Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Maya Arakon, vatandaşlık sisteminin getirilmesi ve devletin bütün vatandaşlarına eşit mesafede durmasının sağlanması gerektiğini söyledi.
Arakon, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü'nce Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği Konferans Salonu'nda düzenlenen "Müzakere Süreci ve Taraflar" panelinde, çözüm süreciyle ilgili siyasi bir projenin olması gerektiğini, silahların bırakılmasının sonrası için bir proje oluşturulmazsa, silahların susmuş olması ile bir yere varılamayacağını ileri sürdü.
Sürecin paralelinde yasal, demokratik, hak ve özgürlükler düzeyinde önlemlerin alınması gerektiğini vurgulayan Arakon, sorunun 2-3 ayda bitecekmiş gibi bir hava yaratmanın halkta büyük bir hayal kırıklığına neden olabileceğini kaydetti.
Üzerinde durulması gereken şeylerin bulunduğunu, öncelikle yeni, sivil ve katılımcı bir anayasanın oluşturulması gerektiğini dile getiren Arakon, "Vatandaşlık sisteminin getirilmesi ve devletin bütün vatandaşlarına eşit mesafede durmasının sağlanması lazım. Terörle Mücadele Kanunu'nun tamamen kaldırılması, KCK tutuklularının serbest bırakılması lazım. Koruculuk sistemi nasıl tasfiye edilecek- Bunlar planlanmalı, seçim barajı yüzde 3'e indirilmeli" diye konuştu.
İrlanda ve İspanya'da barış süreciyle ilgili çalışmalar konusunda örnekler veren Arakon, yargıda adaletin sağlanması gerektiğini anlattı.
Arakon, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kimse bahsetmiyor, dağdaki çocuklar ne olacak- Nasıl bir geçiş süreci öngörülüyor, bunları bilmiyoruz. Bunların konuşulacağı bir nokta gelecektir. Türkiye'de Kürdistan bölgesinde öncelikli ekonomik bölge ilan etmek lazım. Silahların tamamen gömülmesinde uluslararası bir komiteye ihtiyaç duyulacak. Bizim barışma deneyimimiz yok. Deneyimli bir kadronun olması gerekiyor. PKK'nın geleceği ne olacak- Bunları bilmiyoruz. Toplumun buna hazırlanması lazım. Öyle bir toplumsal kırılma yaratıldı ki insanlara özellikle Türklere Kürt sorununu bilmeyen insanlara barışı anlatmaya çalışıyoruz. Anlamıyorlar doğal olarak. Onların gözünde resmi ideolojinin biraz eşkıya teması çok iyi işlenmiş. Öncelikle bu insanlara neden bu noktaya geldi, niçin böyle bir acı yaşandı bu topraklarda- Bunların anlatmamız gerekiyor."
Toplumsal entegrasyon sürecinin sağlanması gerektiğini vurgulayan Arakon, barışı sağlamak için ortak bir irade ortaya koyulması gerektiğini, bunun da uzun bir süre alacağını bildirdi.
Arakon, "Hiç hayal kurmayalım, umutlu olalım, barışı destekleyelim ama gerçekleri görerek ilerlemekte fayda var" dedi.
Sosyolog yazar İsmail Beşikçi de Türkiye'nin demokratikleşmesiyle Kürt sorunu çözülür anlayışının sağlıklı bir yaklaşım olmadığını ileri sürdü. Beşikçi, şunları söyledi:
"Kürtler kendi kendilerini yönetebilmelidir. Kürtler kendi geleceklerini tayin hakkına dahil olmalıdır. Temel ilkeler bunlar olmalıdır. Sudan demokratik bir ülke değil. Ama Güney Sudan'da referandum yapıldı ve Sudan'dan ayrıldı. İsrail Ortadoğu'nun en demokratik devletidir. Arapça eğitim vardır ama Filistin sorununu çözememektedir. Demokrasi, ulusal kurtuluş mücadelelerinde bir çözüm gücü değildir. Kendi geleceğini tayin hakkına sahip olmak, kendi kendini yönetmek çok daha belirleyicidir."
Daha sonra Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Büşra Ersanlı, Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Betül Çelik ve Şırnak eski belediye başkanı Ahmet Ertak konuştu.
Muhabir: Nurten Aslan
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz