERHANGİ BİR USULSÜZLÜKLE KARŞILAŞMADIK”YSK sistemini denetleyip denetlemedikleri sorusuna Ahrens, “YSK sistemiyle ilgili olarak, biz seçim günü tam kapsamlı bir gözlem yapmadık Türkiye’de. Daha genel anlamda gözlem yürüttük. Gözlemlediğimiz kadarıyla biz herhangi bir usulsüzlükle karşılaşmadık. Tabi ki seçim günü faaliyet gösteren parti temsilcileri avantaj. Bir usulsüzlük varsa bunlarında parti temsilcileri tarafından tespit edileceğini umut ediyoruz” yanıtını verdi.Bağış sistemine ilişkin herhangi bir usulsüzlüğün tespit edilip edilmediği sorusuna Ahrens, “İlk kez kampanya finansmanıyla ilgili ilk kez düzenleme getirildi Türkiye’de. Seçim süresi boyunca 3 aday banka hesaplarındaki bilgileri çok açık bir şekilde paylaşmışlardır. 3 adayında topladıkları bağışlarla ilgili rakamları görme fırsatına sahip olacaksınız. Baktığımız zaman bu 3 adayın toplamda aldıkları bağışlar arasında çok ciddi bir takım farklar var” şeklinde konuştu.8 hafta sonra yayımlanacak raporda yer alacak tavsiyelerin sorulması üzerine Pi, “Seçim süreciyle ilgili bir takım tavsiyelerimiz olacak. Sivil toplumun demokratik katılımıyla ilgili tavsiyelerimiz olacak ve özellikle yabancı Türk vatandaşlarının yurt dışında oy kullanması, mahkumların oy kullanması ve benzer şekilde basın özgürlüğü ile tavsiyelerimiz bulunmaktadır” dedi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz